ح ظ ر

KÖK HARFLER:  ح ظ ر

ANLAM: 

حَظَرَ : Bir şeyi yasaklamak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

حَظَرَ (geniş zamanlı يَحْظُرُ mastar ismi حَظْرًا):

حَظَرَهُ : O şeyi yasakladı; o şeyi yasak etti; o şeyi yasak altına aldı.

حُظِرَ عَلَيْهِ كَذَا : Arada duran bir şey vasıtasıyla o şey ondan uzak tutuluyordu.

حَظَرَهُ : O şeyi kendisine veya kendisi için aldı.

حَظَرَ : O bir hazîre (حَظِيرَةٌ) yaptı, hayvanları bir hazîreye (حَظِيرَةٌ) kapadı.

حَظِيرَةٌ : Develeri, keçileri veya koyunları korumak adına tahtadan veya hasırdan veya kamıştan yapılmış bir çit.

مَحْظُورٌ : Yasaklanmış; kısıtlı; kısıtlanmış.

مُحْتَظِرٌ : (Ehli hayvanları soğuktan ve rüzgârdan korumak için) ağıl yapan (ağılcı), çit yapıp çeviren manasında ismi faildir.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
مَحْظُورٌ isim 1 Men edilmiş, yasaklanmış 17/20
مُحْتَظِرٌ isim 1 (Ehli hayvanları soğuktan ve rüzgârdan korumak için) ağıl yapan 54/31

Toplam 2

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • حَظَّرَ
    • أَحَلَّ > bak: ح ل ل
    • أَبَاحَ
    • سَمَحَ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Mahzûr مَحْظُور Haram. Memnu şey.
Tahzîr تَحْظِير Men etme. Sakındırma.
Hazîre حَظِيرَة 1: Etrafı çitle çevrili ve girilmesi yasak yer. 2: Cami, türbe, tekke vb. yerlerde çevresi parmaklıklarla çevrili mezar yeri. Çoğul: Hazâir

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

مَحْظُورٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl.

17:20 وَمَا كَانَ عَطَاءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا
Diyanet Meali: Rabbinin lütfu (hiç kimseye) yasaklanmış değildir.

مُحْتَظِرٌ : İsim. İsm-i Fâil. İfti’âl Bâbı (VIII. Bâb). 

54:31 إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ صَيْحَةً وَاحِدَةً فَكَانُوا كَهَشِيمِ الْمُحْتَظِرِ
Diyanet Meali: Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular. *