KÖK HARFLER: ق و ت
ANLAM:
قَاتَ : Bir kimseyi doyurmak, ayakta tutmak, beslemek, onu ayakta tutmaya yetecek gıda vermek. Cimrilik veya yoksulluk yüzünden hanesine yaptığı harcamayı kısmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
قَاتَ (geniş zaman يَقُوتُ mastar isim قَوْتٌ ve قُوتٌ):
قَاتَ الرَّجُلَ : O kimseyi doyurdu, ayakta tuttu; besledi; onu ayakta tutmaya yetecek gıda verdi; cimrilik veya yoksulluk yüzünden hanesine yaptığı harcamayı kıstı (عَالَهُ ).
قُوتٌ : Gıda. (çoğul hali: اَقْوَاتٌ).
اَقَاتَهُ : Onu tuttu, korudu, gözetti ya da savundu.
اَقَاتَ عَلَى الشَّىْءِ : O şeyi tamamlama veya başarma gücü veya ehliyeti vardı, muktedirdi.
مُقٖيتٌ (İsmi fail): Gıdalandıran, besleyen. Muktedir olan, gücü yeten. Bakıp gözeten, himaye eden (Allah’ın isimlerindendir).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
أَقْوَاتٌ | isim | 1 | (Bedeni besleyip vücudu ayakta tutacak mikdardaki) gıda, yiyecek. (Çoğul) | 41/10 | Tekili: قُوتٌ |
مُقٖيتٌ | isim | 1 | Gıdalandıran, besleyen. Muktedir olan, gücü yeten. Bakıp gözeten, himaye eden. | 4/85 |
|
| Toplam | 2 |
|
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Kût | قُوت | Azık. | Çoğulu: Akvât |
Kavt | قَوْت | İhtiyaç miktarı yemek vermek. |
|
Tekavvüt | تَقَوُّت | Beslenme, azıklanma. Geçinme. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَقْوَاتٌ : İsim. Çoğul. Tekili: قُوتٌ
41:10 | وَقَدَّرَ فِيهَا أَقْوَاتَهَا فِي أَرْبَعَةِ أَيَّامٍ سَوَاءً |
Diyanet Meali: | O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı. |
مُقٖيتٌ : İsim. İsm-i Fâil. İf’âl Bâbı (IV. Bâb).
4:85 | وَكَانَ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ مُقِيتًا |
Diyanet Meali: | Allah’ın her şeye gücü yeter. |