KÖK HARFLER: ق ن ت
ANLAM:
قَنَتَ : Birisine karşı mütevazı, alçakgönüllü veya boyun eğen bir kimse olmak. İtaat etmek. Sessizleşmek; kıyama durmak, ibadette kıyama durmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
قَنَتَ | fiil-I | 2 | İtaat etti | 33/31 |
|
قَانِتٌ | isim | 11 | İtaat eden | 16/120 | Müennes: قَانِتَةٌ |
| Toplam | 13 |
|
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Kânit | قَانِت | Kunut ve dua eden. Allah’a itaat ve ibadet eden. |
|
Kunût | قُنُوت | Yatsı veya sabah namazlarında ayakta okunan dua. İbadet. Dua. Taat. Şükür eylemek. | Kunût duası |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
قَنَتَ : Fiil-I.
3:43 | يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ |
Diyanet Meali: | “Ey Meryem! Rabbine divan dur. Secde et ve (O’nun huzurunda) rükû edenlerle beraber rükû et” demişlerdi. * |
33:31 | وَمَنْ يَقْنُتْ مِنْكُنَّ لِلَّهِ وَرَسُولِهِ وَتَعْمَلْ صَالِحًا نُؤْتِهَا أَجْرَهَا مَرَّتَيْنِ |
Diyanet Meali: | İçinizden kim Allah’a ve Resûlüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz. |
قَانِتٌ : İsim. İsm-i Fâil.
2:116 | سُبْحَانَهُ بَلْ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلٌّ لَهُ قَانِتُونَ |
Diyanet Meali: | (“Allah, çocuk edindi” dediler.) O, bundan uzaktır. Hayır! Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ındır. Hepsi O’na boyun eğmiştir. |
2:238 | وَقُومُوا لِلَّهِ قَانِتِينَ |
Diyanet Meali: | Allah’a gönülden boyun eğerek namaza durun. |
3:17 | الصَّابِرِينَ وَالصَّادِقِينَ وَالْقَانِتِينَ وَالْمُنْفِقِينَ وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْأَسْحَارِ |
Diyanet Meali: | Sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir. |
16:120 | إِنَّ إِبْرَاهِيمَ كَانَ أُمَّةً قَانِتًا لِلَّهِ حَنِيفًا وَلَمْ يَكُ مِنَ الْمُشْرِكِينَ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz İbrahim, Allah’a itaat eden, hakka yönelen bir önder idi. Allah’a ortak koşanlardan değildi. * |
30:26 | وَلَهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلٌّ لَهُ قَانِتُونَ |
Diyanet Meali: | Göklerde ve yerde kim varsa yalnızca O’na âittir. Hepsi O’na boyun eğmektedirler. * |
33:35 | وَالْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْقَانِتِينَ وَالْقَانِتَاتِ |
Diyanet Meali: | Mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar… |
39:9 | أَمَّنْ هُوَ قَانِتٌ آنَاءَ اللَّيْلِ سَاجِدًا وَقَائِمًا يَحْذَرُ الْآخِرَةَ |
Diyanet Meali: | (Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür,) yoksa gece vakitlerinde, secde hâlinde ve ayakta, ahiretten korkarak itaat ve kulluk eden mi? |
66:12 | وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ |
Diyanet Meali: | Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan (İmran kızı Meryem’i de inananlara örnek gösterdi). O itaat edenlerdendi. |
قَانِتَاتٌ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Bayan Çoğul. Tekili: قَانِتَةٌ Müzekkeri: قَانِتٌ
4:34 | فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللَّهُ |
Diyanet Meali: | İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. |
33:35 | وَالْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْقَانِتِينَ وَالْقَانِتَاتِ |
Diyanet Meali: | Mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar… |
66:5 | عَسَىٰ رَبُّهُ إِنْ طَلَّقَكُنَّ أَنْ يُبْدِلَهُ أَزْوَاجًا خَيْرًا مِنْكُنَّ مُسْلِمَاتٍ مُؤْمِنَاتٍ قَانِتَاتٍ |
Diyanet Meali: | Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden … eşler verebilir. |