خ ي ر

KÖK HARFLER:  خ ي ر

ANLAM: 

خَارَ : Hayra vakıf olmak; hayırlı olmak; hayır işlemek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

خَارَ (geniş zamanlı يَخِيرُ mastar ismi  خَيْرٌ): Hayra vakıftı ya da o hale geldi; hayırlıydı ya da o hale geldi; hayır işledi.

خَارَ اللّٰهُ لَكَ فِى هٰذَا الْاَمْرِ : Allah (c.c.) bu işte sana hayır versin, seni kutsasın, seni refaha erdirsin.

خَارَهُ اَوْ خَيَّرَهُ عَلَيْهِ : Onu ona tercih etti.

خَيَّرَهُ بَيْنَ الْاَمْرَيْنِ : İki husus arasında ona seçim hakkı tanıdı.

اِخْتَارَهُ ve تَخَيَّرَهُ : O kişi veya şeyi seçti, tercihte bulundu, karar verdi ya da tercih etti.

اِخْتَرْتُهُ مِنَ الرِّجَالِ اَوْ اِخْتَرْتُهُ الرِّجَالَ : Adamlar arasından onu seçti.

اِخْتَرْتُهُ عَلَيْهِمْ : Onu onlara tercih ettim.

خَيْرٌ : Anlamları: (1) Mal veya mülk; (2) çok mal; (3) takdire şayan bir biçimde kazanılmış mal veya mülk; (4) hayırlı şeyler; (5) atlar; (6) iyi, hayır veya iyilik; iyi talih; saadet; (7) refah; iyilik hali; (8) mutluluk; (9) İyi durum veya hal; (10) cömertlik veya eli açıklık.

لَا يُقَالُ الْمَالُ خَيْرٌ حَتّٰى يَكُونَ كَثِيرًا وَ مِنْ مَكَانٍ طَيِّبٍ : Mal, büyük miktarlarda olmadığı ve takdire şayan bir biçimde kazanılmadığı müddetçe hayır olarak adlandırılmaz.

قِلَّةُ خَيْرٍ : Yoksulluk, veya cimrilik.

رَجُلٌ قَلِيلُ الْخَيْرِ : Çok az veya hiç hayra mazhar olmayan; hayırlı çok az şeye veya hiçbir şeye sahip olmayan; fakir, cimri veya az hayır işleyen; içinde çok az iyilik olan veya hiç iyilik olmayan bir insan.  

خَيْرٌ iyi, daha iyi, en iyi manasına da gelmektedir.

فُلَانٌ خَيْرُ النَّاسِ : Böyle biri tüm insanların en hayırlısıdır.

رَجُلٌ خَيْرٌ : İyi insan ( اَخْيَارٌ çoğul hali).

خَيْرَةٌ : Hayırlı bir kadın; güzellik ve mizaç bakımından muntazam, doğurgan, mevkisi yüce, çok mala sahip bir kadın. ( خَيْرَاتٌ çoğul hali).

خَيْرَةٌ : her tür hayırlı şey; iyi kalite; hayırlı bir hareket veya eylem, manalarına da gelmektedir. ( خَيْرَاتٌ çoğul hali).

خِيَرَةٌ : Seçkin, seçilmiş veya tercih edilmiş bir insan veya şey (ya da insanlar veya şeyler).

مُحَمَّدٌ خِيَرَةُ اللّٰهِ مِنْ خَلْقِهِ : Muhammed, yarattığı tüm varlıklar arasından Allah’ın (c.c.) seçtiğidir.

خِيَرَةٌ seçim, seçenek, manasına da gelmektedir.

اَنْتَ بِالْخِيَارِ : Seçim hakkınız var.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
تَخَيَّرَfiil-V2Seçti56/20
اِخْتَارَfiil-VIII4Seçti, tercih etti, üstün tuttu20/13
خَيْرٌisim178Hayır, faydalı şey, daha hayırlı98/7Çoğulu: أَخْيَارٌ
خِيَرَةٌisim2Seçme, tercih, tafdil33/36
خَيْرَةٌisim10Faziletli, saliha, hayırlı, üstün35/32

Toplam196


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • اِخْتَارَ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Hayr خَيْر Meşru iş. Faydalı, nurlu ve sevablı amel. Halkın rağbet ettiği akıl, ilim, ibadet, adalet, ihsan, mal gibi nimet. 
Hayyir خَيِّر Çok hayırlı.
Hayrât خَيْرَات 1: Sevap kazanmak için yapılan iyilik. Hayırlar. 2: Halkın yararlanması için yapılan okul, çeşme, hastane vb. yapı.
Hıyere خِيَرَة Beğenme, seçme. Benzerlerinden ayırma.
Ahyâr أَخْيَار Hayırlılar.
Tahyîr تَخْيِير İki şeyden birisini seçme durumunda bırakma. İstediğini seçmesini teklif etme.
Muhayyer مُخَيَّر 1: Beğenilmediğinde geri verilmek şartıyla alınan (eşya vb), seçmece. 2: Seçmeli, tercihli. 3: Türk müziğinde bir makam.
Moher ——— Tiftik. Tiftikten yapılmış olan.
Muhtâr مُخْتَار 1: Köy ve mahallenin yasalarla belirtilmiş işlerini yürütmek için o köy veya mahallede oturanların seçtikleri kimse  2: Seçilmiş, seçkin. 3: Davranışlarında özgür olan, dilediğini yapan.
İhtiyâr اِخْتِيَار 1: Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı. 2: Seçmek. Seçilmek.
İstihâre اِسْتِخَارَة 1: Hayırlı olmayı istemek. 2: Girişilecek bir işin hayırlı olup olmadığını rüyadan anlamak için abdest alıp dua okuyarak uyuma.
Hırlı ——— İşinde doğru, uslu, iyi (kimse).
Hırsız ——— Başkasının malını çalan kimse, arakçı.

Hırsız kelimesi, “hayırsız, uğursuz” sözcüğünden evrilmiştir. Arapça “hayır” kelimesi Türkçe “-sız” eki ile birleşmiştir. 

Hırlı kelimesi de aynı şekilde “hayırlı” kelimesinin evrilmiş halidir. Arapça “hayır” kelimesi Türkçe “-lı” eki ile birleşmiştir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

تَخَيَّرَ : Fiil-V. 

56:20وَفَاكِهَةٍ مِمَّا يَتَخَيَّرُونَ
Diyanet Meali:Beğendikleri meyveleri…*
68:38إِنَّ لَكُمْ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ
Diyanet Meali:Onda, “Seçip beğendiğiniz her şey mutlaka sizindir” (diye mi yazılı?) *

اِخْتَارَ : Fiil-VIII.

7:155وَاخْتَارَ مُوسَىٰ قَوْمَهُ سَبْعِينَ رَجُلًا لِمِيقَاتِنَا
Diyanet Meali:Mûsâ, kavminden, belirlediğimiz yere gitmek için yetmiş adam seçti.
20:13وَأَنَا اخْتَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحَىٰ
Diyanet Meali:“Ben seni (peygamber olarak) seçtim. Şimdi vahyolunacak şeyleri dinle.” *
28:68وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ
Diyanet Meali:Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur.
44:32وَلَقَدِ اخْتَرْنَاهُمْ عَلَىٰ عِلْمٍ عَلَى الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali:Andolsun, onları, bir bilgi üzerine (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık. *

خَيْرٌ : İsim. Çoğulu: أَخْيَارٌ

2:54ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ عِنْدَ بَارِئِكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
Diyanet Meali:“Öyle yapmanız Yaratıcınızın katında sizin için daha iyidir. Böylece Allah tevbenizi kabul etmiş olur. Çünkü acıyıp tevbeleri kabul eden ancak O’dur.”
2:61قَالَ أَتَسْتَبْدِلُونَ الَّذِي هُوَ أَدْنَىٰ بِالَّذِي هُوَ خَيْرٌ
Diyanet Meali:O da, “İyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz?” demişti.
2:103وَلَوْ أَنَّهُمْ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَمَثُوبَةٌ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ خَيْرٌ
Diyanet Meali:Eğer onlar iman edip Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınmış olsalardı, Allah katında kazanacakları sevap kendileri için daha hayırlı olacaktı.
2:105مَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلَا الْمُشْرِكِينَ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْ
Diyanet Meali:Ne Kitab ehlinden inkâr edenler ve ne de Allah’a ortak koşanlar, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini isterler.
2:106مَا نَنْسَخْ مِنْ آيَةٍ أَوْ نُنْسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍ مِنْهَا أَوْ مِثْلِهَا
Diyanet Meali:Biz herhangi bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturur (ya da ertelersek), yerine daha hayırlısını veya mislini getiririz.
2:110وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ
Diyanet Meali:Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz.
2:158وَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْرًا فَإِنَّ اللَّهَ شَاكِرٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah onu bilir, karşılığını verir.
2:180إِنْ تَرَكَ خَيْرًا الْوَصِيَّةُ لِلْوَالِدَيْنِ وَالْأَقْرَبِينَ بِالْمَعْرُوفِ
Diyanet Meali:(Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman), eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması (size farz kılındı).
2:184فَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْرًا فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ
Diyanet Meali:Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır.
2:184فَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْرًا فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ
Diyanet Meali:Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır.
2:184وَأَنْ تَصُومُوا خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
2:197وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ يَعْلَمْهُ اللَّهُ
Diyanet Meali:Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir
2:197وَتَزَوَّدُوا فَإِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوَىٰ
Diyanet Meali:(Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma)dır.
2:215قُلْ مَا أَنْفَقْتُمْ مِنْ خَيْرٍ فَلِلْوَالِدَيْنِ وَالْأَقْرَبِينَ
Diyanet Meali:De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba … içindir.”
2:215وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللَّهَ بِهِ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:“Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.”
2:216وَعَسَىٰ أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ
Diyanet Meali:Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz.
2:220وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْيَتَامَىٰ قُلْ إِصْلَاحٌ لَهُمْ خَيْرٌ
Diyanet Meali:Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki: “Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır.”
2:221وَلَأَمَةٌ مُؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكَةٍ وَلَوْ أَعْجَبَتْكُمْ
Diyanet Meali:Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır.
2:221وَلَعَبْدٌ مُؤْمِنٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكٍ وَلَوْ أَعْجَبَكُمْ
Diyanet Meali:Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır.
2:263قَوْلٌ مَعْرُوفٌ وَمَغْفِرَةٌ خَيْرٌ مِنْ صَدَقَةٍ يَتْبَعُهَا أَذًى
Diyanet Meali:Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır.
2:269وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ أُوتِيَ خَيْرًا كَثِيرًا
Diyanet Meali:Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir.
2:271وَإِنْ تُخْفُوهَا وَتُؤْتُوهَا الْفُقَرَاءَ فَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ
Diyanet Meali:(Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel!) Fakat onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.
2:272وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ خَيْرٍ فَلِأَنْفُسِكُمْ
Diyanet Meali:Hayır olarak ne harcarsanız, kendiniz içindir.
2:272وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ خَيْرٍ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنْتُمْ لَا تُظْلَمُونَ
Diyanet Meali:Hayır olarak her ne harcarsanız -hiç hakkınız yenmeden- karşılığı size tastamam ödenir.
2:273وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللَّهَ بِهِ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir.
2:280وَإِنْ كَانَ ذُو عُسْرَةٍ فَنَظِرَةٌ إِلَىٰ مَيْسَرَةٍ وَأَنْ تَصَدَّقُوا خَيْرٌ لَكُمْ
Diyanet Meali:Eğer borçlu darlık içindeyse, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. (Eğer bilirseniz, borcu) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır.
3:15قُلْ أَؤُنَبِّئُكُمْ بِخَيْرٍ مِنْ ذَٰلِكُمْ
Diyanet Meali:De ki: “Size, onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?”
3:26بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”
3:30يَوْمَ تَجِدُ كُلُّ نَفْسٍ مَا عَمِلَتْ مِنْ خَيْرٍ مُحْضَرًا
Diyanet Meali:Herkesin yaptığı iyiliği (ve yaptığı kötülüğü) hazır bulacağı günde…
3:54وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. *
3:104وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ
Diyanet Meali:Sizden, hayra çağıran … bir topluluk bulunsun.
3:110كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ
Diyanet Meali:Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.
3:110وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ
Diyanet Meali:Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu.
3:115وَمَا يَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَلَنْ يُكْفَرُوهُ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالْمُتَّقِينَ
Diyanet Meali:Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir. *
3:150بَلِ اللَّهُ مَوْلَاكُمْ وَهُوَ خَيْرُ النَّاصِرِينَ
Diyanet Meali:Hayır! Yalnız Allah yardımcınızdır. O, yardımcıların en hayırlısıdır. *
3:157وَلَئِنْ قُتِلْتُمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَوْ مُتُّمْ لَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللَّهِ وَرَحْمَةٌ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ
Diyanet Meali:Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah’ın bağışlaması ve rahmeti onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır. *
3:178وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِأَنْفُسِهِمْ
Diyanet Meali:İnkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar.
3:180وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَهُمْ
Diyanet Meali:Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar.
3:198وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ لِلْأَبْرَارِ
Diyanet Meali:Allah katında olan şeyler iyiler için daha hayırlıdır.
4:19فَعَسَىٰ أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَيَجْعَلَ اللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًا
Diyanet Meali:Olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.
4:25وَأَنْ تَصْبِرُوا خَيْرٌ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
4:46وَلَوْ أَنَّهُمْ قَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَاسْمَعْ وَانْظُرْنَا لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ
Diyanet Meali:Hâlbuki onlar, “İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak” deselerdi, bu kendileri için daha hayırlı olurdu.
4:59ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا
Diyanet Meali:Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.
4:66وَلَوْ أَنَّهُمْ فَعَلُوا مَا يُوعَظُونَ بِهِ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ وَأَشَدَّ تَثْبِيتًا
Diyanet Meali:Eğer kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de (imanlarını) daha çok pekiştirici olurdu.
4:77قُلْ مَتَاعُ الدُّنْيَا قَلِيلٌ وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ لِمَنِ اتَّقَىٰ وَلَا تُظْلَمُونَ فَتِيلًا
Diyanet Meali:De ki: “Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez.”
4:114لَا خَيْرَ فِي كَثِيرٍ مِنْ نَجْوَاهُمْ إِلَّا مَنْ أَمَرَ بِصَدَقَةٍ أَوْ مَعْرُوفٍ
Diyanet Meali:Bir sadaka vermeyi, yahut iyilik yapmayı, (yahut da insanların arasını düzeltmeyi) emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur.
4:127وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِهِ عَلِيمًا
Diyanet Meali:Ne hayır yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.
4:128فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا وَالصُّلْحُ خَيْرٌ
Diyanet Meali:Uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır.
4:149إِنْ تُبْدُوا خَيْرًا أَوْ تُخْفُوهُ أَوْ تَعْفُوا عَنْ سُوءٍ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ عَفُوًّا قَدِيرًا
Diyanet Meali:Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz, yahut bir kötülüğü affederseniz (bilin ki), Allah da çok affedicidir, her şeye hakkıyla gücü yetendir. *
4:171وَلَا تَقُولُوا ثَلَاثَةٌ انْتَهُوا خَيْرًا لَكُمْ إِنَّمَا اللَّهُ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ
Diyanet Meali:“(Allah) üçtür” demeyin.  Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah, ancak bir tek ilâhtır.
5:114وَارْزُقْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Diyanet Meali:Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın” dedi.
6:17وَإِنْ يَمْسَسْكَ بِخَيْرٍ فَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Fakat sana bir hayır dokunduracak olsa (onu da kimse gideremez). Bil ki O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
6:32وَلَلدَّارُ الْآخِرَةُ خَيْرٌ لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Diyanet Meali:Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
6:57إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ يَقُصُّ الْحَقَّ وَهُوَ خَيْرُ الْفَاصِلِينَ
Diyanet Meali:“Hüküm yalnızca Allah’a aittir. O, hakkı anlatır. O, hakkı batıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır.”
6:158يَوْمَ يَأْتِي بَعْضُ آيَاتِ رَبِّكَ لَا يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ آمَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِي إِيمَانِهَا خَيْرًا
Diyanet Meali:Rabbinin âyetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez. 
7:12قَالَ مَا مَنَعَكَ أَلَّا تَسْجُدَ إِذْ أَمَرْتُكَ قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ
Diyanet Meali:Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım…” dedi.
7:26وَلِبَاسُ التَّقْوَىٰ ذَٰلِكَ خَيْرٌ ذَٰلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
Diyanet Meali:Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).
7:85ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:“İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır.”
7:87فَاصْبِرُوا حَتَّىٰ يَحْكُمَ اللَّهُ بَيْنَنَا وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ
Diyanet Meali:“Artık Allah aramızda hükmünü verinceye kadar sabredin. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”
7:89رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ
Diyanet Meali:“Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında gerçekle hükmet. Çünkü sen hükmedenlerin en hayırlısısın.”
7:155أَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ
Diyanet Meali:“Sen, bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen, bağışlayanların en hayırlısısın.”
7:169وَالدَّارُ الْآخِرَةُ خَيْرٌ لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Diyanet Meali:Hâlbuki, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz?
7:188وَلَوْ كُنْتُ أَعْلَمُ الْغَيْبَ لَاسْتَكْثَرْتُ مِنَ الْخَيْرِ وَمَا مَسَّنِيَ السُّوءُ
Diyanet Meali:“Eğer ben gaybı biliyor olsaydım, daha çok hayır elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı.”
8:19إِنْ تَسْتَفْتِحُوا فَقَدْ جَاءَكُمُ الْفَتْحُ وَإِنْ تَنْتَهُوا فَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ
Diyanet Meali:(Ey inkârcılar!) Eğer fetih  istiyorsanız işte size fetih geldi. Eğer (peygambere karşı gelmekten) vazgeçerseniz, bu sizin için daha hayırlı olur.
8:23وَلَوْ عَلِمَ اللَّهُ فِيهِمْ خَيْرًا لَأَسْمَعَهُمْ
Diyanet Meali:Allah, onlarda bir hayır (hakka yöneliş) olduğunu bilseydi, elbette onlara işittirirdi.
8:30وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.
8:70إِنْ يَعْلَمِ اللَّهُ فِي قُلُوبِكُمْ خَيْرًا
Diyanet Meali:Eğer Allah, kalplerinizde (iman, ihlâs, iyi niyet gibi) bir hayır (olduğunu) bilirse…
8:70يُؤْتِكُمْ خَيْرًا مِمَّا أُخِذَ مِنْكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:Sizden alınan fidyeden daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
9:3فَإِنْ تُبْتُمْ فَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَإِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُوا أَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِي اللَّهِ
Diyanet Meali:Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakabilecek değilsiniz.
9:41ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.
9:74فَإِنْ يَتُوبُوا يَكُ خَيْرًا لَهُمْ
Diyanet Meali:Eğer tövbe ederlerse, kendileri için hayırlı olur.
10:11وَلَوْ يُعَجِّلُ اللَّهُ لِلنَّاسِ الشَّرَّ اسْتِعْجَالَهُمْ بِالْخَيْرِ لَقُضِيَ إِلَيْهِمْ أَجَلُهُمْ
Diyanet Meali:Eğer Allah, insanlara onların hemen hayra kavuşmayı istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, elbette onların ecellerine hükmolunurdu.
10:58قُلْ بِفَضْلِ اللَّهِ وَبِرَحْمَتِهِ فَبِذَٰلِكَ فَلْيَفْرَحُوا هُوَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ
Diyanet Meali:De ki: “Ancak Allah’ın lütuf ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır.” *
10:107وَإِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَادَّ لِفَضْلِهِ
Diyanet Meali:Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur.
10:109وَاصْبِرْ حَتَّىٰ يَحْكُمَ اللَّهُ وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ
Diyanet Meali:Ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.
11:84وَلَا تَنْقُصُوا الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ إِنِّي أَرَاكُمْ بِخَيْرٍ
Diyanet Meali:“Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum.”
12:59أَلَا تَرَوْنَ أَنِّي أُوفِي الْكَيْلَ وَأَنَا خَيْرُ الْمُنْزِلِينَ
Diyanet Meali:“Görmüyor musunuz, ölçeği tam dolduruyorum ve ben misafir ağırlayanların en iyisiyim.”
12:80أَوْ يَحْكُمَ اللَّهُ لِي وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ
Diyanet Meali:Veya Allah, hakkımda hükmedinceye kadar (buradan asla ayrılmayacağım). O, hükmedenlerin en hayırlısıdır.”
16:30وَقِيلَ لِلَّذِينَ اتَّقَوْا مَاذَا أَنْزَلَ رَبُّكُمْ قَالُوا خَيْرًا
Diyanet Meali:Allah’a karşı gelmekten sakınan kimselere, “Rabbiniz ne indirdi?” denildiğinde, “Hayr indirdi” derler.
16:76وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوْلَاهُ أَيْنَمَا يُوَجِّهْهُ لَا يَأْتِ بِخَيْرٍ
Diyanet Meali:(Allah, şöyle iki adamı da misal verdi: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez), efendisine sadece bir yüktür. Nereye gönderse olumlu bir sonuç alamaz.
16:95إِنَّمَا عِنْدَ اللَّهِ هُوَ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Eğer bilirseniz, şüphesiz Allah katında olan sizin için daha hayırlıdır.
16:126وَلَئِنْ صَبَرْتُمْ لَهُوَ خَيْرٌ لِلصَّابِرِينَ
Diyanet Meali:Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
17:11وَيَدْعُ الْإِنْسَانُ بِالشَّرِّ دُعَاءَهُ بِالْخَيْرِ وَكَانَ الْإِنْسَانُ عَجُولًا
Diyanet Meali:İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. İnsan çok acelecidir. *
17:35وَزِنُوا بِالْقِسْطَاسِ الْمُسْتَقِيمِ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا
Diyanet Meali:(Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın), doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir.
18:36وَلَئِنْ رُدِدْتُ إِلَىٰ رَبِّي لَأَجِدَنَّ خَيْرًا مِنْهَا مُنْقَلَبًا
Diyanet Meali:“Rabbime döndürülsem bile andolsun bundan daha iyi bir sonuç bulurum.”
18:40فَعَسَىٰ رَبِّي أَنْ يُؤْتِيَنِ خَيْرًا مِنْ جَنَّتِكَ
Diyanet Meali:“Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir.”
18:44هُنَالِكَ الْوَلَايَةُ لِلَّهِ الْحَقِّ هُوَ خَيْرٌ ثَوَابًا
Diyanet Meali:İşte bu durumda velayet (himaye ve koruyuculuk) yalnızca hak olan Allah’a mahsustur. O’nun mükâfatı da daha hayırlıdır…
18:44وَخَيْرٌ عُقْبًا
Diyanet Meali:Vereceği sonuç da daha hayırlıdır.
18:46وَخَيْرٌ أَمَلًا
Diyanet Meali:Ümit olarak da daha hayırlıdır.
19:73قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَيُّ الْفَرِيقَيْنِ خَيْرٌ مَقَامًا
Diyanet Meali:İnkâr edenler, inananlara, “İki topluluktan hangisinin  bulunduğu yer daha hayırlı meclis (ve mahfili daha güzel)dir?” dediler.
19:76وَخَيْرٌ مَرَدًّا
Diyanet Meali:Sonuç olarak da daha iyidir.
20:131وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
Diyanet Meali:Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
21:35كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً
Diyanet Meali:Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz.
21:89وَزَكَرِيَّا إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ
Diyanet Meali:Zekeriya’yı da hatırla. Hani o, Rabbine, “Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın” diye dua etmişti. *
22:11وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَعْبُدُ اللَّهَ عَلَىٰ حَرْفٍ فَإِنْ أَصَابَهُ خَيْرٌ اطْمَأَنَّ بِهِ
Diyanet Meali:İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa, gönlü onunla hoş olur.
22:30ذَٰلِكَ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللَّهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّهِ
Diyanet Meali:Bu böyle. Kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, bu, Rabbi katında kendisi için bir hayırdır.
22:36وَالْبُدْنَ جَعَلْنَاهَا لَكُمْ مِنْ شَعَائِرِ اللَّهِ لَكُمْ فِيهَا خَيْرٌ
Diyanet Meali:Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır.
22:58وَإِنَّ اللَّهَ لَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Diyanet Meali:Şüphe yok ki Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
22:77ارْكَعُوا وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ
Diyanet Meali:Rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin…
23:29وَقُلْ رَبِّ أَنْزِلْنِي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْمُنْزِلِينَ
Diyanet Meali:Yine de ki: “Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen, konuk edenlerin en hayırlısısın.” *
23:72وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Diyanet Meali:O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
23:109رَبَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ
Diyanet Meali:“Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.”
23:118وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ
Diyanet Meali:De ki: “Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!” *
24:11لَا تَحْسَبُوهُ شَرًّا لَكُمْ بَلْ هُوَ خَيْرٌ لَكُمْ
Diyanet Meali:(Bu iftirayı) kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır.
24:27ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Diyanet Meali:Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.
24:33فَكَاتِبُوهُمْ إِنْ عَلِمْتُمْ فِيهِمْ خَيْرًا
Diyanet Meali:Eğer onlarda bir hayır görürseniz onlarla mükâtebe yapın.
24:60وَأَنْ يَسْتَعْفِفْنَ خَيْرٌ لَهُنَّ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Ama yine sakınmaları onlar için daha hayırlıdır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
25:10تَبَارَكَ الَّذِي إِنْ شَاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِنْ ذَٰلِكَ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Dilerse sana bundan daha güzelini, içinden ırmaklar akan cennetleri verebilecek olan Allah’ın şanı yücedir.
25:15قُلْ أَذَٰلِكَ خَيْرٌ أَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ
Diyanet Meali:De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dedilen ebedîlik cenneti mi?”
25:24أَصْحَابُ الْجَنَّةِ يَوْمَئِذٍ خَيْرٌ مُسْتَقَرًّا وَأَحْسَنُ مَقِيلًا
Diyanet Meali:O gün cennetliklerin kalacakları yer daha hayırlı, dinlenecekleri yer daha güzeldir. *
27:89مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ خَيْرٌ مِنْهَا وَهُمْ مِنْ فَزَعٍ يَوْمَئِذٍ آمِنُونَ
Diyanet Meali:Her kim iyi amel getirirse, ona ondan daha hayırlısı vardır. Onlar o gün korkudan emindirler. *
28:24فَقَالَ رَبِّ إِنِّي لِمَا أَنْزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ
Diyanet Meali:“Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” dedi.
28:26إِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَأْجَرْتَ الْقَوِيُّ الْأَمِينُ
Diyanet Meali:“Herhâlde ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olan bu adam olacaktır.”
28:84مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ خَيْرٌ مِنْهَا
Diyanet Meali:Kim bir iyilik getirirse, ona bundan daha hayırlısı vardır.
29:16ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:“Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.”
30:38ذَٰلِكَ خَيْرٌ لِلَّذِينَ يُرِيدُونَ وَجْهَ اللَّهِ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Diyanet Meali:Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
33:19فَإِذَا ذَهَبَ الْخَوْفُ سَلَقُوكُمْ بِأَلْسِنَةٍ حِدَادٍ أَشِحَّةً عَلَى الْخَيْرِ
Diyanet Meali:Korku gidince de ganimete karşı aşırı düşkünlük göstererek sizi keskin dillerle incitirler.
33:25وَرَدَّ اللَّهُ الَّذِينَ كَفَرُوا بِغَيْظِهِمْ لَمْ يَنَالُوا خَيْرًا
Diyanet Meali:Allah, inkâr edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi.
34:39وَمَا أَنْفَقْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Diyanet Meali:“Allah yolunda her ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
37:62أَذَٰلِكَ خَيْرٌ نُزُلًا أَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ
Diyanet Meali:Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? *
38:48وَاذْكُرْ إِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَذَا الْكِفْلِ وَكُلٌّ مِنَ الْأَخْيَارِ
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl’i de an. Onların her biri iyi kimselerdi. *
38:76قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ خَلَقْتَنِي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:İblis, “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” dedi. *
43:52أَمْ أَنَا خَيْرٌ مِنْ هَٰذَا الَّذِي هُوَ مَهِينٌ وَلَا يَكَادُ يُبِينُ
Diyanet Meali:“Yoksa ben, şu zavallı, nerede ise maksadını anlatamayacak durumda olan bu adamdan daha hayırlı değil miyim?” *
44:37أَهُمْ خَيْرٌ أَمْ قَوْمُ تُبَّعٍ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ
Diyanet Meali:Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba’  kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları helâk ettik. Çünkü onlar suçlu kimselerdi. *
46:11وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا لَوْ كَانَ خَيْرًا مَا سَبَقُونَا إِلَيْهِ
Diyanet Meali:İnkâr edenler, inananlar için, “Eğer o Kur’an iyi bir şey olsaydı, onlar onu kabulde, bizi geçemezlerdi” dediler.
47:21فَإِذَا عَزَمَ الْأَمْرُ فَلَوْ صَدَقُوا اللَّهَ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ
Diyanet Meali:İş ciddileşince Allah’a verdikleri söze bağlı kalsalardı, elbette kendileri için daha iyi olurdu.
49:5وَلَوْ أَنَّهُمْ صَبَرُوا حَتَّىٰ تَخْرُجَ إِلَيْهِمْ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ
Diyanet Meali:Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu.
49:11لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ عَسَىٰ أَنْ يَكُونُوا خَيْرًا مِنْهُمْ
Diyanet Meali:Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.
49:11وَلَا نِسَاءٌ مِنْ نِسَاءٍ عَسَىٰ أَنْ يَكُنَّ خَيْرًا مِنْهُنَّ
Diyanet Meali:Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.
50:25مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُرِيبٍ
Diyanet Meali:“Hayrı hep engelleyen, haddi aşan şüpheci (her kâfiri)!” *
58:12ذَٰلِكَ خَيْرٌ لَكُمْ وَأَطْهَرُ
Diyanet Meali:Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir.
61:11ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.
62:9وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.
62:11قُلْ مَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ مِنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ
Diyanet Meali:De ki: “Allah’ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır.”
62:11وَاللَّهُ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Diyanet Meali:“Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
64:16وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنْفِقُوا خَيْرًا لِأَنْفُسِكُمْ
Diyanet Meali:Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğiniz için harcayın.
68:12مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Diyanet Meali:İyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış…*
68:32عَسَىٰ رَبُّنَا أَنْ يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِنْهَا إِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا رَاغِبُونَ
Diyanet Meali:“Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.” *
70:21وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعًا
Diyanet Meali:Ona bir hayır dokunduğunda da eli sıkıdır. *
70:41عَلَىٰ أَنْ نُبَدِّلَ خَيْرًا مِنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
Diyanet Meali:Şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye (bizim gücümüz yeter). Bizim önümüze geçilemez. *
73:20وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا
Diyanet Meali:Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz.
73:20وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا
Diyanet Meali:Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz.
87:17وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
Diyanet Meali:Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir. *
93:4وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْأُولَىٰ
Diyanet Meali:Muhakkak ki âhiret senin için dünyadan daha hayırlıdır. *
97:3لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ
Diyanet Meali:Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. *
98:7إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ
Diyanet Meali:Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların en hayırlısıdırlar. *
99:7فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
Diyanet Meali:Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. *
100:8وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
Diyanet Meali:Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır. *
4:170يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمُ الرَّسُولُ بِالْحَقِّ مِنْ رَبِّكُمْ فَآمِنُوا خَيْرًا لَكُمْ
Diyanet Meali:Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden hakkı (gerçeği) getirdi. O hâlde, kendi iyiliğiniz için iman edin.
9:61قُلْ أُذُنُ خَيْرٍ لَكُمْ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:De ki: “O, sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah’a inanır, mü’minlere inanır (güvenir).”
9:109أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ تَقْوَىٰ مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ أَمْ مَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ شَفَا جُرُفٍ
Diyanet Meali:Binasını takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) ve O’nun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kuran mı?
11:31وَلَا أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزْدَرِي أَعْيُنُكُمْ لَنْ يُؤْتِيَهُمُ اللَّهُ خَيْرًا
Diyanet Meali:Sizin hor gördüğünüz kimseler için, “Allah, onlara asla hiçbir hayır vermez” de diyemem.
11:86بَقِيَّتُ اللَّهِ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:“Eğer inanan kimselerseniz Allah’ın bıraktığı helâl kazanç sizin için daha hayırlıdır.”
12:39أَأَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ أَمِ اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
Diyanet Meali:“Ayrı ayrı ilâhlar mı daha iyidir, yoksa mutlak hâkimiyet sahibi olan tek Allah mı?”
12:57وَلَأَجْرُ الْآخِرَةِ خَيْرٌ لِلَّذِينَ آمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ
Diyanet Meali:Elbette ki, ahiret mükâfatı, inananlar ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. *
12:64فَاللَّهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
Diyanet Meali:Allah en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir.”
12:109وَلَدَارُ الْآخِرَةِ خَيْرٌ لِلَّذِينَ اتَّقَوْا أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Diyanet Meali:Elbette ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?
16:30لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا فِي هَٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ وَلَدَارُ الْآخِرَةِ خَيْرٌ
Diyanet Meali:Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır.
18:46وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا
Diyanet Meali:Baki kalacak salih ameller ise, Rabbinin katında, sevap olarak da (ümit olarak da) daha hayırlıdır.
18:81فَأَرَدْنَا أَنْ يُبْدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيْرًا مِنْهُ زَكَاةً وَأَقْرَبَ رُحْمًا
Diyanet Meali:“Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik.” *
18:95قَالَ مَا مَكَّنِّي فِيهِ رَبِّي خَيْرٌ
Diyanet Meali:Zülkarneyn, “Rabbimin bana verdiği (imkân ve kudret, sizin vereceğiniz vergiden) daha hayırlıdır.” dedi.
19:76وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا
Diyanet Meali:Kalıcı salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır…
20:73وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
Diyanet Meali:“Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlı ve daha kalıcıdır.”
23:72أَمْ تَسْأَلُهُمْ خَرْجًا فَخَرَاجُ رَبِّكَ خَيْرٌ
Diyanet Meali:Yoksa sen onlardan bir vergi mi istiyorsun (da inanmıyorlar)? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır.
24:12لَوْلَا إِذْ سَمِعْتُمُوهُ ظَنَّ الْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بِأَنْفُسِهِمْ خَيْرًا
Diyanet Meali:Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de, (“Bu, apaçık bir iftiradır” deselerdi) ya!
27:36أَتُمِدُّونَنِ بِمَالٍ فَمَا آتَانِيَ اللَّهُ خَيْرٌ مِمَّا آتَاكُمْ
Diyanet Meali:“Siz beni mal ile desteklemek (ve böylece etkilemek) mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır.”
27:59آللَّهُ خَيْرٌ أَمَّا يُشْرِكُونَ
Diyanet Meali:Allah mı daha hayırlıdır, yoksa onların ortak koştukları mı?
28:60وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Diyanet Meali:Allah’ın katındaki ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?
28:80وَيْلَكُمْ ثَوَابُ اللَّهِ خَيْرٌ لِمَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا
Diyanet Meali:“Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır.”
38:32فَقَالَ إِنِّي أَحْبَبْتُ حُبَّ الْخَيْرِ عَنْ ذِكْرِ رَبِّي
Diyanet Meali:Süleyman, “Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim” dedi. 
38:47وَإِنَّهُمْ عِنْدَنَا لَمِنَ الْمُصْطَفَيْنَ الْأَخْيَارِ
Diyanet Meali:Şüphesiz onlar, bizim katımızda hayırlı, seçkin kimselerdendir. *
41:40أَفَمَنْ يُلْقَىٰ فِي النَّارِ خَيْرٌ أَمْ مَنْ يَأْتِي آمِنًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Diyanet Meali:O hâlde kıyamet gününde ateşe atılan mı, yoksa güven içinde gelen kimse mi daha iyidir?
41:49لَا يَسْأَمُ الْإِنْسَانُ مِنْ دُعَاءِ الْخَيْرِ
Diyanet Meali:İnsan, hayır (mal, mülk, genişlik) istemekten usanmaz.
42:36وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ لِلَّذِينَ آمَنُوا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
Diyanet Meali:Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler içindir. 
43:32وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ
Diyanet Meali:Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır.
43:58وَقَالُوا أَآلِهَتُنَا خَيْرٌ أَمْ هُوَ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلًا
Diyanet Meali:“Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa İsa mı?” dediler. Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar.
54:43أَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌ مِنْ أُولَٰئِكُمْ أَمْ لَكُمْ بَرَاءَةٌ فِي الزُّبُرِ
Diyanet Meali:(Ey Mekkeliler!) Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı hayırlı? Yoksa sizin için kitaplarda bir berat mı var? *
66:5عَسَىٰ رَبُّهُ إِنْ طَلَّقَكُنَّ أَنْ يُبْدِلَهُ أَزْوَاجًا خَيْرًا مِنْكُنَّ
Diyanet Meali:Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı eşler verebilir.

خِيَرَةٌ : İsim.

28:68وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ
Diyanet Meali:Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur.
33:36وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ
Diyanet Meali:Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur.

خَيْرَاتٌ : İsim. Kurallı Bayan Çoğul. Tekili: خَيْرَةٌ

2:148وَلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلِّيهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِ
Diyanet Meali:Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın!
3:114وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ
Diyanet Meali:İyiliği emrederler. Kötülükten men ederler, hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlar.
5:48وَلَٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ فِي مَا آتَاكُمْ فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِ
Diyanet Meali:Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için (ümmetlere ayırdı). Öyle ise iyiliklerde yarışın.
9:88وَأُولَٰئِكَ لَهُمُ الْخَيْرَاتُ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Diyanet Meali:Bütün hayırlar işte bunlarındır. İşte bunlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
21:73وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ
Diyanet Meali:Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi … vahyettik.
21:90إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا
Diyanet Meali:Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi.
23:56نُسَارِعُ لَهُمْ فِي الْخَيْرَاتِ بَلْ لَا يَشْعُرُونَ
Diyanet Meali:(Kendilerine bol bol verdiğimiz mal ve evlatla) onların iyiliğine koştuğumuzu (mu sanıyorlar)? Hayır, onlar farkına varmıyorlar!
23:61أُولَٰئِكَ يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَهُمْ لَهَا سَابِقُونَ
Diyanet Meali:İşte bunlar hayır işlerine koşuşurlar ve o uğurda öne geçerler. *
35:32وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِإِذْنِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Yine onlardan Allah’ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır.
55:70فِيهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌ
Diyanet Meali:Onlarda huyları güzel, yüzleri güzel dilberler vardır. *