KÖK HARFLER: ع و ر
ANLAM:
عَوِرَ : Bir gözü kör olmak. (Gözlerinden biri) çukuruna gömülmek ya da körelmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
عَوْرَةٌ | isim | 4 | Avret yeri, muhafazasız, açık | 33/13 |
| Toplam | 4 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Âr | عَار | Utanılacak şey, ayıp, kusur. |
|
A’ver | أَعْوَر | Bir gözü kör. |
|
Avâr | عَوَار | Ayıp, kusur. |
|
Avârî | عَوَارِى | Ödünç şeyler. | Âriyyet’in çoğulu |
Âriyyet | عَارِيَّة | Ödünç, iğreti. |
|
Avret | عَوْرَة | 1: Eksik. Gedik. 2: Gizlenmesi lazım gelen şey. Dinen örtülmesi vacib olan aza. 3: Gece uykuya yatılacak ve seherden evvel uykudan kalkılacak vakit. |
|
Avrât | عَوْرَات | 1: Gizli yerler. 2: Kadınlar. 3: Mahrem zamanlar. |
|
Teâvür | تَعَاوُر | Elden ele gitmek. |
|
Eğreti | عَارِيَّتِي | Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış, belli belirsiz Uyumsuz, yakışmamış. Üstünkörü, ciddiye almadan |
|
Avarya | ——— | Bir deniz yolculuğunda geminin veya yükünün gördüğü zarar. Çeşitli sebeplerle dayanıklılığını ve esnekliğini kaybetmiş yapağı ve yün. |
|
Ariyet kelimesi, “1. ödünç, eğreti, 2. İslam hukukunda aynen iade şartıyla verilen borç” anlamındaki âriye (عاريّة) sözcüğünden gelmektedir. Bu kelime, “sakat ve kusurlu idi, eğreti idi” anlamındaki âre (عار) fiilinin mastarıdır. (Nişanyan Sözlük)
Eğreti kelimesi, “ödünç olarak, geçici” anlamındaki âriyyetî (عاريتى) sözcüğünden gelmektedir. Bu kelime “ödünç” anlamındaki âriyye (عاريّة) sözcüğünün nisbet halidir. (Nişanyan Sözlük)
Avarya kelimesi İtalyancadan gelmektedir, özellikle gemi taşımacılığında kullanılır ve “hasar” anlamındadır. İtalyanca avaria kelimesi, “hasarlılık, hasarlı şeyler” anlamındaki avâriyye (عَوَارِيَّة) sözcüğünden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük)
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
عَوْرَةٌ : İsim. Kurallı Bayan Çoğulu: عَوْرَاتٌ
24:31 | أَوِ الطِّفْلِ الَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلَىٰ عَوْرَاتِ النِّسَاءِ |
Diyanet Meali: | Yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan.. |
24:58 | ثَلَاثُ عَوْرَاتٍ لَكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ |
Diyanet Meali: | Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. |
33:13 | وَيَسْتَأْذِنُ فَرِيقٌ مِنْهُمُ النَّبِيَّ يَقُولُونَ إِنَّ بُيُوتَنَا عَوْرَةٌ |
Diyanet Meali: | Onlardan bir başka grup da, “Evlerimiz açık (korumasız)” diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. |
33:13 | وَمَا هِيَ بِعَوْرَةٍ إِنْ يُرِيدُونَ إِلَّا فِرَارًا |
Diyanet Meali: | Oysa evleri açık (korumasız) değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı. |