KÖK HARFLER: س ت ت
ANLAM:
سَتَّ : Birisini bir kusur veya eksiklikle suçlamak, itham etmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَتَّ (geniş zaman يَسُتُّ mastar isim سَتٌّ):
سَتَّهُ : Onu bir kusur veya eksiklikle suçladı ya da itham etti.
سِتَّةٌ (eril) “altı” manasındadır.
سِتُّونَ ve سِتِّينَ : Altmış.
سِتُّونَ altmışıncı, manasına da gelmektedir.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
سِتِّينَ | isim | 1 | Altmış | 58/4 |
|
سِتَّةٌ | isim | 7 | Altı | 7/54 | Müzekker: سِتٌّ |
| Toplam | 8 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Yok.
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Sitte | سِتَّة | Altı. (6) Altılık. |
|
Sittîn / Sittûn | سِتِّينَ / سِتُّونَ | Altmış (60). | Sittîn sene |
Südüs | سُدُس | Altıda bir. |
|
Müseddes | مُسَدَّس | Altıgen. |
|
Sitte-i sevir ibaresi, “altı” anlamındaki sitte (ستّة) ile “boğa” anlamındaki sevr (ثور) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Öküz soğuğu, yani “geleneksel takvime göre Boğa burcunda (Mart-Nisan aylarında) görülen altı günlük soğuklar” anlamındadır. (Nişanyan Sözlük)
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سِتِّينَ : İsim.
58:4 | فَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَإِطْعَامُ سِتِّينَ مِسْكِينًا |
Diyanet Meali: | Kimin de buna gücü yetmezse altmış fakiri doyurmalıdır. |
سِتَّةٌ : İsim. Müennes. Müzekkeri: سِتٌّ
7:54 | إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan Allah’tır. |
10:3 | إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan Allah’tır. |
11:7 | وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ |
Diyanet Meali: | O, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratandır. |
25:59 | الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ |
Diyanet Meali: | Gökleri ve yeryüzünü ve ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan(dır.) |
32:4 | اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ |
Diyanet Meali: | Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratandır. |
50:38 | وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ |
Diyanet Meali: | Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık. |
57:4 | هُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ |
Diyanet Meali: | O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratandır. |