KÖK HARFLER: ص ر ط
ANLAM:
صِرَاط : Yön, yol, usul. Eğri büğrü olmayan düz yol.
AÇIKLAMA:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
صِرَاطٌ | isim | 45 | Eğri büğrü yahut kıvrımlı olmayan, doğru ve düzgün yol | 10/25 |
| Toplam | 45 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir.
Sırât | صِرَاط | Etrafı hudutlu ve işlek cadde. Geniş yol. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
صِرَاطٌ : İsim.
1:6 | اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ |
Diyanet Meali: | Bizi doğru yola ilet. * |
1:7 | صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ |
Diyanet Meali: | Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. |
2:142 | لِلَّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | “Doğu da, Batı da Allah’ındır. Allah, dilediği kimseyi doğru yola iletir.” |
2:213 | وَاللَّهُ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Allah, dilediğini doğru yola iletir. |
3:51 | إِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ |
Diyanet Meali: | “Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.” * |
3:101 | وَمَنْ يَعْتَصِمْ بِاللَّهِ فَقَدْ هُدِيَ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Kim Allah’a sımsıkı bağlanırsa, kesinlikle o, doğru yola iletilmiştir. |
4:68 | وَلَهَدَيْنَاهُمْ صِرَاطًا مُسْتَقِيمًا |
Diyanet Meali: | Onları elbette doğru yola iletirdik. * |
4:175 | فَسَيُدْخِلُهُمْ فِي رَحْمَةٍ مِنْهُ وَفَضْلٍ وَيَهْدِيهِمْ إِلَيْهِ صِرَاطًا مُسْتَقِيمًا |
Diyanet Meali: | (Allah’a iman edip ona sımsıkı sarılanları ise Allah), kendisinden bir rahmet ve lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru bir yola iletecektir. |
5:16 | وَيَهْدِيهِمْ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | (Allah) kendilerini dosdoğru bir yola iletir. |
6:39 | مَنْ يَشَإِ اللَّهُ يُضْلِلْهُ وَمَنْ يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Allah, kimi dilerse onu şaşırtır. Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar. |
6:87 | وَاجْتَبَيْنَاهُمْ وَهَدَيْنَاهُمْ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik. |
6:126 | وَهَٰذَا صِرَاطُ رَبِّكَ مُسْتَقِيمًا |
Diyanet Meali: | Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. |
6:153 | وَأَنَّ هَٰذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ |
Diyanet Meali: | İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. |
6:161 | قُلْ إِنَّنِي هَدَانِي رَبِّي إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ دِينًا قِيَمًا |
Diyanet Meali: | De ki: “Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine iletti.” |
7:16 | قَالَ فَبِمَا أَغْوَيْتَنِي لَأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقِيمَ |
Diyanet Meali: | Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” * |
7:86 | وَلَا تَقْعُدُوا بِكُلِّ صِرَاطٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | “Bir de, tehdit ederek Allah’ın yolundan çevirmek üzere her yol üstüne oturmayın.” |
10:25 | وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Allah, dilediğini doğru yola iletir. |
11:56 | مَا مِنْ دَابَّةٍ إِلَّا هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | “Yeryüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir.” |
14:1 | لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَىٰ صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ |
Diyanet Meali: | (Bu Kur’an) Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna çıkarman için (sana indirdiğimiz bir kitaptır). |
15:41 | قَالَ هَٰذَا صِرَاطٌ عَلَيَّ مُسْتَقِيمٌ |
Diyanet Meali: | Allah, “İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur.” dedi. * |
16:76 | هَلْ يَسْتَوِي هُوَ وَمَنْ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَهُوَ عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Bu, adaletle emreden ve doğru yol üzere olan kimse ile eşit olur mu? |
16:121 | شَاكِرًا لِأَنْعُمِهِ اجْتَبَاهُ وَهَدَاهُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | O’nun nimetlerine şükreden bir önderdi. Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti. * |
19:36 | وَإِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz, Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse (yalnız) O’na kulluk edin. Bu, dosdoğru bir yoldur. * |
19:43 | فَاتَّبِعْنِي أَهْدِكَ صِرَاطًا سَوِيًّا |
Diyanet Meali: | “Bana uy ki seni doğru yola ileteyim.” |
20:135 | فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ أَصْحَابُ الصِّرَاطِ السَّوِيِّ وَمَنِ اهْتَدَىٰ |
Diyanet Meali: | “Yakında kimin düz yolun sahipleri olduğunu, kimin doğru yolu bulduğunu bileceksiniz!” |
22:24 | وَهُدُوا إِلَى الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِ وَهُدُوا إِلَىٰ صِرَاطِ الْحَمِيدِ |
Diyanet Meali: | Onlar hem sözün hoş olanına ulaştırılmışlar, hem de övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna iletilmişlerdir. * |
22:54 | وَإِنَّ اللَّهَ لَهَادِ الَّذِينَ آمَنُوا إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Hiç şüphe yok ki Allah, iman edenleri doğru yola iletir. |
23:73 | وَإِنَّكَ لَتَدْعُوهُمْ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. * |
23:74 | وَإِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ عَنِ الصِّرَاطِ لَنَاكِبُونَ |
Diyanet Meali: | Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar. * |
24:46 | وَاللَّهُ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Allah, dilediği kimseyi doğru yola iletir. |
34:6 | هُوَ الْحَقَّ وَيَهْدِي إِلَىٰ صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ |
Diyanet Meali: | (Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilen Kur’an’ın) gerçek olduğunu ve onun, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık Allah’ın yoluna ilettiğini (görürler). |
36:4 | عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Dosdoğru bir yol üzere… * |
36:61 | وَأَنِ اعْبُدُونِي هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ |
Diyanet Meali: | Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur. * |
36:66 | وَلَوْ نَشَاءُ لَطَمَسْنَا عَلَىٰ أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ فَأَنَّىٰ يُبْصِرُونَ |
Diyanet Meali: | Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! * |
37:23 | مِنْ دُونِ اللَّهِ فَاهْدُوهُمْ إِلَىٰ صِرَاطِ الْجَحِيمِ |
Diyanet Meali: | (Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve) Allah’ı bırakıp (da tapmakta olduklarını toplayın), onları cehennemin yoluna koyun…” |
37:118 | وَهَدَيْنَاهُمَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ |
Diyanet Meali: | Onları doğru yola ilettik. * |
38:22 | فَاحْكُمْ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ وَلَا تُشْطِطْ وَاهْدِنَا إِلَىٰ سَوَاءِ الصِّرَاطِ |
Diyanet Meali: | “Aramızda adaletle hükmet. Zulmetme ve bizi hak yola ilet.” |
42:52 | وَإِنَّكَ لَتَهْدِي إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun.. |
42:53 | صِرَاطِ اللَّهِ الَّذِي لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ |
Diyanet Meali: | Göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah’ın yoluna. |
43:43 | إِنَّكَ عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz sen doğru bir yol üzeresin. |
43:61 | وَإِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz o Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur. * |
43:64 | إِنَّ اللَّهَ هُوَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur. * |
48:2 | وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُسْتَقِيمًا |
Diyanet Meali: | Sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin. |
48:20 | وَلِتَكُونَ آيَةً لِلْمُؤْمِنِينَ وَيَهْدِيَكُمْ صِرَاطًا مُسْتَقِيمًا |
Diyanet Meali: | (Allah, böyle yaptı) ki, bunlar mü’minler için bir delil olsun, sizi de doğru bir yola iletsin. |
67:22 | أَفَمَنْ يَمْشِي مُكِبًّا عَلَىٰ وَجْهِهِ أَهْدَىٰ أَمَّنْ يَمْشِي سَوِيًّا عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? * |