KÖK HARFLER: ر ف ت
ANLAM:
رَفَتَ : Bir şeyi kırmak, parçalara ayırmak; o şeyi çiğnemek, ezmek, dövmek. Kuru toprak ile, eski ve çürümüş kemiklerle yapılmış gibi o şeyi ufalamak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَفَتَ (geniş zaman يَرْفُتُ ve يَرْفِتُ mastar ismi رَفْتٌ):
رَفَتَهُ : O şeyi kırdı, o şeyi parçalara ayırdı; o şeyi çiğnedi, ezdi ya da dövdü; kuru toprak veya eski ve çürümüş kemiklerle yapılmış gibi o şeyi ufaladı, küçük parçalara ayırdı.
رَفَتَ عُنُقَهُ : Boynunu ezdi ya da kırdı.
رَفَتَ الْمَاءُ الْعَطَشَ : Su, susuzluğun hararetini kırdı.
رُفَاتٌ : Eski, çürümüş bir kemik veya kırılmış, parçalara ayrılmış, ezilmiş, çiğnenmiş, incinmiş, dövülmüş ya da el ile küçük parçalara ayrılmış herhangi bir şey; eskimiş, yıpranmış, ufalanmış, ezilmiş, küçük parçalara ayrılmış, kırılmış veya ufalanmış parçacıklar, kırıntılar veya zerreler.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
رُفَاتٌ | isim | 2 | Kırıntı, ufantı. | 17/49 |
| Toplam | 2 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Reft | رَفْت | Bir şeyi ufalanarak kırıntı haline getirme. Bir şeyi ufalama. |
Rüfât | رُفَات | Ufalanmış. |
İrfitât | اِرْفِتَات | Ufak ufak yapma, ufalama. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رُفَاتٌ : İsim.
17:49 | وَقَالُوا أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا |
Diyanet Meali: | Dediler ki: “Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduğumuz zaman mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?” * |
17:98 | وَقَالُوا أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا |
Diyanet Meali: | “Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduktan sonra mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?” dediler. |