KÖK HARFLER: ك س ف
ANLAM:
كَسَفَ : Kumaşı kesmek. Bir şeyi örtmek. Durumu kötüleşmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
كِسْفٌ | isim | 1 | Parça | 17/92 |
كِسَفٌ | isim | 4 | Parça | 52/44 |
| Toplam | 5 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Kisfe | كِسْفَة | Kısım, cüz, parça, bölüm. | Çoğulu: Kisef |
Küsûf | كُسُوف | Güneş tutulması. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
كِسْفٌ: İsim.
52:44 | وَإِنْ يَرَوْا كِسْفًا مِنَ السَّمَاءِ سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَرْكُومٌ |
Diyanet Meali: | Gökten düşmekte olan parçalar görseler, “Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır” derler. * |
كِسَفٌ : İsim.
17:92 | أَوْ تُسْقِطَ السَّمَاءَ كَمَا زَعَمْتَ عَلَيْنَا كِسَفًا |
Diyanet Meali: | Yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe… |
26:187 | فَأَسْقِطْ عَلَيْنَا كِسَفًا مِنَ السَّمَاءِ إِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِقِينَ |
Diyanet Meali: | “Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça düşür.” * |
30:48 | وَيَجْعَلُهُ كِسَفًا فَتَرَى الْوَدْقَ يَخْرُجُ مِنْ خِلَالِهِ |
Diyanet Meali: | Allah, onları dilediği gibi, (bazen yayar ve bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. |
34:9 | إِنْ نَشَأْ نَخْسِفْ بِهِمُ الْأَرْضَ أَوْ نُسْقِطْ عَلَيْهِمْ كِسَفًا مِنَ السَّمَاءِ |
Diyanet Meali: | Eğer dilersek onları yere geçirir veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. |