KÖK HARFLER: ق و س
ANLAM:
قَاسَ : Bir şeyi, onun gibi başka bir şeyle ölçmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
قَوْسٌ : Bir yay.
قَوْسُ الرَّجُلِ : Bir kimsenin sırtının kamburlu veya eğilmiş kısmı.
قَابُ القَوْسِ : Arşın miktarı, arşın uzunluğu. Yayın kabzası ile ucu arası.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
قَوْسٌ | isim | 1 | Yay, arşın. | 53/9 |
| Toplam | 1 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Kavs (Kavis) | قَوْس | Yay. Eğri, yay biçiminde olan şey. | Çoğulu: Akvâs |
Takvîs | تَقْوِيس | Kavislendirme. Yay şekline koyma. |
|
Mukavves | مُقَوَّس | Yay gibi bükülmüş ve eğri olan. |
|
Tekavvüs | تَقَوُّس | Kavislenme. Bükülme. Eğilme. Kavis şekline girme. |
|
Mütekavvis | مُتَقَوِّس | Yay gibi eğri. Yay şekline giren, kavislenen. Eğrilmiş, bükülmüş. |
|
Tekâvüs | تَقَاوُس | Bir yere cem’olmak, yığılmak, toplanmak. |
|
İstikvâs | اِسْتِقْوَاس | Kavislenme, kıvrılma, yay gibi eğilme. |
|
Kavas | قَوَّاس | Oklu asker. Ok yapan, okçu. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
قَوْسَيْنِ : İsim. İkili isim. Nasb / Cerr Hali. Tekili: قَوْسٌ
53:9 | فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَىٰ |
Diyanet Meali: | (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu. * |