KÖK HARFLER: ق ط ر
ANLAM:
قَطَرَ: (Yağmur) düşmek, damlamak, damlalar halinde düşmek. (Bir şey) damla damla akmak. Suyu akıtmak. Develeri bir sıraya koymak ve yuları önünde giden kuyruğa bağlamak. Deveyi katran veya zift ile yağlamak. Şehrin içlerine doğru uzaklaşmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
قِطْرٌ | isim | 2 | Eritilmiş bakır | 34/12 |
|
أَقْطَارٌ | isim | 2 | Kenar, uc, yan (çoğul) | 33/14 | Tekil: قُطْرٌ |
قَطِرَانٌ | isim | 1 | Katran | 14/50 |
|
| Toplam | 5 |
|
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Katr | قَطْر | Damlamak. |
|
Kutr (Kutur) | قُطْر | Çap. Yan, taraf. |
|
Aktâr | أَقْطَار | Kuturlar. Çaplar. Dairenin merkezinden geçen doğru hatlar. Her taraf. Damlalar. | Kutr’un çoğulu |
Katâr | قَطَار | Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi. |
|
Katrân | قَطْرَان | Siyah, sert kokulu, süretle yanan, hararetli, keskin ve suda erimeyen bir madde. |
|
Katre | قَطْرَة | Damla. Su damlası. |
|
Kitre | قِطرَة | Gevenden çıkarılan bir tür zamk, kestere. | |
Taktîr | تَقْطِير | Damla damla akıtmak. Damlatmak. |
|
Takattur | تَقَطُّر | Damla. Damlama. Damla damla akma. |
|
Tekâtur | تَقَاطُر | Damlama. Damla damla dökülme. |
|
İstiktâr | اِسْتِقْطَار | Damıtma. Damla damla akıtma. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
قِطْرٌ: İsim.
18:96 | حَتَّىٰ إِذَا جَعَلَهُ نَارًا قَالَ آتُونِي أُفْرِغْ عَلَيْهِ قِطْرًا |
Diyanet Meali: | Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi. |
34:12 | وَأَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِ |
Diyanet Meali: | Erimiş bakır ocağını da ona sel gibi akıttık. |
أَقْطَارٌ : İsim. Çoğul. Tekili: قُطْرٌ
33:14 | وَلَوْ دُخِلَتْ عَلَيْهِمْ مِنْ أَقْطَارِهَا ثُمَّ سُئِلُوا الْفِتْنَةَ لَآتَوْهَا |
Diyanet Meali: | Eğer Medine’nin her tarafından üzerlerine gelinse ve orada karışıklık çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı. |
55:33 | إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَنْ تَنْفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانْفُذُوا |
Diyanet Meali: | Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. |
قَطِرَانٌ : İsim.
14:50 | سَرَابِيلُهُمْ مِنْ قَطِرَانٍ وَتَغْشَىٰ وُجُوهَهُمُ النَّارُ |
Diyanet Meali: | Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir. * |