KÖK HARFLER: خ د د
ANLAM:
خَدَّ : Yerde bir oluk veya hendek açmak. Bir şeye damga vurmak ya da o şey üzerinde bir iz ya da izlenim bırakmak. Bir şeyi kesmek.
AÇIKLAMA:
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: قُتِلَ أَصْحَابُ اْلأُخْدُودِ Kahroldu o hendeğin sahipleri (85/4).
خَدٌّ ve أُخْدُودٌ : Yerde uzunlamasına olan derin yarık veya hendek. أُخْدُودٌ kelimesinin çoğulu أخَادِيد şeklinde gelir. Bunun aslı خَدَّي الْإِنْسَانِ (insanın iki haddi, yanağı) kullanımından gelir. Buradaki خَدٌّ (hadd) kelimesi “burnu sağ ve soldan çevreleyen yanak” demektir. Ayrıca خَدٌّ kelimesi “arz/yer vs şeylerle” ilgili müstear olarak kullanılır. Bu bakımdan وَجْهٌ (yüz) kelimesinin müstear kullanımına benzer.
تَخَدُّدُ الّلَحْمِ : Bir cismin, bedenin yüzündeki etin zail olması, ortadan kalkması veya tükenmesi. Fiil olarak “Onun bedeninin yüzündeki eti izale ettim, ortadan kaldırdım veya tükettim, o et de zail oldu, ortadan kalktı veya tükendi” anlamında خَدَّدْتُهُ فَتَخَدَّدَ şekillerinde kullanılır. Bu temel anlamdan sonra تَخَدُّدٌ kelimesi “arıklaşmış, zayıflamış olanı” ifade etmek için kullanılır.
خِدَادٌ : Devenin yanağında bulunan damga. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
خَدَّ (geniş zaman يَخُدُّ mastar ismi خَدٌّ):
خَدَّ الْاَرْضَ : Oluklar açtı ya da yerde bir oluk veya hendek açtı.
خَدَّ الدَّمْعَ فِى خَدِّهِ : Gözyaşları yanaklarından iz bırakarak süzüldü.
خَدَّ : O kişi veya şey bir şeye damga vurdu ya da o şey üzerinde bir iz ya da izlenim bıraktı; bir şeyi kesti.
خَدٌّ : Yanak; هَوْدَجٌ dayanağı; yüksek zemin bir yolun bir tarafı; bir meclis; bir insan topluluğu; bir kademe veya sınıf ya da bir insan ırkı veya nesli.
مَضَى خَدٌّ مِنَ النَّاسِ : Bir insan nesli bu dünyadan göçüp gitti.
اُخْدُودٌ ve خَدٌّ : Kazılmış ya da açılmış bir delik, çukur, oyuk, kuyu vb.; yerdeki derin bir hendek.
ضَرْبَةٌ اُخْدُودٌ : Deride iz bırakan bir darbe veya vuruş.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
أُخْدُودٌ | isim | 1 | Uzun çukur, hendek | 85/4 |
خَدٌّ | isim | 1 | Yanak | 31/18 |
| Toplam | 2 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Hadd | خَدّ | Yanak. | Çoğul: Hudûd |
Uhdûd | أُخْدُود | Çukur. Uzun hat. | Çoğul: Ahâdîd |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أُخْدُودٌ : İsim.
85:4 | قُتِلَ أَصْحَابُ الْأُخْدُودِ |
Diyanet Meali: | (Mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir. * |
خَدٌّ : İsim.
31:18 | وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا |
Diyanet Meali: | Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! |