KÖK HARFLER: أ ز ز
ANLAM:
أَزَّ : (Tencere) fokur fokur kaynamak.
AÇIKLAMA:
Allah buyurur ki: تَؤُزُُّهُمْ أَزّاً : Onları kaynatıp, oynatıp kıvrandırıyorlar. (19/Meryem 83); yani “şiddetli bir şekilde kaynadığında (أَزَّتِ الْقِدْرُ), bunun tencereyi yerinden oynatması, tahrik etmesi gibi, şeytanlar da onları yerlerinden oynatıp, tahrik ederler”.
Bir rivayette şöyle geçer: كَانَ يُصَلِّي وَلِجَوْفِهِ أَزِيزٌ كَأَزِيزُ الْمِرْجَلِ : Allah Resûlü (sav), (ağladığından dolayı) içinden aynen tencerenin çıkardığı ses gibi bir inilti gelerek namaz kılardı.
أَزَّهُ fiili هَزَّهُ fiilinden daha etkilidir (Birincisi sarsmak, ikincisi sallamak anlamındadır).
DİĞER BAZI TÜREVLER:
اَزَّ (geniş zaman يَؤُزُّ ve يَئِزُّ mastar isim اَزٌّ ): Heyecanlandırdı, sıkıştırdı, tahrik etti, kışkırttı.
اَزَّتِ الْقِدْرُ : anlamları: (1)tencere ses çıkararak kaynadı; (2) kaynadı, fokur fokur kaynadı.
اَزَّ النَّارُ : Ateşi alevlendirdi.
اَزَّ الشَّىْءُ : Bir şeyi kargaşa haline soktu.
اَزَّهُ : Onu kışkırttı veya tahrik etti; onu dolduruşa getirdi, zorladı veya azmettirdi.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
أَزَّ | fiil-I | 1 | Heyecanlandırdı, sıkıştırdı, tahrik etti, kışkırttı. | 19/83 |
أَزٌّ | isim | 1 | Heyecanlandırmak, sıkıştırmak, tahrik etmek, kışkırtmak. | 19/83 |
| Toplam | 2 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Ezîz | أَزِيز | Ateşte kaynayan tencere içindeki şeyin taşma durumuna gelmesi. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَزَّ : Fiil-I.
19:83 | أَلَمْ تَرَ أَنَّا أَرْسَلْنَا الشَّيَاطِينَ عَلَى الْكَافِرِينَ تَؤُزُّهُمْ أَزًّا |
Diyanet Meali: | Kâfirlerin başına, onları durmadan (günaha ve azgınlığa) tahrik eden şeytanları gönderdiğimizi görmedin mi? * |
أَزٌّ : İsim.
19:83 | أَلَمْ تَرَ أَنَّا أَرْسَلْنَا الشَّيَاطِينَ عَلَى الْكَافِرِينَ تَؤُزُّهُمْ أَزًّا |
Diyanet Meali: | Kâfirlerin başına, onları durmadan (günaha ve azgınlığa) tahrik eden şeytanları gönderdiğimizi görmedin mi? * |