أ ش ر

KÖK HARFLER:  أ ش ر

ANLAM: 

أَشَرَ : Gururlanmak, küstahlık etmek; gururlu ve kibirli davranmak.

AÇIKLAMA:

أَشَر nimetle büyüklenmedir, bu da şımarıklığın aşırı olanıdır. 

أَشِر kelimesi بَطِر kelimesinden daha etkilidir. بَطِر kelimesi de فَرَح kelimesinden daha etkilidir. Çünkü فَرَح  (ferahlanmak/sevinmek) çoğu zaman yerilen bir hareket olsa da, bazen uygun şartlarda ve olması gerektiği kadarı ile övülen bir sıfat olur. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur:  فَبِذَلِكَ فَلْيَفْرَحُوا : İşte bunlarla sevinsinler (10/Yûnus 58). Bunun böyle olmasının nedeni, فرح (sevinç)in, aklın kurallarına uygun bir mutluluktan kaynaklanmasıdır. اشر ise, ancak insanın hevasından, kontrol edilmemiş arzularında kaynaklanır.

نَاقََةٌ مِئْشِيرٌ ifadesi, ya benzetme yoluyla “canlı, hareketli dişi deve” anlamında, ya da “keresteyi bıçkı ile biçtim” anlamına gelen أَشَرْتُ اْلخَشَبَةَ tabirinden hareketle “zayıflıktan karnı içine yapışmış dişi deve” anlamında kullanılır.

DİĞER BAZI TÜREVLER:

اَشَرَ (geniş zaman يَاْشِرُ ve يَاْشُرُ) ve اَشِرَ (geniş zaman يَاْشَرُ mastar isim اَشْرًا): Gururlandı veya küstahlık etti; gururlu ve kibirli davrandı.

اَشِرٌ : anlamları: (1) Küstah; aşırı övünen ve küstahlık eden; (2) gururlu ve kibirli davranma; (3) küstah ve gururlu olup kendini öven kişi.

الاَشِرُ : Taşkınlık eden, şımarık.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
أَشِرٌ isim 2 Taşkınlık eden, şımarık 54/25

Toplam 2

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • أَشِرٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Tâbi’ تَابِع Bir kimsenin, bir kuruluşun, bir devletin etkisi altında, güdümünde olma durumu. Tâbiîn, Tâbiîyet
Tebâ’ تَبَاع Tâbi olma. Uyma.
Etbâ’ أَتْبَاع Tâbi olanlar, bağlı olanlar, emri altında bulunanlar.
Tebî’ تَبِيع Yardımcı, yardak.
Metbu’ مَتْبُوع Kendisine bağlanılan.
Mütâbi’ مُتَابِع Tâbi olan, uyan. Mütâbiîn
Mütâbaât مُتَابَعَات Birine tâbi olmak, uymak. Birini takib etmek.
Tübba’ تُبَّع Yemen Meliki.
İtbâ’ إِتْبَاع Tâbi kılmak. Ardına katmak.
Tetbî’ تَتْبِيع Peşini bırakmayıp iyice araştırma.
İttiba’ اِتِّبَاع Tâbi olma. Arkasından gitme. İtaat etme.
Müttebi’ مُتَّبِع İttiba eden. Uyan, tâbi olan. Muktedi.
Tetâbu’ تَتَابُع Fasılasız birbiri ardından gelmek. Aralıksız birbirini takib etmek.
Mütetâbi’ مُتَتَابِع Birbiri ardınca gelen.
Tetebbu’ تَتَبُّع Bir şeyi iyice inceleme, onunla ilgili bilgi edinme, araştırma.
Mütetebbi’ مُتَتَبِّع Bir konuyu dikkatle araştıran, irdeleyici, araştırıcı.
İstitbâ’ اِسْتِتْبَاع Tâbi olmayı istemek. Peşinden sürüklemek.
Müstetbî’ مُسْتَتْبِيع Kendisine tâbi olunmasını isteyen.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَشِرٌ : İsim. Sıfat.

54:25 أَأُلْقِيَ الذِّكْرُ عَلَيْهِ مِنْ بَيْنِنَا بَلْ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٌ
Diyanet Meali: “Bizim aramızdan vahiy ona mı verildi? Hayır o, yalancının, şımarığın biridir.” *
54:26 سَيَعْلَمُونَ غَدًا مَنِ الْكَذَّابُ الْأَشِرُ
Diyanet Meali: Onlar yarın bilecekler: Kimmiş yalancı, kimmiş şımarık! *