KÖK HARFLER: د ر أ
ANLAM:
دَرَأَ : Def etmek, gidermek. Şiddetli bir biçimde itmek, ittirmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
دَرَأَ (geniş zaman يَدْرَأُ mastar isim دَرْءٌ):
دَرَأَهُ : Onu şiddetli bir biçimde itti; onu ittirdi, iteledi ya da onu defetti.
دَرَأَ عَنْهُ الْحَدَّ : Ondan defetti, ya da onun belirlenen cezasını öteledi.
Yüce Peygamber’in (s.a.v) şöyle söylediği rivayet edilmektedir: اِدْرَؤُا الْحُدُودَ بِالشُّبْهَاتِ : Şüpheyle belirlenen cezayı kaldırın ya da öteleyin.
تَدَارَؤُوا : İhtilafa düştüler.
اِدَّرَأْتُمْ esasen şöyledir: تَدَارَأْتُم : İhtilaf veya münakaşa halinde birbirinizi suçladınız ya da suçlamaya çalıştınız.
اِدَّارَأْتُمْ فِيهَا : Onunla ilgili aranızda ihtilafa düştünüz veya onunla ilgili olarak tartıştınız ya da katletme işini birbirinizin üzerine attınız ya da atmaya çalıştınız, manasına gelmektedir (2:72).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
دَرَأَ | fiil-I | 4 | Bir şeyi ittirdi, iteledi, onu defetti. | 3/168 |
|
اِدَّارَاَ | fiil-VI | 1 | Atıştı, müdafaaya geçti, çekişti | 2/72 | Aslı: تَدَارَاَ |
| Toplam | 5 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- دَرَأَ
- دَرِيئَةٌ (a)
- دَرِيئَةٌ (b)
- دَرِيئَةٌ (c)
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
İndirâ’ | اِنْدِرَاء | (Su) dağılıp yayılma. |
İddirâ’ | اِدِّرَاء | Hile ile aldatma. Anlama, derketme, kavrama, fehmetme. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
دَرَأَ : Fiil-I.
3:168 | قُلْ فَادْرَءُوا عَنْ أَنْفُسِكُمُ الْمَوْتَ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ |
Diyanet Meali: | De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz kendinizden ölümü savın.” |
13:22 | وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ |
Diyanet Meali: | Kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır. |
24:8 | وَيَدْرَأُ عَنْهَا الْعَذَابَ أَنْ تَشْهَدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ |
Diyanet Meali: | Kocasının yalancılardan olduğuna dair Allah’ı dört defa şahit getirmesi (Allah adına yemin etmesi) kadından cezayı kaldırır.* |
28:54 | أُولَٰئِكَ يُؤْتَوْنَ أَجْرَهُمْ مَرَّتَيْنِ بِمَا صَبَرُوا وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ |
Diyanet Meali: | İşte onların, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları karşılığında, mükâfatları kendilerine iki kez verilecektir. |
اِدَّارَاَ : Fiil-VI. Aslı: تَدَارَاَ
2:72 | وَإِذْ قَتَلْتُمْ نَفْسًا فَادَّارَأْتُمْ فِيهَا |
Diyanet Meali: | Hani, bir kimseyi öldürmüştünüz de suçu birbirinizin üstüne atmıştınız. |