KÖK HARFLER: د س ر
ANLAM:
دَسَرَ : Bir şeyi ittirmek, itelemek, sürmek, ileri doğru sürmek. Bir mızrağı şiddetli bir biçimde Birisine batırmak, geçirmek, saplamak.
AÇIKLAMA:
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَحَمَلْنَاهُ عَلَى ذَاتِ أَلْوَاحٍ وَدُسُرٍ : Nuh’u tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik (54/13). Buradaki دُسُرٌ kelimesi “demir çiviler” anlamındadır. Tekili دِسَارٌ şeklinde gelir.
دَسْرٌ kelimesi temelde, “bir nesneyi zorla şiddetli bir şekilde itmek” anlamına gelir. Şöyle kullanılır:
دَسَرَهُ بِالرُّمْحِ : Mızrağı ona şiddetli bir şekilde sapladı, batırdı ya da dürttü.
رَجُلٌ مِدْسَرٌ sözü senin رَجُلٌ مِطْعَنٌ demen gibi “Mızrağı çok saplayan, batıran ya da dürten adam” anlamına gelir.
Şöyle rivayet edilmiştir: لَيْسَ فِي الْعَنْبَرِ زَكَاةٌ، إِنَّمَا هُوَ شَيْءٌ دَسَرَهُ الْبَحْرُ (Anber’de zekat
yoktur. O denizin defettiği, dışarı veya sahile attığı bir şeydir.) (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
دَسَرَ (geniş zaman يَدْسُرُ mastar isim دَسْرٌ):
دَسَرَهُ : O kişi veya şey, o kişi veya şeyi ittirdi, iteledi, sürdü, ileri doğru sürdü.
دَسَرَهُ : Bir mızrağı şiddetli bir biçimde ona batırdı; geçirdi ya da sapladı.
دَسَرَ (geniş zaman يَدْسُرُ ve يَدْسِرُ) : Bir çiviyi zorla çaktı; herhangi bir şeyi çaktı; bir gemiyi bir çiviyle veya hurma ağacı liflerinden oluşan bir kordonla bağladı ya da onardı.
دِسَارٌ : Bir geminin tahtadan levhalarının sayesinde birbirine bağlandığı hurma ağacı liflerinden oluşan kordon; bir geminin bir çivisi ya da perçini (çoğul hali دُسُرٌ).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
دُسُرٌ | isim | 1 | Çivi, perçin. (Çoğul) | 54/13 | Tekili: دِسَارٌ |
| Toplam | 1 |
|
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Düsür | دُسُر | Perçinler, halatlar. | Tekili: Disâr |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
دُسُرٌ : İsim. Çoğul. Tekili: دِسَارٌ
54:13 | وَحَمَلْنَاهُ عَلَىٰ ذَاتِ أَلْوَاحٍ وَدُسُرٍ |
Diyanet Meali: | Biz Nûh’u çivilerle perçinli levhalardan oluşan gemiye bindirdik.* |