KÖK HARFLER: ع ص ر
ANLAM:
عَصَرَ : Bir şeyin sıkarak suyunu çıkarmak. Sıkmak suretiyle elbisenin suyunu çıkartmak. Toprağın ürünlerini toplamak ya da almak. Birisine destek olmak ya da yardımda bulunmak ya da yardımcı olmak. Birisini korumak ya da muhafaza etmek. Birisine hediye vermek ya da ona bir takım yarar veya fayda sağlamak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
عَصَرَ (geniş zaman يَعْصِرُ mastar isim عَصْرٌ): O şeyin sıkarak suyunu çıkardı.
عَصَرَ الثَّوْبَ : Onu sıkmak suretiyle elbisenin suyunu çıkarttı; toprağın ürünlerini topladı ya da aldı.
عَصَرَهُ : Ona destek oldu, yardımda bulundu ya da yardımcı oldu; onu korudu ya da muhafaza etti; ona hediye verdi, ona bir takım yarar veya fayda sağladı.
لَوْ كَانَ فِى اَمْلَاكِنَا يَعْصِرُ فِينَا كَالَّذِى تَعْصِرُ : Keşke hükümdarlarımız arasında senin verdiğine benzer şeyler veren biri olsaydı.
عُصِرُوا ya da اُعْصِرُوا : Üzerlerine yağmur yağmıştı.
عَصَرَهُ : O şey veya kişi onu engelledi ya da önledi; o şeyi reddetti ya da vermedi.
اَعْصَرَ : Şu zamana girdi: عَصْر
عَصْرٌ : Zaman; bir zaman aralığı ( دَهْرٌ ); günün bir saati veya anı; geceye karşılık bir gün; güne karşılık bir gece; sabah veya güneşin doğumundan sonra, öğleden sonra; akşam; güneşin kızıllaştığı günün son kısmı.
اَلْعَصْرَانِ : Gece ve gündüz; sabah ve akşam, yani اَلْغَدَاةُ وَ الْعَشِىّ
عَصْرٌ bulutlardan gelen yağmur anlamına da gelmektedir ve şu şekilde bilinmektedir: مُعْصِرَات. Şu şekilde adlandırılan bir kimsenin yakın hısımı: رَهْطٌ ve عَشِيرَة
مُعْصِرَاتٌ (şu sözcüğün çoğul hali: مُعْصِرَةُ ): Bulutlar, bu adla anılır çünkü su akıtırlar; yağmur dolu bulutlar; yağmur bırakmaya hazır bulutlar (78:14).
اِعْصَارٌ : Göğe doğru bir sütun gibi yükselen bir toz kasırgası; göğe yükselen bir rüzgar; yıldırım ve şimşekle buluta yükselen bir rüzgar, içerisinde ateş olan veya içinde عِصَارٌ olan, yani şiddetli toz.
اِنْ كَانَتْ رِيحًا فَقَدْ لَا قَيْتَ اِعْصَارًا : Sen bir rüzgarsan, bir kasırgayla karşılaşmışsındır.