ع ص ر

KÖK HARFLER: ع ص ر

ANLAM: 

عَصَرَ : Bir şeyin sıkarak suyunu çıkarmak. Sıkmak suretiyle elbisenin suyunu çıkartmak. Toprağın ürünlerini toplamak ya da almak. Birisine destek olmak ya da yardımda bulunmak ya da yardımcı olmak. Birisini korumak ya da muhafaza etmek. Birisine hediye vermek ya da ona bir takım yarar veya fayda sağlamak. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnek
عَصَرَfiil-I2Sıktı12/36
عَصْرٌisim1Asır, yüzyıl, ikindi vakti, zaman, devir103/1
إِعْصَارٌisim1Kasırga2/266
مُعْصِرَةٌisim1Yağmur bulutu 78/14

Toplam5

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • عَصَرَ
    • ضَغَطَ
  • عَصْرٌ (a)
  • عَصْرٌ (b)
  • عَصْرِيٌّ
  • إِعْصَارٌ
  • عَصِيرٌ
    • شَرَابٌ > bak: ش ر ب
    • عُصَارَةٌ > bu kök
  • مُعْصِرَةٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Asr (Asır) عَصْر 1: Bir devrelik zaman. Yüzyıl.  2: Suyunu çıkarmak için bir şeyi sıkmak.
Usâre عُصَارَة Öz su.
Muâsara مُعَاصَرَة Muasır olma. Aynı asır ve zamanda yaşama.
Muâsır مُعَاصِر Bir asırda yaşayanlardan herbiri.
Muâsırîn مُعَاصِرِينَ Aynı asırda yaşayanlar.
İ’sâr إِعْصَار 1: Kasırga. 2: İkindi zamanı.
Unsur  عُنْصُر Öge.
Anâsır  عَنَاصِر Ögeler.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

عَصَرَ : Fiil-I. 

12:36قَالَ أَحَدُهُمَا إِنِّي أَرَانِي أَعْصِرُ خَمْرًا
Diyanet Meali:Biri, “Ben rüyamda şaraplık üzüm sıktığımı gördüm” dedi.
12:49فِيهِ يُغَاثُ النَّاسُ وَفِيهِ يَعْصِرُونَ
Diyanet Meali:“(Sonra bunun ardından) insanların yağmura kavuşacağı (bir yıl gelecek). O zaman (bol rızka kavuşup) şıra ve yağ sıkacaklar.”

عَصْرٌ : İsim. 

103:1وَالْعَصْرِ
Diyanet Meali:Andolsun zamana…*

إِعْصَارٌ :  İsim. Masdar. İf’âl Bâbı (IV. Bâb).

2:266فَأَصَابَهَا إِعْصَارٌ فِيهِ نَارٌ فَاحْتَرَقَتْ
Diyanet Meali:Derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin?

مُعْصِرَاتٌ : İsim. İsm-i Fâil. İf’âl Bâbı (IV. Bâb). Kurallı Bayan Çoğul. Tekili: مُعْصِرَةٌ

78:14وَأَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا
Diyanet Meali:Yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık. *