KÖK HARFLER: خ ب ت
ANLAM:
خَبَتَ : (Bir şeyin zikri) gizlenmek, müphem olmak, adı sanı belli olmamak.
AÇIKLAMA:
خَبْتٌ : Alçak, basık arazi.
أخْبَتَ الرَّجُلُ : Adam خَبْت olan bir yere yöneldi veya gitti ya da böyle bir yere indi, kondu ya da konakladı. Bu kullanımı itibarıyla أَسْهَلَ (düzlüğe çıktı) ve أَنْجَدَ (dağlık yere çıktı) fiillerine benzer. Bu temel anlamdan sonra إِخْبَاتٌ kelimesi لِينٌ (yumuşak olmak ya da yumuşak hale gelmek, yumuşamak) ve تَوَاضُعٌ (mütevazi, alçakgönüllü ya da itaatkar olmak ya da o hale gelmek) kelimeleri ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَأخْبَتُوا إِلَى رَبِّهِمْ …mevlâlarına edep ve itminan ile itaatkar olanlar… (11/23).
Yine şöyle buyurmuştur: وَبَشِّرِ الْمُخْبِتِينَ Alçak gönüllü saygılıları müjdele (22/34). Yani “mütevazi, alçakgönüllü veya itaatkar olanları”. Yüce Allah’ın şu sözü gibidir: لاَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ O’na ibâdet etmeye karşı büyüklük taslamazlar (7/206). Şu sözüne gelince: فَتُخْبِتَ لَهُ قُلُوبُهُمْ Ona karşı yürekten saygı duymalarıdır (22/54). Yani “kalpleri yumuşasın ve huşu duysun, mütevazi, alçakgönüllü veya itaatkar hale gelsin”. Buradaki إِخْبَاتٌ kelimesi Yüce Allah’ın şu sözünde geçen هُبوُطٌ kelimesi ile yakın anlamlıdır: وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللّهِ Yine öyle taşlar var ki, Allah korkusundan yuvarlanır (2/74). (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
خَبَتَ (geniş zaman يَخْبِتُ mastar ismi خَبْتَةٌ ve خِبْتَةٌ):
خَبَتَ ذِكْرُهُ : Onun zikri gizlendi, müphemdi veya adı sanı belli değildi ya da o hale geldi.
اَخْبَتَ لِلّٰهِ اَوْ اِلَى اللّٰهِ اَوْ اِلَى رَبِّهِ : Allah’a (c.c.) karşı mütevazıydı, alçakgönüllüydü veya itaatkardı ya da o hale geldi, Rabbi’ne karşı boyun eğdi, alçakgönüllü oldu ya da tevazu gösterdi ya da kendini O’na teslim etti.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
أَخْبَتَ | fiil-IV | 2 | Huşûda bulunmak, itaatkâr olmak, iman hususunda mutmain olmak, önünde eğilmek. | 11/23 |
مُخْبِتٌ | isim | 1 | 1: Sabit; hareketsiz; 2: Alçakgönüllü olan kişi. | 22/34 |
| Toplam | 3 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Muhbit | مُخْبِت | Alçak gönüllü, mütevazi. Mütezellil. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَخْبَتَ : Fiil-IV.
11:23 | إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَأَخْبَتُوا إِلَىٰ رَبِّهِمْ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ |
Diyanet Meali: | İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. |
22:54 | وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَيُؤْمِنُوا بِهِ فَتُخْبِتَ لَهُ قُلُوبُهُمْ |
Diyanet Meali: | Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar onun, Rabbinden gelen hak olduğunu bilsinler, böylece ona iman etsinler ve sonuçta da kalpleri ona saygı duysun diye Allah böyle yapar. |
مُخْبِتِينَ : İsim. İsm-i Fâil. İf’âl Bâbı (IV. Bâb). Kurallı Erkek Çoğul. Nasb / Cerr Hali. Tekili: مُخْبِتٌ
22:34 | فَإِلَٰهُكُمْ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ فَلَهُ أَسْلِمُوا وَبَشِّرِ الْمُخْبِتِينَ |
Diyanet Meali: | İşte sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Şu hâlde yalnız O’na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele! |