KÖK HARFLER: ح ش و
ANLAM:
حَشَا : Bir şeyin içini doldurmak. Bir şeyi, iki şeyin araya sokmak, sıkıştırmak. Kenarlarını çevrelemek. Elbisenin kenarını kıvırarak bastırmak. Kitaba dipnot düşmek, haşiye yazmak.
حَاشَا : Bir şeyi bir şeyden istisna etmek, dışarda tutmak.
AÇIKLAMA:
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَقُلْنَ حَاشَ لِلّهِ Dediler ki: Hâşâ! Allah’a and olsun ki (12/31); yani “uzak olsun…”
- Ebû Ubeyde bunun hem “tenzih” hem de “istisna” anlamı taşıdığını söylemiştir.
- Ebu Ali el-Fesevî şöyle demiştir: حَاشَ lafzı bir harfi cer değildir. Çünkü bir harfi cer kendisi gibi başka bir harfi cerin başına gelmez. Bir harf değildir. Çünkü muzaf olmadığı sürece bir harfin bir bölümü hazf edilemez. Oysa bu kelimeyi حَاشَ ve حَاشَى şekillerinde kullanırsın.
- Bazıları حَاشَ kelimesini bu maddenin temeli yapmış ve bunun “yaban (وَحْشٌ)” anlamına gelen حَوْشٌ lafzından geldiğini ifade etmiştir. “Garip, tuhaf, değişik veya alışılmamış ve anlaşılması zor söz” anlamındaki حُوشِيُّ الْكَلاَم kullanımı da buradan gelir.
Şöyle söylenmiştir: حَوْشٌ kelimesi “cinlerin aygır develerinin” adıdır. Buna nispet edilerek حُوشِيٌّ şeklinde kullanılmıştır.
حُشْتُ الصَّيْدَ ve أَحَشْتُهُ: Yönünü tuzağa doğru çevirmek için avın etrafından dolanarak geldim.
اِحْتَوَشُوهُ ve تَحَوَّشُوهُ : Onun etrafından geldiler, etrafını sardılar, ortalarına aldılar.
حَوْشٌ : İnsanın yemeği tümünü bitirinceye kadar kenarlarından yemesi.
4. Bazıları ise bunun, حَشَى kelimesinin harflerinin yerleri değiştirilerek oluşturulduğunu söylemiştir. حَاشِيَةٌ kelimesi de buradan gelir. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
حَشَا : Bir şeyin içini doldurdu. Bir şeyi, iki şeyin araya soktu, sıkıştırdı. Kenarlarını çevreledi. Elbisenin kenarını kıvırarak bastırdı. Kitaba dipnot düştü, haşiye yazdı.
حَاشَاهُ مِنْهُمْ : Onu onlardan hariç tuttu; onu onlardan ayrı tuttu. Eksiklik veya benzerinden uzaklık ya da onlardan muaf olma manasına da gelmektedir.
ضَرَبْتُمْ حَاشَا زَيْدًا : Zeyd haricinde onları alt ettim.
حَاشَ لِلّٰهِ : Her tür eksiklikten uzaklığı ya da onlardan muaf olmayı Allah’a (c.c.) isnat ederim; (genellikle, hayret veya hayranlığı ima eder, bu nedenle şu şekilde ifade edilebilir:) “Allah (c.c.) her tür eksiklikten ne kadar da uzaktır.”
حَاشَ لِلّٰهِ şu anlama da gelmektedir: مَعَاذَ اللّٰهِ yani, Allah’ın (c.c.) himayesini dilerim ya da Allah (c.c.) yasak etti.
حَاشَاكَ veya حَاشَالَك : Konuştuklarım arasına dahil edilmekten ne kadar uzaksınız, ya da ayıp nedeni olan her şeyden.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
حَاشَ | fiil-III | 2 | Müstesna, hariç (istisna etti). | 12/31 | Tam câmid mâzi fiil, istisnâ fiili. حَاشَ : son harfi düşmüş |
Toplam | 2 |
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir.
Hâşâ | حَاشَى | Bir durum veya davranışın kesinlikle kabul edilmediğini anlatan bir söz: Asla. Kat’iyyen. Öyle değil. Allah korusun… |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
حَاشَ : Fiil-III. (Tam câmid mâzi fiil, istisnâ fiili. حَاشَ : son harfi düşmüş).
12:31 | فَلَمَّا رَأَيْنَهُ أَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلَّهِ |
Diyanet Meali: | Kadınlar Yûsuf’u görünce, onu pek büyüttüler ve şaşkınlıkla ellerini kestiler. “Hâşâ! Allah için, (bu bir insan değil, ancak şerefli bir melektir)” dediler. |
12:51 | قُلْنَ حَاشَ لِلَّهِ مَا عَلِمْنَا عَلَيْهِ مِنْ سُوءٍ |
Diyanet Meali: | Kadınlar, “Hâşâ! Allah için, biz onun bir kötülüğünü bilmiyoruz” dediler. |