KÖK HARFLER: أ س و
ANLAM:
أَسَا : Aralarında uzlaşma sağlamak. Bir şeyi/kimseyi öyle bir hale getirmek ki, kendisi için adeta taklit bir obje, numune, örnek olsun.
AÇIKLAMA:
أُسْوَة ile إِسْوَة kelimeleri, قُدْوَة ile قِدْوَة kelimeleriyle eşanlamlıdır. Bunların her biri, kişinin başkası için örnek olduğu bir hâli ifâde eder. Bu hâl iyilikte de, kötülükte de; bollukta da, darlıkta da kullanılır.
Birini örnek almaya تَأَسَّيْتُ بِهِ denir.
أَسَيْتُ بَيْنَ اْلقَوْمِ deyimi de آسَيْتُهُ fiili de “İnsanların arasını islah ettim” manasındadır.
آسَيْتُهُ بِنَفْسِي : Onu kendime eşit, denk yaptım.
DİĞER BAZI TÜREVLER:
اَسَا (geniş zamanlı يَاْسُو mastar isim اَسْوًا ve اَسًا):
اَسَا بَيْنَهُمْ : Onlar arasında uzlaşma sağladı.
اَسَاهُ بِفُلَانٍ : Onu öyle bir hale getirdi ki, kendisi için adeta taklit bir obje oldu, numune oldu, örnek oldu.
اٰسَيْتُهُ بِمَالِى : Mahiyetim itibarıyla onu kendime taklit bir obje haline getirdim.
لِى فِى فُلَانٍ اُسْوَةٌ : Falanca kimsede benim için bir örnek, misal, şablon veya modelim mevcut.
اُسْوَةٌ : anlamları: (1) Örnek (2) misal; (3) şablon veya model; (4) taklit obje (5) uyma, örnek edinme.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
أُسْوَةٌ | isim | 3 | Uyma, örnek edinme. Nümune-i imtisal, örnek. | 33/21 |
| Toplam | 3 |
|
|
AÇIKLAMA:
Bazı kaynaklarda (أ س و) ile (أ س ي) kökleri bir madde altında birleştirilmiştir.
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Üsve(t) | أُسْوَة | Beraberlik. Numune. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أُسْوَةٌ : İsim.
33:21 | لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ |
Diyanet Meali: | Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için güzel bir örnek vardır. |
60:4 | قَدْ كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِي إِبْرَاهِيمَ وَالَّذِينَ مَعَهُ |
Diyanet Meali: | İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. |
60:6 | لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِيهِمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُو اللَّهَ |
Diyanet Meali: | Andolsun, onlarda (İbrahim ve beraberindekilerde) sizin için, Allah’ı arzu edenler için güzel bir örnek vardır. |