KÖK HARFLER: أ ب ل
ANLAM:
إِبِل : Develerden oluşan bir sürü. Bulutlar.
AÇIKLAMA:
إبِل kelimesi pek çok deveyi ifâde etmek için kullanılır; kendi kökünden tekili yoktur.
“Devenin nasıl yaratıldığına bakmıyorlar mı?” (88/Gâşiye 17) âyetindeki إبِل kelimesinden kastın bulutlar olduğu söylenmiştir. Eğer bu görüş doğru kabul edilirse, bulut deveye, bulutun hareketi de devenin hareketine benzetilmiş demektir.
DİĞER BAZI TÜREVLER:
اِبِلٌ : Çoğul olarak kullanılır ve develer anlamına gelir; develerden oluşan bir sürü; bulutlar
اَبَابٖيل : Sürü sürü (tekili إبِيل).
جَائَتْ اِبِلُكَ اَبَابِيلَ : Senin develerin, birbirinden bağımsız, ayrı ayrı topluluklar halinde geldi.
طَيْرًا اَبَابِيلَ : Ayrı ayrı sürüler ya da gruplar halinde kuşlar; veya birbiri ardınca giden sürü sürü kuşlar (105:3) Yani, deve sürüleri gibi dağınık kuşlar.
اَبَّلَ الرَّجُلُ : Kişinin develeri çoğaldı.
فُلاَنٌ لاَ ياْتَبِِلُ Deveye binen kişi, onun üzerinde duramadı.
رَجُلٌ آبِلٌ وَاَبِلٌ : Deveye güzel binen ve onun üzerinde güzel duran adam
إبِلٌ مُؤَبَّلَةٌُ : Toplu hâlde bulunan develer.
إبَالَة : Bir deste odun.
تَأبَّلَ الرَّجُلُ عَنْ اِمْرَأَتِهِ : Adam hanımına yaklaşmayı terk etti.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
إِبِلٌ | isim | 2 | Deve (çoğul). Bulutlar | 88/17 |
|
أَبَابِيلُ | isim | 1 | Sürü (çoğul) | 105/3 | Tekili: إِبَّوْلٌ |
| Toplam | 3 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- أَبَلَ
- أَبَلَةٌ
- وَخَامَةٌ
- ثِقَلٌ > bak: ث ق ل
- أَبِيلٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
İbl (İbil) | إِبِل | Dişi deve. | Çoğul: Âbâl |
Ebbâl | أَبَّال | Deve çobanı. |
|
Ebâbîl | أَبَابِيل | Dağ kırlangıcı. Sürü sürü kuş. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
إِبِلٌ : İsim.
6:144 | وَمِنَ الْإِبِلِ اثْنَيْنِ وَمِنَ الْبَقَرِ اثْنَيْنِ |
Diyanet Meali: | Yine (erkek ve dişi olarak) deveden iki, sığırdan da iki. |
88:17 | أَفَلَا يَنْظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ |
Diyanet Meali: | Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! * |
أَبَابِيلُ : İsim. Sıfat. Çoğul. Tekili: إِبَّوْلٌ
105:3 | وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ |
Diyanet Meali: | Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.* |