KÖK: ÖZEL İSİM: ثَمُود
ANLAM:
ثَمُود : Semûd: Asırlar öncesi yaşamış olan çok eski bir kavim. Salih Aleyhisselam bu kavme peygamber olarak gönderilmiştir.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
ثَمُودٌ | isim | 26 | Semûd | 7/73 |
| Toplam | 26 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Yok.
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Yok.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
ثَمُودُ : İsim.
7:73 | وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ |
Diyanet Meali: | Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i Peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin.” |
9:70 | أَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَأُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ |
Diyanet Meali: | “Onlara kendilerinden öncekilerin; Nûh, Âd ve Semûd kavimlerinin .. haberleri ulaşmadı mı?” |
11:61 | وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ |
Diyanet Meali: | Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i peygamber gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yok. |
11:68 | كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا فٖيهَا اَلَا اِنَّ ثَمُودَا كَفَرُوا رَبَّهُمْ |
Diyanet Meali: | Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Biliniz ki Semûd kavmi Rablerini inkâr etti. |
11:68 | أَلَا بُعْدًا لِثَمُودَ |
Diyanet Meali: | (Yine) biliniz ki Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştı. |
11:95 | كَأَنْ لَمْ يَغْنَوْا فِيهَا أَلَا بُعْدًا لِمَدْيَنَ كَمَا بَعِدَتْ ثَمُودُ |
Diyanet Meali: | Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Biliniz ki Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da uzaklaştı. * |
14:9 | أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَأُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ |
Diyanet Meali: | Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin haberi size gelmedi mi? |
17:59 | وَآتَيْنَا ثَمُودَ النَّاقَةَ مُبْصِرَةً فَظَلَمُوا بِهَا |
Diyanet Meali: | (Nitekim) Semûd kavmine o dişi deveyi açık bir mucize olarak verdik de onlar bu yüzden zalim oldular. |
22:42 | وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَثَمُودُ |
Diyanet Meali: | Ey Muhammed! Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce Nûh, Âd ve Semûd kavimleri de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. * |
25:38 | وَعَادًا وَثَمُودَا وَاَصْحَابَ الرَّسِّ وَقُرُونًا بَيْنَ ذٰلِكَ كَثٖيرًا |
Diyanet Meali: | Âd ve Semûd kavimlerini, Ress halkını ve bunların arasında pek çok nesilleri de helâk ettik. * |
26:141 | كَذَّبَتْ ثَمُودُ الْمُرْسَلِينَ |
Diyanet Meali: | Semûd kavmi de Peygamberleri yalanladı. * |
27:45 | وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا إِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ |
Diyanet Meali: | Andolsun biz, “Allah’a kulluk edin” diye (uyarması için) Semûd kavmine, kardeşleri Salih’i peygamber olarak göndermiştik. |
29:38 | وَعَادًا وَثَمُودَا وَقَدْ تَبَيَّنَ لَكُمْ مِنْ مَسَاكِنِهِمْ |
Diyanet Meali: | Âd ve Semûd kavimlerini de helâk ettik. Bu, onların (harap olmuş) yurtlarından size besbelli olmuştur. |
38:13 | وَثَمُودُ وَقَوْمُ لُوطٍ وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ أُولَٰئِكَ الْأَحْزَابُ |
Diyanet Meali: | Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı da (Peygamberleri yalanlamışlardı). İşte onlar da (böyle) gruplardı. * |
40:31 | مِثْلَ دَأْبِ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَالَّذِينَ مِنْ بَعْدِهِمْ |
Diyanet Meali: | Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olaylar gibi.. |
41:13 | فَإِنْ أَعْرَضُوا فَقُلْ أَنْذَرْتُكُمْ صَاعِقَةً مِثْلَ صَاعِقَةِ عَادٍ وَثَمُودَ |
Diyanet Meali: | Eğer yüz çevirirlerse, onlara de ki: “Ben sizi Âd ve Semûd kavimlerini çarpan yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım.” * |
41:17 | وَأَمَّا ثَمُودُ فَهَدَيْنَاهُمْ فَاسْتَحَبُّوا الْعَمَىٰ عَلَى الْهُدَىٰ |
Diyanet Meali: | Semûd kavmine gelince, biz onlara doğru yolu göstermiştik. Ama onlar körlüğü hidayete tercih etmişlerdi… |
50:12 | كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَأَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُ |
Diyanet Meali: | Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı ve Semûd kavmi de yalanlamıştı. * |
51:43 | وَفِي ثَمُودَ إِذْ قِيلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتَّىٰ حِينٍ |
Diyanet Meali: | Semûd kavminde de ibretler vardır. Hani onlara, “Bir süreye kadar faydalanın bakalım” denmişti. * |
53:51 | وَثَمُودَا فَمَا اَبْقٰى |
Diyanet Meali: | (Şüphesiz O,) Semûd kavmini (helâk etti) ve hiç kimseyi bırakmadı. * |
54:23 | كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِالنُّذُرِ |
Diyanet Meali: | Semûd kavmi de uyarıcıları yalanlamıştı. * |
69:4 | كَذَّبَتْ ثَمُودُ وَعَادٌ بِالْقَارِعَةِ |
Diyanet Meali: | Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar. * |
69:5 | فَأَمَّا ثَمُودُ فَأُهْلِكُوا بِالطَّاغِيَةِ |
Diyanet Meali: | Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi. * |
85:18 | فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ |
Diyanet Meali: | Firavun ve Semûd’un (haberi sana geldi mi?) * |
89:9 | وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ |
Diyanet Meali: | Vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a…* |
91:11 | كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا |
Diyanet Meali: | Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı. * |