KÖK HARFLER: م ق ت
ANLAM:
مَقَتَ : Birisinden nefret etmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
مَقْتٌ : Nefret; hoşnutsuzluk; ikrah; iğrenme.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | |
مَقْتٌ | isim | 6 | Şiddetli kızgınlık. Cahiliye devri âdeti olarak, bir kimsenin, babasının karısıyla (üvey annesiyle) evlenmesi. Yalan. Kızdırıcı husus | 35/39 |
Toplam | 6 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- مَقَتَ
- مَقْتٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Makt | مَقْت | Kin, hiddet. İğrençlik. Şiddetli buğz. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
مَقْتٌ : İsim.
4:22 | إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَمَقْتًا وَسَاءَ سَبِيلًا |
Diyanet Meali: | (Geçmişte olanlar hariç, artık babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin.) Çünkü bu bir hayâsızlık, öfke ve nefret gerektiren bir iştir. Bu, ne kötü bir yoldur. |
35:39 | وَلَا يَزِيدُ الْكَافِرِينَ كُفْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ إِلَّا مَقْتًا |
Diyanet Meali: | İnkârcıların inkârı, Rableri katında ancak uğrayacakları gazabı artırır. |
40:10 | إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنَادَوْنَ لَمَقْتُ اللَّهِ أَكْبَرُ مِنْ مَقْتِكُمْ أَنْفُسَكُمْ |
Diyanet Meali: | İnkâr edenler var ya, muhakkak onlara: “Allah’ın (size) gazabı, sizin kendinize olan gazabınızdan daha büyüktür.” diye seslenilir. |
40:10 | إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنَادَوْنَ لَمَقْتُ اللَّهِ أَكْبَرُ مِنْ مَقْتِكُمْ أَنْفُسَكُمْ |
Diyanet Meali: | İnkâr edenler var ya, muhakkak onlara: “Allah’ın (size) gazabı, sizin kendinize olan gazabınızdan daha büyüktür.” diye seslenilir. |
40:35 | كَبُرَ مَقْتًا عِنْدَ اللَّهِ وَعِنْدَ الَّذِينَ آمَنُوا |
Diyanet Meali: | Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. |
61:3 | كَبُرَ مَقْتًا عِنْدَ اللَّهِ أَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ |
Diyanet Meali: | Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir. * |