KÖK HARFLER: ع ط ل
ANLAM:
عَطِلَ : Malından mahrum kalmak. (Kadın) vücudunda hiçbir ziynet olmamak. (Irgat) meşguliyeti olmamak. Bir şeyi sahipsiz veya bakımsız bırakmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
عَطِلَ (geniş zaman يَعْطَلُ mastar isim عَطَلٌ):
عَطِلَ الرَّجُلُ مِنَ الْمَالِ : İnsan malından mahrum kaldı.
عَطِلَتِ الْمَرْاَةُ : O kadının vücudunda hiçbir ziynet yoktu.
عَطَلَ الْاَجِيرُ (geniş zaman يَعْطُلُ ) : Irgatın meşguliyeti yoktu.
عَطَّلَ الشَّىْءَ : O şeyi sahipsiz veya bakımsız bıraktı.
عَطَّلَ الْاِبِلَ : Develeri onlarla ilgilenecek bir çoban olmadan bıraktı.
اَلتَّعْطِيلُ : Bir yerin terk edilmiş, başıboş veya sahipsiz bırakılması, bir şeyin sahipsiz veya bakımsız bırakılması, bir kimsenin işi olmadan işsiz veya boş bırakılması.
عُطِّلَتِ الرَّعِيَّةُ : Halk başlarında onları yönetecek bir yönetici olmadan bırakılmıştı.
عُطِّلَتِ الْبِئْرُ : Kuyu öyle bir halde bırakılmıştı ki kimse oradan su almaya gelmedi.
عَطَّلَ الْبِئْرَ : Kuyuya gitti.
بِئْرٌ مُعَطَّلَةٌ : Kullanılmayan kuyu (22:45).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
عَطَّلَ | fiil-II | 1 | Başıboş bıraktı, terketti | 81/4 | Meçhulü: عُطِّلَ |
مُعَطَّلَةٌ | isim | 1 | Terkedilmiş, bomboş | 22/45 | |
Toplam | 2 |
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Âtıl | عَاطِل | İşlemez. Boş. |
Atâlet | عَطَالَة | Boş durma. Tembellik. |
Utle | عُطْلَة | Boş ve muattal olmak. |
Ta’tîl | تَعْطِيل | Çalışmaya ara vermek. |
Muattal | مُعَطَّل | Tatil edilmiş. |
Muattıl | مُعَطِّل | Atıl bırakan. |
Taattul | تَعَطُّل | İşsiz kalma. İşlemez ve boşta olma. |
Mutaattıl | مُتَعَطِّل | İşsiz kalan, işlemez olan. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
عَطَّلَ : Fiil-II. Meçhulü: عُطِّلَ
81:4 | وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ |
Diyanet Meali: | Gebe develer salıverildiği zaman. * |
مُعَطَّلَةٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Tef’îl Bâbı (II. Bâb).
22:45 | فَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا وَبِئْرٍ مُعَطَّلَةٍ وَقَصْرٍ مَشِيدٍ |
Diyanet Meali: | (Halkı zulmetmekteyken helâk ettiğimiz), böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış (nice memleketler), nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır! |