ش ي أ

KÖK HARFLER: ش ي أ

ANLAM: 

شَاءَ : Bir şeyi istemek, dilemek, arzu etmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

شَاءَ (geniş zaman يَشَاءُ mastar isim شَىْءٌ ve مَشِيئَةٌ vb.): O şeyi istedi, diledi ya da arzu etti (şu sözcükle eşanlamlı: اَرَادَهُ).

شَىْءٌ (çoğul hali: اَشْيَاءُ ): Bir şey; herhangi bir şey; bir nebze.

هُوَ اَحْسَنُ مِنْكَ شَيْئًا : O, bir nebze de olsa senden daha iyidir.

لَيْسَ بِشَىْءٍ : O şey değersizdir.

شَيْئًا فَشَيْئًا : Azar azar.

لَيْسَ مِنَ الْاَمْرِ حَقَّ شَىْءٍ veya لَيْسَ لَهُ مِنَ الْاَمْرِ شَىْءٌ : İş hususunda ona düşen bir şey yoktur anlamında sıklıkla kullanılan bir deyiş.

شَىْءٌ herhangi biri veya dahası, manasına da gelmektedir. Cebirde bir karekökü ifade etmektedir.

يَا شَىْءَ bir pişmanlık ifadesidir.

يَا شَىْءَ مَالِى : Eyvah, bana ne oldu.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
شَاءَfiil-I236Diledi, istedi81/28
شَىْءٌisim283Dileme, isteme, şey33/40Çoğulu: أَشْيَاءٌ

Toplam519


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • شَاءَ

Zıt Manada Kelimeler

  • شَاءَ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Şey’ شَىْء Nesne, şey.
Şey’iyyet شَيْئِيَّة Nesnelik.
Eşyâ’ أَشْيَاء Türlü amaçlarla kullanılan, insan yapısı, taşınabilir cansız nesnelerin bütünü. Şey’in çoğulu
Beleş بِلَا شَيْء Karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen.

Beleş kelimesi, “karşılıksız, bedava” anlamındaki bilâ şey’ (بِلا شيء) deyiminden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

شَاءَ : Fiil-I.

2:20وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَذَهَبَ بِسَمْعِهِمْ وَأَبْصَارِهِمْ
Diyanet Meali:Allah dileseydi, elbette onların işitme ve görme duyularını giderirdi.
2:35اسْكُنْ أَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَدًا حَيْثُ شِئْتُمَا
Diyanet Meali:Dedik ki: “Ey Âdem!  “Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin…”
2:58وَإِذْ قُلْنَا ادْخُلُوا هَٰذِهِ الْقَرْيَةَ فَكُلُوا مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ رَغَدًا
Diyanet Meali:Hani, “Şu memlekete girin. Orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin…” demiştik.
2:70إِنَّ الْبَقَرَ تَشَابَهَ عَلَيْنَا وَإِنَّا إِنْ شَاءَ اللَّهُ لَمُهْتَدُونَ
Diyanet Meali:“Çünkü sığırlar, bizce, birbirlerine benzemektedir. Ama Allah dilerse elbet buluruz.”
2:90أَنْ يُنَزِّلَ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ
Diyanet Meali:Allah’ın, kullarından dilediğine lütfuyla indirdiği (vahyi inkâr etmeleri ne kötüdür)!
2:105وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Diyanet Meali:Oysa Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf sahibidir.
2:142قُلْ لِلَّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
Diyanet Meali:De ki: “Doğu da, Batı da Allah’ındır. Allah, dilediği kimseyi doğru yola iletir.”
2:212وَاللَّهُ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Diyanet Meali:Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.
2:213وَاللَّهُ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
Diyanet Meali:Allah, dilediğini doğru yola iletir.
2:220وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَأَعْنَتَكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
Diyanet Meali:Allah, dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
2:223نِسَاؤُكُمْ حَرْثٌ لَكُمْ فَأْتُوا حَرْثَكُمْ أَنَّىٰ شِئْتُمْ
Diyanet Meali:Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın.
2:247وَاللَّهُ يُؤْتِي مُلْكَهُ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
2:251وَآتَاهُ اللَّهُ الْمُلْكَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَهُ مِمَّا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Allah, ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti.
2:253وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا اقْتَتَلَ الَّذِينَ مِنْ بَعْدِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ
Diyanet Meali:Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi.
2:253وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا اقْتَتَلُوا وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ
Diyanet Meali:Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin Allah dilediğini yapar.
2:255وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ
Diyanet Meali:Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar.
2:261وَاللَّهُ يُضَاعِفُ لِمَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
2:269يُؤْتِي الْحِكْمَةَ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Allah, hikmeti dilediğine verir.
2:272لَيْسَ عَلَيْكَ هُدَاهُمْ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Onları hidayete erdirmek sana ait değildir. Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir.
2:284فَيَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Dilediğini bağışlar…
2:284وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Dilediğine azap eder.
3:6هُوَ الَّذِي يُصَوِّرُكُمْ فِي الْأَرْحَامِ كَيْفَ يَشَاءُ
Diyanet Meali:O, sizi rahimlerde, dilediği gibi şekillendirendir.
3:13وَاللَّهُ يُؤَيِّدُ بِنَصْرِهِ مَنْ يَشَاءُ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِأُولِي الْأَبْصَارِ
Diyanet Meali:Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Basireti olanlar için bunda elbette ibret vardır.
3:26قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاءُ
Diyanet Meali:De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin.”
3:26وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاءُ
Diyanet Meali:“Dilediğinden de mülkü çeker alırsın.”
3:26وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاءُ
Diyanet Meali:“Dilediğini aziz edersin.”
3:26وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”
3:27وَتَرْزُقُ مَنْ تَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Diyanet Meali:“Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.”
3:37قَالَتْ هُوَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Diyanet Meali:O da “Bu, Allah katından” diye cevap verirdi. Zira Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.
3:40وَقَدْ بَلَغَنِيَ الْكِبَرُ وَامْرَأَتِي عَاقِرٌ قَالَ كَذَٰلِكَ اللَّهُ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:“Bana ihtiyarlık gelip çatmış iken ve karım da kısır iken (benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi). Allah, “Öyledir, ama Allah dilediğini yapar” dedi.
3:47قَالَ كَذَٰلِكِ اللَّهُ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Allah, “Öyle ama, Allah dilediğini yaratır.” dedi.
3:73قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.”
3:74يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Diyanet Meali:O, rahmetini dilediğine has kılar. Allah, büyük lütuf sahibidir. *
3:129وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Göklerdeki her şey ve yerdeki her şey Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar…
3:129وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:Dilediğine azab eder. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
3:179وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَجْتَبِي مِنْ رُسُلِهِ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer (gaybı ona bildirir).
4:48إِنَّ اللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَٰلِكَ لِمَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar.
4:49بَلِ اللَّهُ يُزَكِّي مَنْ يَشَاءُ وَلَا يُظْلَمُونَ فَتِيلًا
Diyanet Meali:Hayır! Allah, dilediğini temize çıkarır ve kendilerine kıl kadar zulmedilmez.
4:90وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَسَلَّطَهُمْ عَلَيْكُمْ فَلَقَاتَلُوكُمْ
Diyanet Meali:Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı.
4:116إِنَّ اللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَٰلِكَ لِمَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar.
4:133إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ أَيُّهَا النَّاسُ وَيَأْتِ بِآخَرِينَ
Diyanet Meali:Ey insanlar! Allah dilerse sizi yok eder ve başkalarını getirir.
5:17وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:“Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğini yaratır.”
5:18بَلْ أَنْتُمْ بَشَرٌ مِمَّنْ خَلَقَ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:“Hayır, siz de O’nun yarattıklarından bir beşersiniz.” (Allah) dilediğini bağışlar…
5:18وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Dilediğine azap eder.
5:40يُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:O, dilediğine azap eder…
5:40وَيَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Dilediğini de bağışlar. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
5:48وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ فِي مَا آتَاكُمْ
Diyanet Meali:Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı.
5:54ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
5:64بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Hayır, O’nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir.
6:35وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَمَعَهُمْ عَلَى الْهُدَىٰ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْجَاهِلِينَ
Diyanet Meali:Eğer Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzere toplardı. O hâlde, sakın cahillerden olma.
6:39وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِي الظُّلُمَاتِ مَنْ يَشَإِ اللَّهُ يُضْلِلْهُ
Diyanet Meali:Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içerisindeki birtakım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah, kimi dilerse onu şaşırtır.
6:39وَمَنْ يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
Diyanet Meali:Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar.
6:41بَلْ إِيَّاهُ تَدْعُونَ فَيَكْشِفُ مَا تَدْعُونَ إِلَيْهِ إِنْ شَاءَ
Diyanet Meali:Hayır! (Bu durumda) yalnız O’na dua edersiniz, O da dilerse (kurtulmak için) dua ettiğiniz sıkıntıyı giderir.
6:80وَلَا أَخَافُ مَا تُشْرِكُونَ بِهِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ رَبِّي شَيْئًا
Diyanet Meali:“Hem sizin O’na ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbimin bir şey dilemiş olması başka.”
6:83نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَاءُ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.
6:88ذَٰلِكَ هُدَى اللَّهِ يَهْدِي بِهِ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ
Diyanet Meali:İşte bu, Allah’ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir.
6:107وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا أَشْرَكُوا وَمَا جَعَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا
Diyanet Meali:Allah dileseydi ortak koşmazlardı. Biz seni onların başına bir bekçi yapmadık.
6:111مَا كَانُوا لِيُؤْمِنُوا إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ يَجْهَلُونَ
Diyanet Meali:Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
6:112وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları iftiralarıyla baş başa bırak.
6:128قَالَ النَّارُ مَثْوَاكُمْ خَالِدِينَ فِيهَا إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ
Diyanet Meali:Allah da diyecek ki: “Allah’ın diledikleri (affettikleri) hariç, içinde ebedî kalmak üzere duracağınız yer ateştir.”
6:133إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَسْتَخْلِفْ مِنْ بَعْدِكُمْ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Dilerse sizi giderir (yok eder) ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir.
6:133إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَسْتَخْلِفْ مِنْ بَعْدِكُمْ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Dilerse sizi giderir (yok eder) ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir.
6:137وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. Artık sen onları uydurdukları ile baş başa bırak.
6:138وَقَالُوا هَٰذِهِ أَنْعَامٌ وَحَرْثٌ حِجْرٌ لَا يَطْعَمُهَا إِلَّا مَنْ نَشَاءُ بِزَعْمِهِمْ
Diyanet Meali:Bir de asılsız iddialarda bulunarak dediler ki: “Bunlar yasaklanmış hayvanlar ve ekinlerdir. Onları bizim dilediklerimizden başkası yiyemez.”
6:148سَيَقُولُ الَّذِينَ أَشْرَكُوا لَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا أَشْرَكْنَا وَلَا آبَاؤُنَا
Diyanet Meali:Allah’a ortak koşanlar diyecekler ki: “Eğer Allah dileseydi, biz de ortak koşmazdık, babalarımız da.”
6:149قُلْ فَلِلَّهِ الْحُجَّةُ الْبَالِغَةُ فَلَوْ شَاءَ لَهَدَاكُمْ أَجْمَعِينَ
Diyanet Meali:De ki: “En üstün delil yalnızca Allah’ındır. O, dileseydi elbette sizin hepinizi doğru yola iletirdi.” *
7:19وَيَا آدَمُ اسْكُنْ أَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ فَكُلَا مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا
Diyanet Meali:“Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin.”
7:89وَمَا يَكُونُ لَنَا أَنْ نَعُودَ فِيهَا إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّنَا
Diyanet Meali:“Rabbimiz Allah’ın dilemesi olmadıkça, sizin dininize dönmemiz bizim için olacak şey değildir.”
7:100أَنْ لَوْ نَشَاءُ أَصَبْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ
Diyanet Meali:Biz dileseydik onları da (öncekiler gibi) günahları yüzünden cezalandırırdık.
7:128إِنَّ الْأَرْضَ لِلَّهِ يُورِثُهَا مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ
Diyanet Meali:“Şüphesiz yeryüzü Allah’ındır. Ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar.”
7:155قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ أَهْلَكْتَهُمْ مِنْ قَبْلُ وَإِيَّايَ
Diyanet Meali:Mûsâ, “Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de bundan önce helâk ederdin.” dedi.
7:155إِنْ هِيَ إِلَّا فِتْنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَنْ تَشَاءُ
Diyanet Meali:“Bu, sırf senin bir imtihanındır. Onunla dilediğin kimseyi saptırırsın…”
7:155وَتَهْدِي مَنْ تَشَاءُ
Diyanet Meali:“Dilediğini de doğruya iletirsin.”
7:156قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِهِ مَنْ أَشَاءُ وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah, şöyle dedi: “Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır.”
7:161وَإِذْ قِيلَ لَهُمُ اسْكُنُوا هَٰذِهِ الْقَرْيَةَ وَكُلُوا مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ
Diyanet Meali:O zaman onlara denilmişti ki: “Şu memlekete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi yiyin.”
7:176وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَٰكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الْأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ
Diyanet Meali:Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o, dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu.
7:188قُلْ لَا أَمْلِكُ لِنَفْسِي نَفْعًا وَلَا ضَرًّا إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ
Diyanet Meali:De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim.”
8:31وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا قَالُوا قَدْ سَمِعْنَا لَوْ نَشَاءُ لَقُلْنَا مِثْلَ هَٰذَا
Diyanet Meali:Onlara karşı âyetlerimiz okunduğu zaman, “Duyduk, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz.” dediler.
9:15وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ وَيَتُوبُ اللَّهُ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah, dilediğinin tövbesini kabul eder.
9:27ثُمَّ يَتُوبُ اللَّهُ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:Sonra Allah, bunun ardından yine dilediği kimsenin tövbesini kabul eder. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. *
9:28وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ إِنْ شَاءَ
Diyanet Meali:Eğer yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse lütfuyla sizi zengin kılar.
10:16قُلْ لَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا تَلَوْتُهُ عَلَيْكُمْ وَلَا أَدْرَاكُمْ بِهِ
Diyanet Meali:De ki: “Eğer Allah dileseydi, ben size onu okumazdım, Allah da size onu bildirmezdi.”
10:25وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
Diyanet Meali:Ve dilediğini doğru yola iletir.
10:49قُلْ لَا أَمْلِكُ لِنَفْسِي ضَرًّا وَلَا نَفْعًا إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ
Diyanet Meali:De ki: “Allah dilemedikçe, ben kendime bile ne bir zarar, ne de fayda verme gücüne sahibim.”
10:99وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ لَآمَنَ مَنْ فِي الْأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعًا
Diyanet Meali:Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi elbette topyekûn iman ederlerdi.
10:107يُصِيبُ بِهِ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Diyanet Meali:O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
11:33قَالَ إِنَّمَا يَأْتِيكُمْ بِهِ اللَّهُ إِنْ شَاءَ وَمَا أَنْتُمْ بِمُعْجِزِينَ
Diyanet Meali:Nûh dedi ki: “Onu size, dilerse ancak Allah getirir ve siz (Allah’ı) âciz bırakamazsınız.” *
11:87أَصَلَاتُكَ تَأْمُرُكَ أَنْ نَتْرُكَ مَا يَعْبُدُ آبَاؤُنَا أَوْ أَنْ نَفْعَلَ فِي أَمْوَالِنَا مَا نَشَاءُ
Diyanet Meali:“Babalarımızın taptığını, yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor.”
11:107خَالِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ إِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ إِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ
Diyanet Meali:Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedî olarak kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Şüphesiz Rabbin istediğini yapandır. *
11:108خَالِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ إِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ عَطَاءً غَيْرَ مَجْذُوذٍ
Diyanet Meali:(Mutlu olanlara gelince), gökler ve yerler durdukça içinde ebedî kalmak üzere (cennettedirler). Ancak Rabbinin dilemesi başka. Bu, onlara ardı kesilmez bir lütuf olarak verilmiştir.
11:118وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ لَجَعَلَ النَّاسَ أُمَّةً وَاحِدَةً
Diyanet Meali:Rabbin dileseydi, insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı.
12:56وَكَذَٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْأَرْضِ يَتَبَوَّأُ مِنْهَا حَيْثُ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Böylece Yûsuf’a, dilediği yerde oturmak üzere ülkede imkân ve iktidar verdik.
12:56نُصِيبُ بِرَحْمَتِنَا مَنْ نَشَاءُ وَلَا نُضِيعُ أَجْرَ الْمُحْسِنِينَ
Diyanet Meali:Biz rahmetimizi istediğimize veririz ve iyi davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.
12:76مَا كَانَ لِيَأْخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ الْمَلِكِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ
Diyanet Meali:Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Ancak Allah’ın dilemesi başka.
12:76نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَاءُ وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.
12:99وَقَالَ ادْخُلُوا مِصْرَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ آمِنِينَ
Diyanet Meali:Ve “Allah’ın iradesi ile güven içinde Mısır’a girin” dedi.
12:100إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِمَا يَشَاءُ إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Diyanet Meali:Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
12:110جَاءَهُمْ نَصْرُنَا فَنُجِّيَ مَنْ نَشَاءُ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُنَا عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ
Diyanet Meali:Onlara yardımımız geldi de, böylece dilediğimiz kimseler kurtuluşa erdirildi. Azabımız ise, suçlular topluluğundan geri çevrilemez.
13:13وَيُرْسِلُ الصَّوَاعِقَ فَيُصِيبُ بِهَا مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:O, yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar.
13:26اللَّهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ
Diyanet Meali:Allah, rızkı dilediğine bol verir, (dilediğine de) kısar.
13:27قُلْ إِنَّ اللَّهَ يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَنْ أَنَابَ
Diyanet Meali:De ki: “Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir.”
13:31أَفَلَمْ يَيْأَسِ الَّذِينَ آمَنُوا أَنْ لَوْ يَشَاءُ اللَّهُ لَهَدَى النَّاسَ جَمِيعًا
Diyanet Meali:İman edenler anlamadılar mı ki, Allah dileseydi bütün insanları doğru yola eriştirirdi.
13:39يَمْحُو اللَّهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ أُمُّ الْكِتَابِ
Diyanet Meali:Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır. Ana kitap (Levh-i Mahfuz) O’nun yanındadır. *
14:4وَمَا أَرْسَلْنَا مِنْ رَسُولٍ إِلَّا بِلِسَانِ قَوْمِهِ لِيُبَيِّنَ لَهُمْ فَيُضِلُّ اللَّهُ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah’ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah, dilediğini saptırır…
14:4وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Diyanet Meali:Dilediğini de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
14:11وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَمُنُّ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ
Diyanet Meali:“Fakat Allah, kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder.”
14:19إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَأْتِ بِخَلْقٍ جَدِيدٍ
Diyanet Meali:Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk getirir.
14:27وَيُضِلُّ اللَّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar.
16:2يُنَزِّلُ الْمَلَائِكَةَ بِالرُّوحِ مِنْ أَمْرِهِ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ
Diyanet Meali:(Allah, … insanları uyarmaları için) emrini içeren vahiy ile melekleri kullarından dilediğine indirir.
16:9وَعَلَى اللَّهِ قَصْدُ السَّبِيلِ وَمِنْهَا جَائِرٌ وَلَوْ شَاءَ لَهَدَاكُمْ أَجْمَعِينَ
Diyanet Meali:Doğru yolu göstermek Allah’a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi. *
16:31تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَاءُونَ
Diyanet Meali:İçinden nehirler akan (Adn cennetlerine gireceklerdir). Kendileri için orada diledikleri her şey vardır.
16:35وَقَالَ الَّذِينَ أَشْرَكُوا لَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا عَبَدْنَا مِنْ دُونِهِ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah’a ortak koşanlar, dediler ki: “Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız O’ndan başka hiçbir şeye tapmazdık.”
16:93وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً
Diyanet Meali:Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı.
16:93وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَٰكِنْ يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır…
16:93وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ وَلَتُسْأَلُنَّ عَمَّا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Diyanet Meali:Dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.
17:18مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعَاجِلَةَ عَجَّلْنَا لَهُ فِيهَا مَا نَشَاءُ لِمَنْ نُرِيدُ
Diyanet Meali:Kim bu geçici dünyayı isterse orada ona, (evet) dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz.
17:30إِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ
Diyanet Meali:Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve (dilediğine) kısar.
17:54رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِكُمْ إِنْ يَشَأْ يَرْحَمْكُمْ
Diyanet Meali:Rabbiniz sizi daha iyi bilir. (Durumunuza göre) dilerse size merhamet eder…
17:54أَوْ إِنْ يَشَأْ يُعَذِّبْكُمْ وَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ وَكِيلًا
Diyanet Meali:Dilerse azap eder. Seni de onlara vekil olarak göndermedik.
17:86وَلَئِنْ شِئْنَا لَنَذْهَبَنَّ بِالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ
Diyanet Meali:Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık.
18:24إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ
Diyanet Meali:Ancak, “Allah dilerse yapacağım” de.
18:29وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَاءَ فَلْيُؤْمِنْ
Diyanet Meali:De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin…”
18:29وَمَنْ شَاءَ فَلْيَكْفُرْ
Diyanet Meali:“Dileyen inkâr etsin.”
18:39وَلَوْلَا إِذْ دَخَلْتَ جَنَّتَكَ قُلْتَ مَا شَاءَ اللَّهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ
Diyanet Meali:“Bağına girdiğinde ‘Mâşaallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır’ deseydin ya!”
18:69قَالَ سَتَجِدُنِي إِنْ شَاءَ اللَّهُ صَابِرًا وَلَا أَعْصِي لَكَ أَمْرًا
Diyanet Meali:Mûsâ, “İnşaallah beni sabırlı bulacaksın. Hiçbir işte de sana karşı gelmeyeceğim” dedi. *
18:77قَالَ لَوْ شِئْتَ لَاتَّخَذْتَ عَلَيْهِ أَجْرًا
Diyanet Meali:Mûsâ, “İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın” dedi.
21:9ثُمَّ صَدَقْنَاهُمُ الْوَعْدَ فَأَنْجَيْنَاهُمْ وَمَنْ نَشَاءُ وَأَهْلَكْنَا الْمُسْرِفِينَ
Diyanet Meali:Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları ise helâk ettik. *
22:5وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاءُ إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى
Diyanet Meali:Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz.
22:18وَمَنْ يُهِنِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ مُكْرِمٍ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Allah, kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
23:24وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَأَنْزَلَ مَلَائِكَةً مَا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِي آبَائِنَا الْأَوَّلِينَ
Diyanet Meali:“Eğer Allah dileseydi, bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.”
24:21مَا زَكَىٰ مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ أَبَدًا وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يُزَكِّي مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:(Eğer Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı), sizden hiçbiriniz asla temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediği kimseyi tertemiz kılar.
24:35يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir.
24:38وَاللَّهُ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Diyanet Meali:Allah, dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır.
24:43وَيُنَزِّلُ مِنَ السَّمَاءِ مِنْ جِبَالٍ فِيهَا مِنْ بَرَدٍ فَيُصِيبُ بِهِ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:O, gökten, oradaki dağ (gibi bulut)lardan dolu indirir de onu dilediğine isabet ettirir…
24:43وَيَصْرِفُهُ عَنْ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Dilediğinden de geri çevirir.
24:45وَمِنْهُمْ مَنْ يَمْشِي عَلَىٰ أَرْبَعٍ يَخْلُقُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah, dilediğini yaratır.
24:46وَاللَّهُ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
Diyanet Meali:Allah, dilediği kimseyi doğru yola iletir.
24:62فَإِذَا اسْتَأْذَنُوكَ لِبَعْضِ شَأْنِهِمْ فَأْذَنْ لِمَنْ شِئْتَ مِنْهُمْ
Diyanet Meali:O hâlde bazı işlerini görmek için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver.
25:10تَبَارَكَ الَّذِي إِنْ شَاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِنْ ذَٰلِكَ
Diyanet Meali:Dilerse sana bundan daha güzelini verebilecek olan Allah’ın şanı yücedir.
25:16لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَاءُونَ خَالِدِينَ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ وَعْدًا مَسْئُولًا
Diyanet Meali:Ebedî olarak kalacakları orada onlar için diledikleri her şey vardır. Bu, Rabbinin uhdesine aldığı, (yerine getirilmesi) istenen bir va’didir. *
25:45أَلَمْ تَرَ إِلَىٰ رَبِّكَ كَيْفَ مَدَّ الظِّلَّ وَلَوْ شَاءَ لَجَعَلَهُ سَاكِنًا
Diyanet Meali:Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı.
25:51وَلَوْ شِئْنَا لَبَعَثْنَا فِي كُلِّ قَرْيَةٍ نَذِيرًا
Diyanet Meali:Dileseydik her memlekete bir uyarıcı gönderirdik. *
25:57قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِلَّا مَنْ شَاءَ أَنْ يَتَّخِذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا
Diyanet Meali:De ki: “Ben buna karşılık sizden dileyen kimsenin, Rabbine giden yolu tutmasından başka herhangi bir ücret istemiyorum.” *
26:4إِنْ نَشَأْ نُنَزِّلْ عَلَيْهِمْ مِنَ السَّمَاءِ آيَةً
Diyanet Meali:Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz.
27:87فَفَزِعَ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ إِلَّا مَنْ شَاءَ اللَّهُ وَكُلٌّ أَتَوْهُ دَاخِرِينَ
Diyanet Meali:(Sûr’a üfürüleceği) ve Allah’ın dilediği kimselerden başka göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı (günü hatırla). Hepsi de boyunlarını bükerek O’na gelirler.
28:27وَمَا أُرِيدُ أَنْ أَشُقَّ عَلَيْكَ سَتَجِدُنِي إِنْ شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
Diyanet Meali:“Ben seni zora koşmak da istemiyorum. İnşaallah beni salih kimselerden bulacaksın.”
28:56إِنَّكَ لَا تَهْدِي مَنْ أَحْبَبْتَ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola eriştirir.
28:68وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ
Diyanet Meali:Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer.
28:82وَيْكَأَنَّ اللَّهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ
Diyanet Meali:“Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış.”
29:21يُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:O, dilediğine azap eder…
29:21وَيَرْحَمُ مَنْ يَشَاءُ وَإِلَيْهِ تُقْلَبُونَ
Diyanet Meali:Dilediğine de merhamet eder. Ancak O’na döndürüleceksiniz.
29:62اللَّهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ لَهُ
Diyanet Meali:Allah, kullarından dilediğine bol verir ve (dilediğine) kısar.
30:5بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ
Diyanet Meali:(O gün) Allah’ın (Rumlara) zafer vermesiyle (mü’minler sevinecektir). Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. *
30:37أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ
Diyanet Meali:Allah’ın, rızkı dilediğine bol verdiğini ve (dilediğine) kıstığını görmediler mi?
30:48فَتُثِيرُ سَحَابًا فَيَبْسُطُهُ فِي السَّمَاءِ كَيْفَ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah, onları dilediği gibi, (bazen) yayar (ve bazen yoğunlaştırır).
30:48فَإِذَا أَصَابَ بِهِ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ إِذَا هُمْ يَسْتَبْشِرُونَ
Diyanet Meali:Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler.
30:54يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَهُوَ الْعَلِيمُ الْقَدِيرُ
Diyanet Meali:O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.
32:13وَلَوْ شِئْنَا لَآتَيْنَا كُلَّ نَفْسٍ هُدَاهَا
Diyanet Meali:Eğer dileseydik, herkese hidayetini verirdik.
33:24لِيَجْزِيَ اللَّهُ الصَّادِقِينَ بِصِدْقِهِمْ وَيُعَذِّبَ الْمُنَافِقِينَ إِنْ شَاءَ
Diyanet Meali:(Bunun böyle olması) Allah’ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükâfatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi (yahut onların tövbesini kabul etmesi) içindir.
33:51تُرْجِي مَنْ تَشَاءُ مِنْهُنَّ
Diyanet Meali:Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın…
33:51وَتُؤْوِي إِلَيْكَ مَنْ تَشَاءُ
Diyanet Meali:Dilediğini yanına alırsın.
34:9إِنْ نَشَأْ نَخْسِفْ بِهِمُ الْأَرْضَ
Diyanet Meali:Eğer dilersek onları yere geçiririz.
34:13يَعْمَلُونَ لَهُ مَا يَشَاءُ مِنْ مَحَارِيبَ وَتَمَاثِيلَ
Diyanet Meali:(Cinler, Süleyman için) dilediği biçimde kaleler, heykeller … yapıyorlardı.
34:36قُلْ إِنَّ رَبِّي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ
Diyanet Meali:Ey Muhammed, de ki: “Şüphesiz, Rabbim rızkı dilediğine bol verir ve (dilediğine) kısar.”
34:39قُلْ إِنَّ رَبِّي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ لَهُ
Diyanet Meali:De ki: “Şüphesiz, Rabbim rızkı kullarından dilediğine bol bol verir ve (dilediğine) kısar.”
35:1يَزِيدُ فِي الْخَلْقِ مَا يَشَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
35:8فَإِنَّ اللَّهَ يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah dilediğini saptırır…
35:8وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ فَلَا تَذْهَبْ نَفْسُكَ عَلَيْهِمْ حَسَرَاتٍ
Diyanet Meali:Dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme!
35:16إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَأْتِ بِخَلْقٍ جَدِيدٍ
Diyanet Meali:Eğer Allah dilerse, sizi giderir ve yeni bir halk getirir. *
35:22إِنَّ اللَّهَ يُسْمِعُ مَنْ يَشَاءُ وَمَا أَنْتَ بِمُسْمِعٍ مَنْ فِي الْقُبُورِ
Diyanet Meali:Allah, dilediğine işittirir. Sen, kabirde bulunanlara işittirecek değilsin.
36:43وَإِنْ نَشَأْ نُغْرِقْهُمْ فَلَا صَرِيخَ لَهُمْ وَلَا هُمْ يُنْقَذُونَ
Diyanet Meali:Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. *
36:47أَنُطْعِمُ مَنْ لَوْ يَشَاءُ اللَّهُ أَطْعَمَهُ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ
Diyanet Meali:“Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz.”
36:66وَلَوْ نَشَاءُ لَطَمَسْنَا عَلَىٰ أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ
Diyanet Meali:Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için didişirlerdi.
36:67وَلَوْ نَشَاءُ لَمَسَخْنَاهُمْ عَلَىٰ مَكَانَتِهِمْ فَمَا اسْتَطَاعُوا مُضِيًّا
Diyanet Meali:Yine eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, (ne geri dönebilirlerdi).
37:102قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِنْ شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
Diyanet Meali:O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.
39:4لَوْ أَرَادَ اللَّهُ أَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا لَاصْطَفَىٰ مِمَّا يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi.
39:15فَاعْبُدُوا مَا شِئْتُمْ مِنْ دُونِهِ
Diyanet Meali:“Siz de Allah’tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!”
39:23ذَٰلِكَ هُدَى اللَّهِ يَهْدِي بِهِ مَنْ يَشَاءُ وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ
Diyanet Meali:İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.
39:34لَهُمْ مَا يَشَاءُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ ذَٰلِكَ جَزَاءُ الْمُحْسِنِينَ
Diyanet Meali:Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu, iyilik yapanların mükâfatıdır. *
39:52أَوَلَمْ يَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ
Diyanet Meali:Bilmediler mi ki, Allah rızkı dilediğine bol bol verir ve (dilediğine) kısar.
39:68فَصَعِقَ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ إِلَّا مَنْ شَاءَ اللَّهُ
Diyanet Meali:(Sûr’a üflenir) ve Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür.
39:74وَأَوْرَثَنَا الْأَرْضَ نَتَبَوَّأُ مِنَ الْجَنَّةِ حَيْثُ نَشَاءُ
Diyanet Meali:“(Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren) ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan (Allah’a mahsustur).”
40:15يُلْقِي الرُّوحَ مِنْ أَمْرِهِ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ لِيُنْذِرَ يَوْمَ التَّلَاقِ
Diyanet Meali:Buluşma günü hakkında (insanları) uyarmak için, irâdesiyle ilgili vahyi kullarından dilediğine, kendi indirir.
41:14قَالُوا لَوْ شَاءَ رَبُّنَا لَأَنْزَلَ مَلَائِكَةً فَإِنَّا بِمَا أُرْسِلْتُمْ بِهِ كَافِرُونَ
Diyanet Meali:Onlar da, “Eğer Rabbimiz dileseydi (Peygamber olarak) melekler indirirdi. Bu sebeple, biz sizinle gönderilenleri inkâr ediyoruz” demişlerdi.
41:40اعْمَلُوا مَا شِئْتُمْ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Diyanet Meali:Dilediğinizi yapın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
42:8وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَعَلَهُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً
Diyanet Meali:Allah dileseydi, onları (aynı dine mensup) bir tek ümmet yapardı.
42:8وَلَٰكِنْ يُدْخِلُ مَنْ يَشَاءُ فِي رَحْمَتِهِ
Diyanet Meali:Fakat O, dilediğini rahmetine sokar.
42:12لَهُ مَقَالِيدُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ
Diyanet Meali:Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Dilediğine rızkı bol verir ve (dilediğine) kısar.
42:13اللَّهُ يَجْتَبِي إِلَيْهِ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَنْ يُنِيبُ
Diyanet Meali:Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.
42:19اللَّهُ لَطِيفٌ بِعِبَادِهِ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْقَوِيُّ الْعَزِيزُ
Diyanet Meali:Allah, kullarına çok lütufkârdır, dilediğini rızıklandırır. O, kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. *
42:22لَهُمْ مَا يَشَاءُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ
Diyanet Meali:Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu büyük lütuftur.
42:24فَإِنْ يَشَإِ اللَّهُ يَخْتِمْ عَلَىٰ قَلْبِكَ وَيَمْحُ اللَّهُ الْبَاطِلَ وَيُحِقُّ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ
Diyanet Meali:Eğer Allah dilerse senin kalbini mühürler. Allah batılı yok eder, hakkı sözleriyle gerçekleştirir.
42:27وَلَٰكِنْ يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir.
42:29وَهُوَ عَلَىٰ جَمْعِهِمْ إِذَا يَشَاءُ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:O, dilediği zaman, onları bir araya getirmeye de gücü yetendir.
42:33إِنْ يَشَأْ يُسْكِنِ الرِّيحَ فَيَظْلَلْنَ رَوَاكِدَ عَلَىٰ ظَهْرِهِ
Diyanet Meali:O, dilerse rüzgârı durdurur da onlar denizin üstünde durakalırlar.
42:49لِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allah’ındır. O, dilediğini yaratır.
42:49يَهَبُ لِمَنْ يَشَاءُ إِنَاثًا
Diyanet Meali:Dilediğine kız çocukları, (dilediğine erkek çocukları) verir.
42:49وَيَهَبُ لِمَنْ يَشَاءُ الذُّكُورَ
Diyanet Meali:(Dilediğine kız çocukları), dilediğine erkek çocukları verir.
42:50أَوْ يُزَوِّجُهُمْ ذُكْرَانًا وَإِنَاثًا وَيَجْعَلُ مَنْ يَشَاءُ عَقِيمًا
Diyanet Meali:Yahut o çocukları erkekler, dişiler olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar.
42:51أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِيَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder.
42:52وَلَٰكِنْ جَعَلْنَاهُ نُورًا نَهْدِي بِهِ مَنْ نَشَاءُ مِنْ عِبَادِنَا
Diyanet Meali:Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık.
43:20وَقَالُوا لَوْ شَاءَ الرَّحْمَٰنُ مَا عَبَدْنَاهُمْ مَا لَهُمْ بِذَٰلِكَ مِنْ عِلْمٍ
Diyanet Meali:“Eğer Rahmân dileseydi, biz onlara kulluk etmezdik” dediler. Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur.
43:60وَلَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَا مِنْكُمْ مَلَائِكَةً فِي الْأَرْضِ يَخْلُفُونَ
Diyanet Meali:Eğer dileseydik, içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler yaratırdık. *
47:4وَلَوْ يَشَاءُ اللَّهُ لَانْتَصَرَ مِنْهُمْ وَلَٰكِنْ لِيَبْلُوَ بَعْضَكُمْ بِبَعْضٍ
Diyanet Meali:Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor.
47:30وَلَوْ نَشَاءُ لَأَرَيْنَاكَهُمْ فَلَعَرَفْتَهُمْ بِسِيمَاهُمْ
Diyanet Meali:Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın.
48:14وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar…
48:14وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا
Diyanet Meali:Dilediğine ceza verir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
48:25لِيُدْخِلَ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır.
48:27لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُءُوسَكُمْ
Diyanet Meali:Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış (veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan) Mescid-i Haram’a gireceksiniz.
50:35لَهُمْ مَا يَشَاءُونَ فِيهَا وَلَدَيْنَا مَزِيدٌ
Diyanet Meali:Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda daha fazlası da vardır. *
53:26إِلَّا مِنْ بَعْدِ أَنْ يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَرْضَىٰ
Diyanet Meali:(Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri); ancak Allah’ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere (yarar sağlar).
56:65لَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ
Diyanet Meali:Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz: *
56:70لَوْ نَشَاءُ جَعَلْنَاهُ أُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ
Diyanet Meali:Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya! *
57:21ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Diyanet Meali:İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.
57:29وَأَنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Diyanet Meali:Ve lütfun, Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini bilsinler. Allah, büyük lütuf sahibidir.
59:6وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah’ın her şeye hakkıyla gücü yeter.
62:4ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Diyanet Meali:İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir. *
73:19إِنَّ هَٰذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا
Diyanet Meali:Şüphesiz bunlar bir öğüttür. Kim dilerse Rabbine ulaştıran bir yol tutar. *
74:31مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلًا كَذَٰلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:(Kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler), “Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi” (desinler). İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır…
74:31وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ
Diyanet Meali:Dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir.
74:37لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ
Diyanet Meali:İçinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için…*
74:55فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ
Diyanet Meali:Artık kim dilerse ondan öğüt alır. *
74:56وَمَا يَذْكُرُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ هُوَ أَهْلُ التَّقْوَىٰ وَأَهْلُ الْمَغْفِرَةِ
Diyanet Meali:Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır. *
76:28وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَا أَمْثَالَهُمْ تَبْدِيلًا
Diyanet Meali:Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz.
76:29إِنَّ هَٰذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا
Diyanet Meali:İşte bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar. *
76:30وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ
Diyanet Meali:Allah’ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz.
76:30وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا
Diyanet Meali:Allah’ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. *
76:31يُدْخِلُ مَنْ يَشَاءُ فِي رَحْمَتِهِ وَالظَّالِمِينَ أَعَدَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا
Diyanet Meali:O, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimlere ise elem dolu bir azap hazırlamıştır. *
78:39ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا
Diyanet Meali:İşte bu, hak olan gündür. Artık dileyen kimse Rabbine ulaştıran bir yol tutar. *
80:12فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ
Diyanet Meali:Dileyen ondan öğüt alır. *
80:22ثُمَّ إِذَا شَاءَ أَنْشَرَهُ
Diyanet Meali:Sonra, dilediği vakit onu diriltir. *
81:28لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ
Diyanet Meali:İçinizden dürüst olmak isteyenler için…*
81:29وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali:Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. *
81:29وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali:Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. *
82:8فِي أَيِّ صُورَةٍ مَا شَاءَ رَكَّبَكَ
Diyanet Meali:Dilediği bir biçimde seni oluşturan (cömert Rabbine karşı seni ne aldattı)? *
87:7إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ
Diyanet Meali:Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de. *

شَىْءٌ : İsim. Çoğulu: أَشْيَاءٌ

2:20إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
2:29فَسَوَّاهُنَّ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:(Sonra göğe yönelip) onları yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.
2:48وَاتَّقُوا يَوْمًا لَا تَجْزِي نَفْسٌ عَنْ نَفْسٍ شَيْئًا
Diyanet Meali:Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez.
2:106أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Allah’ın gücünün her şeye hakkıyla yettiğini bilmez misin?
2:109فَاعْفُوا وَاصْفَحُوا حَتَّىٰ يَأْتِيَ اللَّهُ بِأَمْرِهِ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Siz şimdilik, Allah onlar hakkındaki emrini getirinceye kadar affedin, hoşgörün. Şüphesiz Allah, gücü her şeye hakkıyla yetendir.
2:113وَقَالَتِ الْيَهُودُ لَيْسَتِ النَّصَارَىٰ عَلَىٰ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Yahudiler, “Hıristiyanlar bir temel üzerinde değiller” dediler.
2:113وَقَالَتِ النَّصَارَىٰ لَيْسَتِ الْيَهُودُ عَلَىٰ شَيْءٍ وَهُمْ يَتْلُونَ الْكِتَابَ
Diyanet Meali:Hıristiyanlar da, “Yahudiler bir temel üzerinde değiller” dediler. Oysa hepsi Kitab’ı okuyorlar.
2:123وَاتَّقُوا يَوْمًا لَا تَجْزِي نَفْسٌ عَنْ نَفْسٍ شَيْئًا
Diyanet Meali:Kimsenin kimse namına bir şey ödemeyeceği … günden sakının.
2:148أَيْنَ مَا تَكُونُوا يَأْتِ بِكُمُ اللَّهُ جَمِيعًا إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Nerede olsanız Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
2:155وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْأَمْوَالِ
Diyanet Meali:Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, (canlar ve ürünlerden) eksilterek deneriz.
2:170أَوَلَوْ كَانَ آبَاؤُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْئًا وَلَا يَهْتَدُونَ
Diyanet Meali:Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?
2:178فَمَنْ عُفِيَ لَهُ مِنْ أَخِيهِ شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ
Diyanet Meali:Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek (ve güzellikle diyet ödemek) gerekir.
2:216وَعَسَىٰ أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ
Diyanet Meali:Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz.
2:216وَعَسَىٰ أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ
Diyanet Meali:Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz.
2:229وَلَا يَحِلُّ لَكُمْ أَنْ تَأْخُذُوا مِمَّا آتَيْتُمُوهُنَّ شَيْئًا
Diyanet Meali:Kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şeyi geri almanız, sizin için helâl olmaz.
2:231وَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
2:255وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ
Diyanet Meali:Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar.
2:259فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ قَالَ أَعْلَمُ أَنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Kendisine bütün bunlar apaçık belli olunca, şöyle dedi: “Şimdi, biliyorum ki; şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”
2:264لَا يَقْدِرُونَ عَلَىٰ شَيْءٍ مِمَّا كَسَبُوا وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.
2:282وَلْيُمْلِلِ الَّذِي عَلَيْهِ الْحَقُّ وَلْيَتَّقِ اللَّهَ رَبَّهُ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْئًا
Diyanet Meali:Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın).
2:282وَاتَّقُوا اللَّهَ وَيُعَلِّمُكُمُ اللَّهُ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah, size öğretiyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
2:284فَيَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
3:5إِنَّ اللَّهَ لَا يَخْفَىٰ عَلَيْهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ
Diyanet Meali:Şüphesiz yerde ve gökte Allah’a hiçbir şey gizli kalmaz. *
3:10لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Şüphesiz, inkâr edenlere, ne malları, ne de evlatları Allah’a karşı hiçbir fayda sağlar.
3:26بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”
3:28وَمَنْ يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللَّهِ فِي شَيْءٍ إِلَّا أَنْ تَتَّقُوا مِنْهُمْ تُقَاةً
Diyanet Meali:Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz. Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başkadır.
3:29وَيَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”
3:64أَلَّا نَعْبُدَ إِلَّا اللَّهَ وَلَا نُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:“Yalnız Allah’a ibadet edelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım.”
3:92وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فَإِنَّ اللَّهَ بِهِ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Her ne harcarsanız Allah onu bilir.
3:116لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:(İnkâr edenlerin) ne malları ne evlatları, onlara Allah’a karşı bir yarar sağlar.
3:120وَإِنْ تَصْبِرُوا وَتَتَّقُوا لَا يَضُرُّكُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا
Diyanet Meali:Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez.
3:128لَيْسَ لَكَ مِنَ الْأَمْرِ شَيْءٌ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ أَوْ يُعَذِّبَهُمْ
Diyanet Meali:Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da (zalim olduklarından dolayı) onlara azap eder.
3:144وَمَنْ يَنْقَلِبْ عَلَىٰ عَقِبَيْهِ فَلَنْ يَضُرَّ اللَّهَ شَيْئًا
Diyanet Meali:Kim gerisingeriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar veremez.
3:154يَقُولُونَ هَلْ لَنَا مِنَ الْأَمْرِ مِنْ شَيْءٍ قُلْ إِنَّ الْأَمْرَ كُلَّهُ لِلَّهِ
Diyanet Meali:“Bu işte bizim hiçbir dahlimiz yok” diyorlardı. De ki: “Bütün iş, Allah’ındır.”
3:154يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ الْأَمْرِ شَيْءٌ مَا قُتِلْنَا هَاهُنَا
Diyanet Meali:Ve diyorlar ki: “Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik.”
3:165قُلْ هُوَ مِنْ عِنْدِ أَنْفُسِكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:De ki: “O (musibet), kendinizdendir.” Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
3:176إِنَّهُمْ لَنْ يَضُرُّوا اللَّهَ شَيْئًا
Diyanet Meali:Onlar, Allah’a hiçbir şekilde zarar veremezler.
3:177إِنَّ الَّذِينَ اشْتَرَوُا الْكُفْرَ بِالْإِيمَانِ لَنْ يَضُرُّوا اللَّهَ شَيْئًا
Diyanet Meali:İman karşılığında küfrü satın alanlar Allah’a hiçbir zarar veremezler.
3:189وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. *
4:4فَإِنْ طِبْنَ لَكُمْ عَنْ شَيْءٍ مِنْهُ نَفْسًا فَكُلُوهُ هَنِيئًا مَرِيئًا
Diyanet Meali:Eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da afiyetle yiyin.
4:19فَعَسَىٰ أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَيَجْعَلَ اللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًا
Diyanet Meali:(Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki), siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.
4:20وَآتَيْتُمْ إِحْدَاهُنَّ قِنْطَارًا فَلَا تَأْخُذُوا مِنْهُ شَيْئًا
Diyanet Meali:(Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz), öbürüne (mehir olarak) yüklerle mal vermiş olsanız dahi ondan hiçbir şeyi geri almayın.
4:32وَاسْأَلُوا اللَّهَ مِنْ فَضْلِهِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
Diyanet Meali:Allah’tan, O’nun lütfunu isteyin. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
4:33فَآتُوهُمْ نَصِيبَهُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدًا
Diyanet Meali:(Yeminlerinizin bağladığı, ahitleştiğiniz kimselere de) kendi hisselerini verin. Şüphesiz Allah her şeye şahittir.
4:36وَاعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın.
4:59فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ
Diyanet Meali:Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, onu Allah ve Resûlüne arz edin.
4:85وَكَانَ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ مُقِيتًا
Diyanet Meali:Allah’ın her şeye gücü yeter.
4:86إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ حَسِيبًا
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.
4:113وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّا أَنْفُسَهُمْ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Hâlbuki onlar, ancak kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler.
4:126وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُحِيطًا
Diyanet Meali:Allah, her şeyi kuşatıcıdır.
4:176يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ أَنْ تَضِلُّوا وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Sapmayasınız diye Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
5:17قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ أَنْ يُهْلِكَ الْمَسِيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَأُمَّهُ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا
Diyanet Meali:De ki: “Şâyet Allah, Meryem oğlu Mesih’i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah’a karşı kim ne yapabilir?”
5:17يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Dilediğini yaratır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”
5:19فَقَدْ جَاءَكُمْ بَشِيرٌ وَنَذِيرٌ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:(Evet,) size bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
5:40يُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ وَيَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:O, dilediğine azap eder, dilediğini de bağışlar. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
5:41وَمَنْ يُرِدِ اللَّهُ فِتْنَتَهُ فَلَنْ تَمْلِكَ لَهُ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Allah, kimin azaba uğramasını istemişse artık sen onun için asla Allah’a karşı hiçbir şey yapamazsın.
5:42وَإِنْ تُعْرِضْ عَنْهُمْ فَلَنْ يَضُرُّوكَ شَيْئًا
Diyanet Meali:Onlardan yüz çevirecek olursan, sana asla hiçbir zarar veremezler.
5:68لَسْتُمْ عَلَىٰ شَيْءٍ حَتَّىٰ تُقِيمُوا التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ
Diyanet Meali:“Tevrat’ı, İncil’i (ve Rabbinizden size indirileni, Kur’an’ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.”
5:94لَيَبْلُوَنَّكُمُ اللَّهُ بِشَيْءٍ مِنَ الصَّيْدِ تَنَالُهُ أَيْدِيكُمْ وَرِمَاحُكُمْ
Diyanet Meali:Andolsun, Allah sizleri, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile elbette deneyecek…
5:97ذَٰلِكَ لِتَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir.
5:101يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَسْأَلُوا عَنْ أَشْيَاءَ إِنْ تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ
Diyanet Meali:Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın.
5:104أَوَلَوْ كَانَ آبَاؤُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ شَيْئًا وَلَا يَهْتَدُونَ
Diyanet Meali:Peki ya babaları bir şey bilmiyor ve doğru yolu bulamamış olsalar da mı?
5:117وَأَنْتَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Diyanet Meali:“Sen, her şeye hakkıyla şahitsin.”
5:120لِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا فِيهِنَّ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Göklerin, yerin ve bunlardaki her şeyin hükümranlığı yalnızca Allah’ındır. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. *
6:17وَإِنْ يَمْسَسْكَ بِخَيْرٍ فَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Fakat sana bir hayır dokunduracak olsa (onu da kimse gideremez). Bil ki O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
6:19قُلْ أَيُّ شَيْءٍ أَكْبَرُ شَهَادَةً قُلِ اللَّهُ شَهِيدٌ بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ
Diyanet Meali:De ki: “Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah benimle sizin aranızda şahittir.”
6:38مَا فَرَّطْنَا فِي الْكِتَابِ مِنْ شَيْءٍ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ
Diyanet Meali:Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.
6:44فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِهِ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ أَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Derken onlar kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, (önce) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık.
6:52مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِمْ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Onların hesabından sana bir şey yok…
6:52وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِمْ مِنْ شَيْءٍ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ الظَّالِمِينَ
Diyanet Meali:Senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun.
6:69وَمَا عَلَى الَّذِينَ يَتَّقُونَ مِنْ حِسَابِهِمْ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah’a karşı gelmekten sakınanlara, onların hesabından bir şey (sorumluluk) yoktur.
6:80وَلَا أَخَافُ مَا تُشْرِكُونَ بِهِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ رَبِّي شَيْئًا
Diyanet Meali:“Hem sizin O’na ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbimin bir şey dilemiş olması başka.”
6:80وَسِعَ رَبِّي كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ
Diyanet Meali:“Rabbimin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?”
6:91وَمَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ إِذْ قَالُوا مَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَىٰ بَشَرٍ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah’ın kadrini gereği gibi bilemediler. Çünkü, “Allah, hiç kimseye hiçbir şey indirmedi” dediler.
6:93وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ قَالَ أُوحِيَ إِلَيَّ وَلَمْ يُوحَ إِلَيْهِ شَيْءٌ
Diyanet Meali:Allah’a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, “Bana vahyolundu” diyen … kimseden daha zalim kimdir?
6:99وَهُوَ الَّذِي أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ نَبَاتَ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:O, gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarırız.
6:101أَنَّىٰ يَكُونُ لَهُ وَلَدٌ وَلَمْ تَكُنْ لَهُ صَاحِبَةٌ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:O’nun bir eşi olmadığı hâlde, nasıl bir çocuğu olabilir? Hâlbuki her şeyi O yarattı.
6:101وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:O, her şeyi hakkıyla bilendir.
6:102ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ فَاعْبُدُوهُ
Diyanet Meali:İşte sizin Rabbiniz Allah. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin.
6:102وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ
Diyanet Meali:O, her şeye vekil (her şeyi yöneten, görüp gözeten)dir.
6:111وَحَشَرْنَا عَلَيْهِمْ كُلَّ شَيْءٍ قُبُلًا
Diyanet Meali:Ve her şeyi karşılarında (hakikatın şahidleri olarak) toplasaydık…
6:148لَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا أَشْرَكْنَا وَلَا آبَاؤُنَا وَلَا حَرَّمْنَا مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“Eğer Allah dileseydi, biz de ortak koşmazdık, babalarımız da. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.”
6:151أَلَّا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا
Diyanet Meali:“O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın.”
6:154ثُمَّ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ تَمَامًا عَلَى الَّذِي أَحْسَنَ وَتَفْصِيلًا لِكُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, (hidayet ve rahmete erdirmek) için Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
6:159إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُوا دِينَهُمْ وَكَانُوا شِيَعًا لَسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ
Diyanet Meali:Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur.
6:164قُلْ أَغَيْرَ اللَّهِ أَبْغِي رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:De ki: “Her şeyin Rabbi O iken ben başka bir Rab mı arayayım?”
7:85فَأَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ
Diyanet Meali:“Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin.”
7:89وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا
Diyanet Meali:“Rabbimiz her şeyi ilmiyle kuşatmıştır. Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik.”
7:145وَكَتَبْنَا لَهُ فِي الْأَلْوَاحِ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Mûsâ için, Tevrat levhalarında her şeye dair (bir öğüt ve her şeyin bir açıklamasını) yazdık.
7:145مَوْعِظَةً وَتَفْصِيلًا لِكُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:(Mûsâ için, Tevrat levhalarında her şeye dair) bir öğüt ve her şeyin bir açıklamasını (yazdık).
7:156قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِهِ مَنْ أَشَاءُ وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır.”
7:185أَوَلَمْ يَنْظُرُوا فِي مَلَكُوتِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا خَلَقَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Onlar göklerdeki ve yerdeki sınırsız hükümranlık ve nizama, Allah’ın yarattığı her şeye … hiç bakmadılar mı?
7:191أَيُشْرِكُونَ مَا لَا يَخْلُقُ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:Hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılan şeyleri Allah’a ortak mı koşuyorlar?*
8:19وَإِنْ تَعُودُوا نَعُدْ وَلَنْ تُغْنِيَ عَنْكُمْ فِئَتُكُمْ شَيْئًا وَلَوْ كَثُرَتْ
Diyanet Meali:Eğer dönerseniz biz de döneriz. Çok olsa bile topluluğunuz size hiç fayda vermez.
8:41وَاعْلَمُوا أَنَّمَا غَنِمْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُ
Diyanet Meali:Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a … aittir.
8:41وَمَا أَنْزَلْنَا عَلَىٰ عَبْدِنَا يَوْمَ الْفُرْقَانِ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:(Eğer Allah’a); hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, (yani) iki ordunun (Bedir’de) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize (inandıysanız bunu böyle bilin). Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
8:60وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ
Diyanet Meali:Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir.
8:72مَا لَكُمْ مِنْ وَلَايَتِهِمْ مِنْ شَيْءٍ حَتَّىٰ يُهَاجِرُوا
Diyanet Meali:(İman edip hicret etmeyenlere gelince), hicret edinceye kadar, onların velayetleri size ait değildir.
8:75وَأُولُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Allah’ın kitabınca, kan akrabaları birbirlerine (varis olmaya) daha lâyıktırlar. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir.
9:4إِلَّا الَّذِينَ عَاهَدْتُمْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ثُمَّ لَمْ يَنْقُصُوكُمْ شَيْئًا
Diyanet Meali:Ancak Allah’a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış (ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş) olanlar, bu hükmün dışındadır.
9:25وَيَوْمَ حُنَيْنٍ إِذْ أَعْجَبَتْكُمْ كَثْرَتُكُمْ فَلَمْ تُغْنِ عَنْكُمْ شَيْئًا
Diyanet Meali:(Andolsun, Allah birçok yerde) ve Huneyn savaşı gününde (size yardım etmiştir). Hani, çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat (bu çokluk) size hiçbir yarar sağlamamıştı.
9:39وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئًا
Diyanet Meali:Ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz.
9:39وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئًا وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
9:115حَتَّىٰ يُبَيِّنَ لَهُمْ مَا يَتَّقُونَ إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:(Doğru yola ilettikten sonra), sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirmedikçe, (Allah bir toplumu saptıracak değildir). Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
10:36إِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا
Diyanet Meali:Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz.
10:44إِنَّ اللَّهَ لَا يَظْلِمُ النَّاسَ شَيْئًا وَلَٰكِنَّ النَّاسَ أَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat insanlar kendilerine zulmederler. *
11:4إِلَى اللَّهِ مَرْجِعُكُمْ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Dönüşünüz ancak Allah’adır. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. *
11:12إِنَّمَا أَنْتَ نَذِيرٌ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ
Diyanet Meali:Fakat sen, ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.
11:57وَيَسْتَخْلِفُ رَبِّي قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّونَهُ شَيْئًا
Diyanet Meali:“Rabbim (dilerse) sizden başka bir kavmi sizin yerinize getirir ve siz O’na bir zarar veremezsiniz.”
11:57وَلَا تَضُرُّونَهُ شَيْئًا إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ حَفِيظٌ
Diyanet Meali:“Ve siz O’na bir zarar veremezsiniz. Şüphesiz Rabbim, her şeyi koruyup gözetendir.”
11:72أَأَلِدُ وَأَنَا عَجُوزٌ وَهَٰذَا بَعْلِي شَيْخًا إِنَّ هَٰذَا لَشَيْءٌ عَجِيبٌ
Diyanet Meali:“Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!”
11:85وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ
Diyanet Meali:“İnsanların eşyalarını (mallarını ve haklarını) eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.”
11:101فَمَا أَغْنَتْ عَنْهُمْ آلِهَتُهُمُ الَّتِي يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah’ı bırakıp da taptıkları ilâhları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı.
12:38مَا كَانَ لَنَا أَنْ نُشْرِكَ بِاللَّهِ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“Bizim, Allah’a herhangi bir şeyi ortak koşmamız (söz konusu) olamaz.”
12:67وَمَا أُغْنِي عَنْكُمْ مِنَ اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ
Diyanet Meali:“Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır.”
12:68مَا كَانَ يُغْنِي عَنْهُمْ مِنَ اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:(Babalarının emrettiği şekilde ayrı kapılardan girdiklerinde bile bu), Allah’tan gelecek hiçbir şeyi onlardan uzaklaştıracak değildi.
12:111وَلَٰكِنْ تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan (ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir).
13:8وَكُلُّ شَيْءٍ عِنْدَهُ بِمِقْدَارٍ
Diyanet Meali:Her şey O’nun katında bir ölçü iledir.
13:14وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ لَا يَسْتَجِيبُونَ لَهُمْ بِشَيْءٍ
Diyanet Meali:O’ndan başka yalvardıkları ise onların isteklerine ancak, (ağzına ulaşmayacağı hâlde, ulaşsın diye avuçlarını suya uzatan kimsenin isteğine suyun cevap verdiği) kadar cevap verirler.
13:16قُلِ اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
Diyanet Meali:De ki: “Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O, birdir, mutlak hâkimiyet sahibidir.”
14:18لَا يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُوا عَلَىٰ شَيْءٍ ذَٰلِكَ هُوَ الضَّلَالُ الْبَعِيدُ
Diyanet Meali:(Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu, derin sapıklıktır.
14:21فَهَلْ أَنْتُمْ مُغْنُونَ عَنَّا مِنْ عَذَابِ اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“Şimdi siz az bir şey olsun, Allah’ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?”
14:38وَمَا يَخْفَىٰ عَلَى اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ
Diyanet Meali:“Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.”
15:19وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ
Diyanet Meali:Ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.
15:21وَإِنْ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا عِنْدَنَا خَزَائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ إِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ
Diyanet Meali:Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz. *
16:20وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyler, yaratılmış olduklarına göre hiçbir şey yaratamazlar. *
16:35لَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا عَبَدْنَا مِنْ دُونِهِ مِنْ شَيْءٍ نَحْنُ وَلَا آبَاؤُنَا
Diyanet Meali:“Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız O’ndan başka hiçbir şeye tapmazdık.”
16:35وَلَا حَرَّمْنَا مِنْ دُونِهِ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“O’nun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık.”
16:40إِنَّمَا قَوْلُنَا لِشَيْءٍ إِذَا أَرَدْنَاهُ أَنْ نَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Diyanet Meali:Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona, “ol” dememizdir. O da hemen oluverir. *
16:48أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَىٰ مَا خَلَقَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ يَتَفَيَّأُ ظِلَالُهُ
Diyanet Meali:Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri (Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa ve sola) dönmektedir.
16:70وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَىٰ أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْ لَا يَعْلَمَ بَعْدَ عِلْمٍ شَيْئًا
Diyanet Meali:İçinizden kimileri de, bilgili olduktan sonra hiçbir şeyi bilmesin diye ömrünün en düşkün çağına ulaştırılır.
16:73وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَمْلِكُ لَهُمْ رِزْقًا مِنَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ شَيْئًا وَلَا يَسْتَطِيعُونَ
Diyanet Meali:Allah’ı bırakıp da, kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık sağlayamayan ve buna gücü de yetmeyen şeylere tapıyorlar. *
16:75ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا عَبْدًا مَمْلُوكًا لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, (kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi) misal verir.
16:76وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا رَجُلَيْنِ أَحَدُهُمَا أَبْكَمُ لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah, (şöyle) iki adamı da misal verdi: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez…
16:77أَوْ هُوَ أَقْرَبُ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:(Kıyamet’in kopması, bir göz kırpması gibi) veya daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
16:78وَاللَّهُ أَخْرَجَكُمْ مِنْ بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ لَا تَعْلَمُونَ شَيْئًا
Diyanet Meali:Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı.
16:89وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً
Diyanet Meali:Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet (ve müslümanlar için bir müjde) olarak indirdik.
17:12وَلِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ وَكُلَّ شَيْءٍ فَصَّلْنَاهُ تَفْصِيلًا
Diyanet Meali:Yılların sayısını ve hesabını bilesiniz diye… İşte biz her şeyi açıkça anlattık.
17:44وَإِنْ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ وَلَٰكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ
Diyanet Meali:Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız.
17:74وَلَوْلَا أَنْ ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدْتَ تَرْكَنُ إِلَيْهِمْ شَيْئًا قَلِيلًا
Diyanet Meali:Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık, az kalsın onlara biraz meyledecektin. *
18:23وَلَا تَقُولَنَّ لِشَيْءٍ إِنِّي فَاعِلٌ ذَٰلِكَ غَدًا
Diyanet Meali:Hiçbir şey hakkında sakın “yarın şunu yapacağım” deme! *
18:33كِلْتَا الْجَنَّتَيْنِ آتَتْ أُكُلَهَا وَلَمْ تَظْلِمْ مِنْهُ شَيْئًا
Diyanet Meali:Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı.
18:45وَكَانَ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ مُقْتَدِرًا
Diyanet Meali:Allah, her şey üzerinde kudret sahibidir.
18:54وَكَانَ الْإِنْسَانُ أَكْثَرَ شَيْءٍ جَدَلًا
Diyanet Meali:Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
18:70قَالَ فَإِنِ اتَّبَعْتَنِي فَلَا تَسْأَلْنِي عَنْ شَيْءٍ حَتَّىٰ أُحْدِثَ لَكَ مِنْهُ ذِكْرًا
Diyanet Meali:O da şöyle dedi: “O hâlde, eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın.” *
18:71قَالَ أَخَرَقْتَهَا لِتُغْرِقَ أَهْلَهَا لَقَدْ جِئْتَ شَيْئًا إِمْرًا
Diyanet Meali:Mûsâ, “Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu, şaşılacak bir iş yaptın.” dedi.
18:74قَالَ أَقَتَلْتَ نَفْسًا زَكِيَّةً بِغَيْرِ نَفْسٍ لَقَدْ جِئْتَ شَيْئًا نُكْرًا
Diyanet Meali:Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.
18:76قَالَ إِنْ سَأَلْتُكَ عَنْ شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلَا تُصَاحِبْنِي
Diyanet Meali:Mûsâ, “Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme.” dedi.
18:84إِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْأَرْضِ وَآتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَبًا
Diyanet Meali:Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol verdik. *
19:9قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِنْ قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْئًا
Diyanet Meali:(Ancak) Rabbin diyor ki: “Bu, bana göre kolaydır. Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım.” 
19:27قَالُوا يَا مَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْئًا فَرِيًّا
Diyanet Meali:Onlar şöyle dediler: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!” 
19:42لِمَ تَعْبُدُ مَا لَا يَسْمَعُ وَلَا يُبْصِرُ وَلَا يُغْنِي عَنْكَ شَيْئًا
Diyanet Meali:“İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?”
19:60فَأُولَٰئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ شَيْئًا
Diyanet Meali:Onlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır.
19:67أَوَلَا يَذْكُرُ الْإِنْسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِنْ قَبْلُ وَلَمْ يَكُ شَيْئًا
Diyanet Meali:İnsan, daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattığımızı düşünmez mi? *
19:89لَقَدْ جِئْتُمْ شَيْئًا إِدًّا
Diyanet Meali:Andolsun, siz çok çirkin bir şey ortaya attınız. *
20:50قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَىٰ كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَىٰ
Diyanet Meali:Mûsâ, “Rabbimiz, her şeye hilkatini (yaratılış özelliklerini) veren, sonra onlara yol gösterendir” dedi. *
20:98إِنَّمَا إِلَٰهُكُمُ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ وَسِعَ كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا
Diyanet Meali:Sizin ilâhınız ancak kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır. *
21:30وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
Diyanet Meali:(İnkâr edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı) ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi (görmediler mi)? Hâlâ inanmayacaklar mı?
21:47وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا
Diyanet Meali:Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek.
21:66قَالَ أَفَتَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنْفَعُكُمْ شَيْئًا وَلَا يَضُرُّكُمْ
Diyanet Meali:İbrahim, şöyle dedi: “Öyle ise siz, (hâlâ) Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?” *
21:81وَكُنَّا بِكُلِّ شَيْءٍ عَالِمِينَ
Diyanet Meali:Biz, her şeyi hakkıyla bileniz.
22:1يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ عَظِيمٌ
Diyanet Meali:Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. *
22:5وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفَّىٰ وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَىٰ أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا
Diyanet Meali:İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin.
22:6ذَٰلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّهُ يُحْيِي الْمَوْتَىٰ وَأَنَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. Şüphesiz O, ölüleri diriltir ve O, her şeye hakkıyla kadirdir. *
22:17إِنَّ اللَّهَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Diyanet Meali:Allah, kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, her şeye şahittir.
22:26وَإِذْ بَوَّأْنَا لِإِبْرَاهِيمَ مَكَانَ الْبَيْتِ أَنْ لَا تُشْرِكْ بِي شَيْئًا
Diyanet Meali:Hani biz İbrahim’e, Kâbe’nin yerini, “Bana hiçbir şeyi ortak koşma…” diye belirlemiştik.
22:73وَإِنْ يَسْلُبْهُمُ الذُّبَابُ شَيْئًا لَا يَسْتَنْقِذُوهُ مِنْهُ
Diyanet Meali:Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar.
23:88قُلْ مَنْ بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ يُجِيرُ وَلَا يُجَارُ عَلَيْهِ
Diyanet Meali:De ki: “Her şeyin hükümranlığı elinde olan, kendisi koruyan, kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?”
24:35وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
24:39يَحْسَبُهُ الظَّمْآنُ مَاءً حَتَّىٰ إِذَا جَاءَهُ لَمْ يَجِدْهُ شَيْئًا
Diyanet Meali:Susamış kimse onu su sanır. Yanına geldiğinde hiçbir şey bulamaz.
24:45يَخْلُقُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Allah, dilediğini yaratır. Çünkü Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
24:55يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا
Diyanet Meali:Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar.
24:64وَيَوْمَ يُرْجَعُونَ إِلَيْهِ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوا وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Allah’a döndürülecekleri ve yaptıklarını Allah’ın onlara haber vereceği günü hatırla. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
25:2وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِي الْمُلْكِ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا
Diyanet Meali:Mülkünde hiçbir ortağı da yoktur. O, her şeyi yaratmış ve yarattığı o şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir.
25:3وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:(İnkâr edenler), Allah’ı bırakıp hiçbir şey yaratmayan ve zaten kendileri yaratılmış olan ilâhlar edindiler.
26:30قَالَ أَوَلَوْ جِئْتُكَ بِشَيْءٍ مُبِينٍ
Diyanet Meali:Mûsâ, “Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?” dedi. *
26:183وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ
Diyanet Meali:“İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin.”
27:16وَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ عُلِّمْنَا مَنْطِقَ الطَّيْرِ وَأُوتِينَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Ve “Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve bize her şey verildi…” dedi.
27:23إِنِّي وَجَدْتُ امْرَأَةً تَمْلِكُهُمْ وَأُوتِيَتْ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“Ben, onlara (Sebe halkına) hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş bir kadın gördüm.”
27:88صُنْعَ اللَّهِ الَّذِي أَتْقَنَ كُلَّ شَيْءٍ إِنَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَفْعَلُونَ
Diyanet Meali:Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
27:91إِنَّمَا أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ رَبَّ هَٰذِهِ الْبَلْدَةِ الَّذِي حَرَّمَهَا وَلَهُ كُلُّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“Bana ancak, bu beldenin (Mekke’nin); onu mukaddes kılan ve her şey kendisine ait olan Rabbine kulluk yapmam emredildi.”
28:57أَوَلَمْ نُمَكِّنْ لَهُمْ حَرَمًا آمِنًا يُجْبَىٰ إِلَيْهِ ثَمَرَاتُ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Biz onları, her türlü meyve ve mahsullerin kendisinde toplandığı, saygın ve güvenlikli bir yere yerleştirmedik mi?
28:60وَمَا أُوتِيتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَزِينَتُهَا
Diyanet Meali:(Dünyalık olarak) size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve süsüdür.
28:88لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ إِلَّا وَجْهَهُ
Diyanet Meali:O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O’nun zatından başka her şey yok olacaktır.
29:12وَمَا هُمْ بِحَامِلِينَ مِنْ خَطَايَاهُمْ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Hâlbuki onların günahlarından hiçbir şey yüklenecek değillerdir.
29:20ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Sonra Allah (aynı şekilde) sonraki yaratmayı da yapacaktır. (Kıyametten sonra her şeyi tekrar yaratacaktır) Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”
29:42إِنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne tür şeylere taptıklarını biliyor.
29:62اللَّهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ لَهُ إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Allah, kullarından dilediğine bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. *
30:40هَلْ مِنْ شُرَكَائِكُمْ مَنْ يَفْعَلُ مِنْ ذَٰلِكُمْ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah’a koştuğunuz ortaklardan, bunlardan herhangi bir şeyi yapabilen var mı?
30:50إِنَّ ذَٰلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَىٰ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Şüphe yok ki O, ölüleri de elbette diriltecektir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
31:33وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَنْ وَالِدِهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı (günden korkun)!
32:7الَّذِي أَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ وَبَدَأَ خَلْقَ الْإِنْسَانِ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı. *
33:27وَكَانَ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرًا
Diyanet Meali:Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
33:40وَلَٰكِنْ رَسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
Diyanet Meali:Fakat o, Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
33:52إِلَّا مَا مَلَكَتْ يَمِينُكَ وَكَانَ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ رَقِيبًا
Diyanet Meali:Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir.
33:54إِنْ تُبْدُوا شَيْئًا أَوْ تُخْفُوهُ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
Diyanet Meali:Siz bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de, biliniz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir. *
33:54إِنْ تُبْدُوا شَيْئًا أَوْ تُخْفُوهُ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
Diyanet Meali:Siz bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de, biliniz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir. *
33:55وَاتَّقِينَ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدًا
Diyanet Meali:Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla şahittir.
34:16وَأَثْلٍ وَشَيْءٍ مِنْ سِدْرٍ قَلِيلٍ
Diyanet Meali:(Onların bahçelerini ekşi meyveli ağaçlar), acı ılgın ve biraz da sedir ağacı (bulunan iki bahçeye çevirdik).
34:21وَرَبُّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ حَفِيظٌ
Diyanet Meali:Senin Rabbin her şey üzerinde hakiki bir koruyucudur.
34:39وَمَا أَنْفَقْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Diyanet Meali:“Allah yolunda her ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
34:47إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَى اللَّهِ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Diyanet Meali:“Benim ücretim ancak Allah’a aittir. O, her şeye hakkıyla şahittir.”
35:1يَزِيدُ فِي الْخَلْقِ مَا يَشَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
35:18وَإِنْ تَدْعُ مُثْقَلَةٌ إِلَىٰ حِمْلِهَا لَا يُحْمَلْ مِنْهُ شَيْءٌ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ
Diyanet Meali:Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa.
35:44وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُعْجِزَهُ مِنْ شَيْءٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ
Diyanet Meali:Göklerdeki ve yerdeki hiçbir şey, Allah’ı âciz bırakacak değildir.
36:12وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ فِي إِمَامٍ مُبِينٍ
Diyanet Meali:Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir.
36:15وَمَا أَنْزَلَ الرَّحْمَٰنُ مِنْ شَيْءٍ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا تَكْذِبُونَ
Diyanet Meali:“Rahmân, hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
36:23إِنْ يُرِدْنِ الرَّحْمَٰنُ بِضُرٍّ لَا تُغْنِ عَنِّي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا
Diyanet Meali:“Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz.”
36:54فَالْيَوْمَ لَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَلَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Diyanet Meali:O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir. *
36:82إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Diyanet Meali:Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. *
36:83فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Diyanet Meali:Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. *
38:5أَجَعَلَ الْآلِهَةَ إِلَٰهًا وَاحِدًا إِنَّ هَٰذَا لَشَيْءٌ عُجَابٌ
Diyanet Meali:“İlâhları bir tek ilâh mı yaptı? Gerçekten bu çok tuhaf bir şey!” *
38:6أَنِ امْشُوا وَاصْبِرُوا عَلَىٰ آلِهَتِكُمْ إِنَّ هَٰذَا لَشَيْءٌ يُرَادُ
Diyanet Meali:“Gidin, ilâhlarınıza tapmaya devam edin. İşte bu istenen şeydir.”
39:43قُلْ أَوَلَوْ كَانُوا لَا يَمْلِكُونَ شَيْئًا وَلَا يَعْقِلُونَ
Diyanet Meali:De ki: “Hiçbir şeye güçleri yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?”
39:62اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah, her şeyin yaratıcısıdır.
39:62وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ
Diyanet Meali:O, her şeye vekildir.
40:7رَبَّنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَيْءٍ رَحْمَةً وَعِلْمًا
Diyanet Meali:“Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır.”
40:16يَوْمَ هُمْ بَارِزُونَ لَا يَخْفَىٰ عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ
Diyanet Meali:O gün onlar ortaya çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz.
40:20وَاللَّهُ يَقْضِي بِالْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ لَا يَقْضُونَ بِشَيْءٍ
Diyanet Meali:Allah, hak ve adâletle hükmeder. Allah’tan başka taptıkları ise hiçbir hükümde bulunamazlar.
40:62ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ
Diyanet Meali:İşte her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah! O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur.
40:74قَالُوا ضَلُّوا عَنَّا بَلْ لَمْ نَكُنْ نَدْعُو مِنْ قَبْلُ شَيْئًا
Diyanet Meali:Onlar da, “(Yüzüstü bırakıp) bizden uzaklaştılar. Hayır, demek ki, biz önceleri hiçbir şeye tapmıyormuşuz, (taptıklarımız bir hiçmiş)” derler.
41:21قَالُوا أَنْطَقَنَا اللَّهُ الَّذِي أَنْطَقَ كُلَّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Derileri de der ki; “Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu.”
41:39إِنَّ الَّذِي أَحْيَاهَا لَمُحْيِي الْمَوْتَىٰ إِنَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. Şüphesiz O, her şeye gücü hakkıyla yetendir.
41:53أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Diyanet Meali:Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?
41:54أَلَا إِنَّهُمْ فِي مِرْيَةٍ مِنْ لِقَاءِ رَبِّهِمْ أَلَا إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُحِيطٌ
Diyanet Meali:İyi bilin ki, onlar Rablerine kavuşma konusunda şüphe içindedirler. İyi bilin ki, O, her şeyi kuşatandır. *
42:9فَاللَّهُ هُوَ الْوَلِيُّ وَهُوَ يُحْيِي الْمَوْتَىٰ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Hâlbuki gerçek dost Allah’tır. O, ölüleri diriltir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
42:10وَمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِنْ شَيْءٍ فَحُكْمُهُ إِلَى اللَّهِ
Diyanet Meali:Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah’a aittir.
42:11لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ وَهُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ
Diyanet Meali:O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
42:12يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Dilediğine rızkı bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir.
42:36فَمَا أُوتِيتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا
Diyanet Meali:(Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir.
44:41يَوْمَ لَا يُغْنِي مَوْلًى عَنْ مَوْلًى شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ
Diyanet Meali:O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez. *
45:9وَإِذَا عَلِمَ مِنْ آيَاتِنَا شَيْئًا اتَّخَذَهَا هُزُوًا
Diyanet Meali:Âyetlerimizden bir şey öğrenince onu alaya alır.
45:10مِنْ وَرَائِهِمْ جَهَنَّمُ وَلَا يُغْنِي عَنْهُمْ مَا كَسَبُوا شَيْئًا
Diyanet Meali:Arkalarında da cehennem vardır. Dünyada kazandıkları (ve Allah’tan başka edindikleri dostlar) onlara hiçbir fayda vermez.
45:19إِنَّهُمْ لَنْ يُغْنُوا عَنْكَ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Çünkü onlar, Allah’a karşı sana asla bir fayda sağlayamazlar.
46:8قُلْ إِنِ افْتَرَيْتُهُ فَلَا تَمْلِكُونَ لِي مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:De ki: “Eğer ben onu uydurmuşsam, Allah’tan gelecek olana (cezaya) karşı siz benim için hiçbir şey yapamazsınız.”
46:25تُدَمِّرُ كُلَّ شَيْءٍ بِأَمْرِ رَبِّهَا فَأَصْبَحُوا لَا يُرَىٰ إِلَّا مَسَاكِنُهُمْ
Diyanet Meali:“O, Rabbimin emriyle her şeyi yerle bir eder.” Derken evlerinden başka hiçbir şeyleri görünmez hâle geldiler.
46:26فَمَا أَغْنَىٰ عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَا أَبْصَارُهُمْ وَلَا أَفْئِدَتُهُمْ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir yarar sağlamadı.
46:33بَلَىٰ إِنَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Evet şüphesiz O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
47:32لَنْ يَضُرُّوا اللَّهَ شَيْئًا وَسَيُحْبِطُ أَعْمَالَهُمْ
Diyanet Meali:Hiçbir şekilde Allah’a zarar veremezler. Allah, onların amellerini boşa çıkaracaktır.
48:11قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ لَكُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا
Diyanet Meali:De ki: “Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter?”
48:21وَكَانَ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرًا
Diyanet Meali:Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
48:26وَكَانُوا أَحَقَّ بِهَا وَأَهْلَهَا وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
Diyanet Meali:Zaten onlar buna lâyık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilmektedir.
49:14وَإِنْ تُطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ لَا يَلِتْكُمْ مِنْ أَعْمَالِكُمْ شَيْئًا
Diyanet Meali:“Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez.”
49:16وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:“Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.”
50:2بَلْ عَجِبُوا أَنْ جَاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ فَقَالَ الْكَافِرُونَ هَٰذَا شَيْءٌ عَجِيبٌ
Diyanet Meali:Şerefli Kur’ân’a andolsun ki kâfirler, aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: “Bu tuhaf bir şeydir!” *
51:42مَا تَذَرُ مِنْ شَيْءٍ أَتَتْ عَلَيْهِ إِلَّا جَعَلَتْهُ كَالرَّمِيمِ
Diyanet Meali:Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu. *
51:49وَمِنْ كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Diyanet Meali:Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık. *
52:21أَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَا أَلَتْنَاهُمْ مِنْ عَمَلِهِمْ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:(İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya), biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz.
52:35أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ
Diyanet Meali:Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? *
52:46يَوْمَ لَا يُغْنِي عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ
Diyanet Meali:O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da edilmeyecektir. *
53:26لَا تُغْنِي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا إِلَّا مِنْ بَعْدِ أَنْ يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:(Göklerde nice melekler vardır ki) onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar.
53:28وَإِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا
Diyanet Meali:Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez.
54:6فَتَوَلَّ عَنْهُمْ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ إِلَىٰ شَيْءٍ نُكُرٍ
Diyanet Meali:O hâlde sen de onlardan yüz çevir. O davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün…*
54:49إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
Diyanet Meali:Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. *
54:52وَكُلُّ شَيْءٍ فَعَلُوهُ فِي الزُّبُرِ
Diyanet Meali:İşledikleri her şey ise kitaplarda kayıtlıdır. *
57:2يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Diriltir, öldürür. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
57:3هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın’dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. *
57:29لِئَلَّا يَعْلَمَ أَهْلُ الْكِتَابِ أَلَّا يَقْدِرُونَ عَلَىٰ شَيْءٍ مِنْ فَضْلِ اللَّهِ
Diyanet Meali:(Bunları açıkladık ki), kitap ehli, Allah’ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini … bilsinler.
58:6أَحْصَاهُ اللَّهُ وَنَسُوهُ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Diyanet Meali:Allah onları sayıp zaptetmiş, onlarsa bunları unutmuşlardır. Allah, her şeye şahittir.
58:7ثُمَّ يُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Sonra onlara yaptıklarını Kıyamet günü haber verecektir. Allah, her şeyi hakkıyla bilir.
58:10وَلَيْسَ بِضَارِّهِمْ شَيْئًا إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça, mü’minlere hiçbir zarar verebilecek değildir.
58:17لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Onların malları da, evlatları da Allah’a karşı kendilerine bir yarar sağlamayacaktır.
58:18فَيَحْلِفُونَ لَهُ كَمَا يَحْلِفُونَ لَكُمْ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ عَلَىٰ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O’na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir şey (hakikat) üzerinde olduklarını sanırlar.
59:6وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah’ın her şeye hakkıyla gücü yeter.
60:4لَأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَا أَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez”
60:11وَإِنْ فَاتَكُمْ شَيْءٌ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ إِلَى الْكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ فَآتُوا الَّذِينَ ذَهَبَتْ أَزْوَاجُهُمْ مِثْلَ مَا أَنْفَقُوا
Diyanet Meali:Eğer eşlerinizden biri kâfirlere kaçar ve siz de onlarla çarpışıp ganimet alırsanız, eşleri gidenlere sarf ettikleri (mehir) kadarını verin.
60:12يُبَايِعْنَكَ عَلَىٰ أَنْ لَا يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:(Mü’min kadınlar), Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak … konusunda sana biat etmek üzere (geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlama dile).
64:1لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Mülk yalnızca O’nundur, hamd de O’na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
64:11وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ يَهْدِ قَلْبَهُ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya iletir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
65:3إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.
65:12لِتَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Allah’ın her şeye kadir olduğunu (ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını) bilesiniz.
65:12وَأَنَّ اللَّهَ قَدْ أَحَاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ عِلْمًا
Diyanet Meali:Ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını (bilesiniz).
66:8رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter.”
66:10فَلَمْ يُغْنِيَا عَنْهُمَا مِنَ اللَّهِ شَيْئًا وَقِيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلِينَ
Diyanet Meali:(Derken onlara hainlik ettiler de kocaları), Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi.
67:1تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. *
67:9قَدْ جَاءَنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:“Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir…’ demiştik.”
67:19مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَٰنُ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَصِيرٌ
Diyanet Meali:Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.
72:28وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَىٰ كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا
Diyanet Meali:Allah, onların her hâlini kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıp dökmüştür.
76:1هَلْ أَتَىٰ عَلَى الْإِنْسَانِ حِينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْئًا مَذْكُورًا
Diyanet Meali:İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti. *
78:29وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا
Diyanet Meali:Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) tamamiyle sayıp tespit ettik. *
80:18مِنْ أَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ
Diyanet Meali:Allah, onu hangi şeyden yarattı? *
82:19يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِنَفْسٍ شَيْئًا وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ
Diyanet Meali:O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır. –
85:9الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Diyanet Meali:(Onlar mü’minlere ancak); göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan (mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı). Allah, her şeye şahittir. *