KÖK HARFLER: ر ج ز
ANLAM:
رَجَزَ : Recez ölçüsüyle şiir söylemek. Recez ölçüsünde şiir okumak.
AÇIKLAMA:
رَجْزٌ kelimesi temelde “gidip gelmek, sallanmak veya çalkalanmak” anlamına gelir. Bundan dolayı “kendisinde bulunan bir zayıflıktan, mecalsizlikten veya halsizlikten dolayı devenin adımı birbirine yaklaşıp sağrıları, arka ayakları bir o yana bir bu yana gidip geldi, sallandı veya titredi” anlamında رَجِزَ اْلبَعِيرُ denmiştir. Bu fiilin mastarı رَجَزٌَ şeklinde gelir. İsm-i faili ise, (eril) أَرْجَزُ şeklinde ve (dişil) رَجْزَاءُ şeklinde gelir.
رَجْزٌ denen mısra veya şiirde cüzlerinin birbirine yakın olmasından ve inşâd edilirken, okunurken dilde bir gidip bir gelmenin, sallanmanın veya titremenin (رَجَزٌ) olduğunun düşünülülmesinden dolayı bu deveye benzetilerek böyle adlandırılmıştır. Ayrıca bu tarzdaki şiire (tekil) أُرْجُوزَةٌ ve (çoğul) أَرَاجِيز denir. “Filan kişi bu رَجْزٌَ denen ölçüde bir mısra ya da şiir yazdı ya da inşâd etti, okudu” anlamında fiil olarak رَجَزَ فُلاَنٌ ve اِرْتَجَزَ şekillerinde kullanılır. Bu kişiye de رَاجِزٌ ve رَجَّازٌ ve رَجَّازَةٌ denir.
Yüce Allah’ın şu sözüne gelince: لَهُمْ عَذَابٌ مِنْ رِجْزٍ أَلِيمٌ : Onlar için sarsan ve acıklı bir ceza vardır (34/5). Buradaki رِجْزٌ kelimesi زَلْزَلَةٌ kelimesi gibidir.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: إِنَّا مُنْزِلُونَ عَلَى أَهْلِ هَذِهِ الْقَرْيَةِ رِجْزًا مِنَ السَّمَاء بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ : Yoldan çıktıkları için, biz bu kentin üzerine gökten sarsan bir azap indireceğiz (29/34).
Şu sözüne gelince: وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ : Rücz’den sakın (74/5). Buradaki رُجْزٌَ kelimesi,
- Bir görüşe göre “sanem, put” anlamındadır.
- Başka bir görüşe göre ise, “günahtan” kinayedir. Yüce Allah bu şekilde günahı yol açacağı sonucu ile adlandırmıştır. Bu bakımdan “çiy” (نَدًى) kelimesinin , شَحْمٌ (iç yağı) olarak adlandırılmasına benzer.
Şu sözüne gelince: وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لِيُطَهِّرَكُمْ بِهِ وَيُذْهِبَ عَنْكُمْ رِجْزَ الشَّيْطَانِ : Sizi temizlemek, şeytanın riczini sizden gidermek için gökten üzerinize yağmur indiriyordu (8/11). Maddesinde de açıklandığı üzere شَيْطَانٌ kelimesi “şehveti, arzuyu” ifade eder. Şöyle denmiştir: Bilakis Yüce Allah burada رِجْزَ الشَّيْطَانِ ifadesiyle, “şeytanın insanları kendisine davet ettiği küfürü, bühtanı ve fesadı” kastetmiştir.
رِجَازَةٌ : Hevdec bir tarafa meylettiğinde onu dengelemek için, içine taşların konup hevdecin iki yanından birine asılan كِسَاءٌ denen türden giysi. “Gerçekleştirdiği hareketi ve sallanışı, sağa sola gidip gelişi” düşünülerek böyle adlandırılmıştır. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَجَزَ (geniş zaman يَرْجُزُ mastar ismi رَجْزٌ ve رَجَزٌ):
رِجْزٌ : Cezaya (azaba) yol açan davranış. Günah, kötülük Kir, pislik. Puta tapma. Salgın. Azab.
فَاَنْزَلْنَا عَلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا رِجْزًا مِنَ السَّمَاءِ : O zalimlere gökten bir azap indirdik (2:59).
وَلَمَّا وَقَعَ عَلَيْهِمُ الرِّجْزُ : Ve üzerlerine azap veya salgın çökünce (7:134).
وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ : Ve uzaklaştır kendinden pisliği (74:5).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
رِجْزٌ | isim | 9 | Azab. Riczu’ş şeytân: Şeytanın ilka ettiği vesveseler ve maruz kıldığı günahlar. | 7/134 |
رُجْزٌ | isim | 1 | Azaba götürücü husus, azabı gerektirici şey. | 74/5 |
| Toplam | 10 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Ricz | رِجْز | Azab, vesvese. |
Rucz | رُجْز | Azab, put. Azabı gerektiren. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رِجْزٌ : İsim.
2:59 | فَأَنْزَلْنَا عَلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا رِجْزًا مِنَ السَّمَاءِ |
Diyanet Meali: | Biz o zalimlere gökten bir azap indirdik. |
7:134 | وَلَمَّا وَقَعَ عَلَيْهِمُ الرِّجْزُ قَالُوا يَا مُوسَى ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْدَكَ |
Diyanet Meali: | Üzerlerine azap çökünce, “Ey Mûsâ! Rabbinin sana verdiği söz uyarınca bizim için dua et.” dediler. |
7:134 | لَئِنْ كَشَفْتَ عَنَّا الرِّجْزَ لَنُؤْمِنَنَّ لَكَ |
Diyanet Meali: | Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız. |
7:135 | فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الرِّجْزَ إِلَىٰ أَجَلٍ هُمْ بَالِغُوهُ إِذَا هُمْ يَنْكُثُونَ |
Diyanet Meali: | Fakat erişecekleri bir süreye kadar biz azabı üzerlerinden kaldırınca hemen yeminlerini bozarlar.* |
7:162 | فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِجْزًا مِنَ السَّمَاءِ بِمَا كَانُوا يَظْلِمُونَ |
Diyanet Meali: | Biz de zulmetmelerine karşılık üzerlerine gökten bir azab gönderdik. |
8:11 | وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لِيُطَهِّرَكُمْ بِهِ وَيُذْهِبَ عَنْكُمْ رِجْزَ الشَّيْطَانِ |
Diyanet Meali: | Sizi temizlemek, sizden şeytanın vesvesesini gidermek … için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu. |
29:34 | إِنَّا مُنْزِلُونَ عَلَىٰ أَهْلِ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ رِجْزًا مِنَ السَّمَاءِ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz biz, bu memleket halkı üzerine, gökten bir azap indireceğiz. |
34:5 | أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مِنْ رِجْزٍ أَلِيمٌ |
Diyanet Meali: | İşte onlar için elem dolu, çok kötü bir azap vardır. |
45:11 | وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَهُمْ عَذَابٌ مِنْ رِجْزٍ أَلِيمٌ |
Diyanet Meali: | Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise elem dolu çok kötü bir azap vardır. |
رُجْزٌ : İsim.
74:5 | وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ |
Diyanet Meali: | Biz de o zalimlere gökten bir azap indirdik. |