ت ح ت

KÖK HARFLER:  ت ح ت

ANLAM: 

تَحْتَ : Mekan zarfı olup, فَوْقَ’nın zıddıdır. “Altında” manasına gelir.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

تَحْتُ (şu sözcüğün zıt anlamlısıdır: فَوْقَ): Aşağı, alt, altında.

جَاءَ مِنْ تَحْتُ : Aşağıdan geldi.

هٰذَا تَحْتَ هٰذَا : Bunun aşağısında, altında veya ondan alttadır.

اَلتَّحْتُ şu sözcüğün tekil halidir: اَلتُّحُوتُ ve aşağılık, alçak, adi veya bayağı kişi anlamındadır.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Âyet
تَحْتَ zarf 51 Altında 98/8

Toplam 51

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

  • تَحْتَ

Zıt Manada Kelimeler

  • تَحْتَ

AÇIKLAMA:

TAHTE ile ESFEL kelimeleri arasındaki fark

( ت ح ت – س ف ل )

Tahte kelimesi,birbirinden ayrı olan şeylerin altı için kullanılır. Esfel kelimesi ise birbirine bitişik şeylerin altı için kullanılır. (Müfredât) Bknz: ( س ف ل )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir.

Taht تَحْتَ Alt, aşağı.

Tahtânî تَحْتَانِيّ Binanın alt kısmı. Alta mensub.

AÇIKLAMA:

Tahte’ş-şuûr: Şuuraltı.

Tahte’l-kahve: Kahve altı, kahvaltı.

“Hükümdar koltuğu” anlamındaki “taht” kelimesi bu kökten gelmemektedir, bu kelime Farsça kökenlidir.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

تَحْتَ : Zarf

2:25وَبَشِّرِ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele.
2:266أَيَوَدُّ أَحَدُكُمْ أَنْ تَكُونَ لَهُ جَنَّةٌ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Herhangi biriniz ister mi ki, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun…
3:15لِلَّذِينَ اتَّقَوْا عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:“Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında, içinden ırmaklar akan cennetler … vardır.”
3:136أُولَٰئِكَ جَزَاؤُهُمْ مَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:İşte onların mükâfatı Rab’leri tarafından bağışlanma ve içinden ırmaklar akan cennetlerdir…
3:195وَلَأُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ثَوَابًا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ
Diyanet Meali:“Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım.”
3:198لَٰكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, … içinden ırmaklar akan cennetler vardır.
4:13وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, cennetlere sokar.
4:57وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:İman edip salih ameller işleyenleri ise, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız.
4:122وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:İman edip salih ameller işleyenleri de içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız.
5:12وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:“Ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım.”
5:66لَأَكَلُوا مِنْ فَوْقِهِمْ وَمِنْ تَحْتِ أَرْجُلِهِمْ
Diyanet Meali:(Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni, Kur’an’ı gereğince uygulasalardı), elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi.
5:85فَأَثَابَهُمُ اللَّهُ بِمَا قَالُوا جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Dedikleri bu söze karşılık Allah onlara, içinden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi.
5:119لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا
Diyanet Meali:Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır.
6:6وَجَعَلْنَا الْأَنْهَارَ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمْ فَأَهْلَكْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ
Diyanet Meali:Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helâk ettik…
6:65قُلْ هُوَ الْقَادِرُ عَلَىٰ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِنْ فَوْقِكُمْ أَوْ مِنْ تَحْتِ أَرْجُلِكُمْ
Diyanet Meali:De ki: “O, size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe … gücü yetendir.”
7:43وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِمْ مِنْ غِلٍّ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Biz onların kalplerinde kin namına ne varsa söküp attık. Altlarından da ırmaklar akar. 
9:72وَعَدَ اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, içinden ırmaklar akan cennetler va’detti.
9:89أَعَدَّ اللَّهُ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا
Diyanet Meali:Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır.
9:100وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا
Diyanet Meali:Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır.
10:9تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
Diyanet Meali:(Fakat) iman edip salih ameller işleyenlere gelince, Rableri onları imanları sebebiyle, hidayete erdirir. Nimetlerle dolu cennetlerde altlarından ırmaklar akar.
13:35مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dolunan cennetin durumu şudur: Onun içinden ırmaklar akar…
14:23وَأُدْخِلَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:İnanan ve salih ameller işleyenler, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır.
16:31جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:İçinden nehirler akan Adn cennetlerine gireceklerdir.
18:31أُولَٰئِكَ لَهُمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:İşte onlar için içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır.
18:82وَأَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِي الْمَدِينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُ كَنْزٌ لَهُمَا
Diyanet Meali:“Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define vardı.”
19:24فَنَادَاهَا مِنْ تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي
Diyanet Meali:Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: “Üzülme…”
20:76جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا
Diyanet Meali:İçinden ırmaklar akan, içinde ebediyyen kalacakları Adn cennetleri vardır.
22:14إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Muhakkak ki Allah, iman edip salih ameller işleyenleri içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır.
22:23إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır.
25:10تَبَارَكَ الَّذِي إِنْ شَاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِنْ ذَٰلِكَ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Dilerse sana bundan daha güzelini, içinden ırmaklar akan cennetleri verebilecek olan Allah’ın şanı yücedir.
29:55يَوْمَ يَغْشَاهُمُ الْعَذَابُ مِنْ فَوْقِهِمْ وَمِنْ تَحْتِ أَرْجُلِهِمْ
Diyanet Meali:Oysa azap kâfirleri üstlerinden ve ayaklarının altından bürüyeceği gün…
29:58لَنُبَوِّئَنَّهُمْ مِنَ الْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:(İman edip salih amel işleyenler var ya), onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz.
39:16لَهُمْ مِنْ فَوْقِهِمْ ظُلَلٌ مِنَ النَّارِ وَمِنْ تَحْتِهِمْ ظُلَلٌ
Diyanet Meali:Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında (ateşten) katmanlar vardır.
39:20لَهُمْ غُرَفٌ مِنْ فَوْقِهَا غُرَفٌ مَبْنِيَّةٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:(Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için cennette) üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır.
41:29أَرِنَا اللَّذَيْنِ أَضَلَّانَا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ أَقْدَامِنَا
Diyanet Meali:“(Rabbimiz!) Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım…”
43:51أَلَيْسَ لِي مُلْكُ مِصْرَ وَهَٰذِهِ الْأَنْهَارُ تَجْرِي مِنْ تَحْتِي
Diyanet Meali:(Firavun, kavmine seslenerek dedi ki: “Ey kavmim!) Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?)”
47:12إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, inanıp salih ameller işleyenleri, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır.
48:5لِيُدْخِلَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:(Bütün bunlar Allah’ın); inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyması içindir.
48:17وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar.
48:18لَقَدْ رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ إِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur.
57:12بُشْرَاكُمُ الْيَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:“Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan cennetlerdir.”
58:22وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا
Diyanet Meali:Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır.
61:12يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:(Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere koysun.
64:9يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:(Kim Allah’a inanır ve salih amel işlerse), Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan cennetlere sokar.
65:11وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Kim Allah’a inanır ve salih bir amel işlerse, Allah onu, içinden ırmaklar akan cennetlere sokar.
66:8عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter; sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar.
85:11إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır.
98:8جَزَاؤُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali:Rableri katında onların mükâfatı, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleridir.
19:24فَنَادَاهَا مِنْ تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
Diyanet Meali:Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: “Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı.” *
20:6لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ الثَّرَىٰ
Diyanet Meali:Göklerdeki, yerdeki  bu ikisi arasındaki ve toprağın altındaki her şey, yalnızca O’nundur. *
66:10كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا
Diyanet Meali:(Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi). Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler…