ش ر ع

KÖK HARFLER: ش ر ع

ANLAM: 

شَرَعَ : (Hayvanlar) suya girmek. Bir işe girmek. Gerçeği açığa çıkarmak. Suya girmek ya da suyu elleriyle içmek. (Allah c.c.), bir şeyi bizim için açığa çıkarmak, bizim için dini yasa veya nizam tesis etmek, belirlemek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
شَرَعَ fiil-I 2 Açıkladı, beyan ve izahta bulundu, meşru kıldı 42/13
شُرَّعٌ isim 1 Ortaya çıkan, gözüken, akın akın gelen (çoğul) 7/163 Tekil: شَارِعٌ
شِرْعَةٌ isim 1 Allah’ın beyan ve izah buyurduğu husus (vaz’ ettiği yol, açtığı çığır) = Şeriat 5/48
شَرِيعَةٌ isim 1 Allah’ın beyan ettiği husus, şeriat 45/18

Toplam 5


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • شَرَعَ (a)
  • شَرَعَ (b)
  • شُرُوعٌ
  • شَارِعٌ
  • شَرِيعَةٌ (a)
    • سُنَّةٌ > bak: س ن ن
    • قَانُونٌ
    • نَامُوسٌ
    • دُسْتُورٌ
  • شَرِيعَةٌ (b)

Zıt Manada Kelimeler

AÇIKLAMA:

DÎN ile ŞERΑAT kelimeleri arasındaki fark

( د ي نش ر ع )

Şerî‘at, “bir şeye doğru kat edilen yol”dur. Bu nedenle suya giden yola, şerî‘at ve meşre‘at ismi verilmiştir. Dîn ise, “kendisiyle ma‘buda itâ‘at edilen şey”dir. İbadet amacıyla yapılanlardan her biri dîn olduğu halde, şerî‘at değildir. Bu anlamda şerî‘at, “millet” kelimesine benzer. Ne var ki şerî‘at, “millet” kelimesinin ifade etmediği “kat edilen yol” anlamını da ifade eder. 

Şera‘a fi’d dîni şerî‘aten (dinde bir yol/şerî‘at edindi) denilir. Nitekim taraka fîhi tarîkan (dinde yol/tarîk edindi) ifadesi de kullanılır. Millet ise, “ehlinin o millette sürekliliği”ni ifade eder. (Farklar Sözlüğü 325) Bknz: ( د ي ن )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Şer’ شَرْع Emir ve nehy gibi hükümleri vaz’etmek. Cenab-ı hakkın emri. Şer’an
Şer’î شَرْعِى Şeriata uygun.
Şer’iyye(t) شَرْعِيَّة Şeriata uygun olma.
Şer’iyyât  شَرْعِيَّات Şeriatlar.
Şerîat شَرِيعَة Doğru yol.
Şârî’ شَارِع Hüküm koyucu.
Meşrû’ مَشْرُوع Doğru. Hak.
Meşrûât مَشْرُوعَات Hak ve meşru olan şeyler. 
Meşrûiyyet مَشْرُوعِيَّة Meşruluk. Meşru’ olma. Kanuna, şeriata uygun bulunma. Yasak olmayış.
Teşrî’ تَشْرِيع Yasama, yasa koyma.
Teşerru’ تَشَرُّع Şeriata göre davranma.
Müteşerri’ مُتَشَرِّع Şeriat işleriyle uğraşan.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

شَرَعَ : Fiil-I. 

42:13 شَرَعَ لَكُمْ مِنَ الدِّينِ مَا وَصَّىٰ بِهِ نُوحًا وَالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ
Diyanet Meali: Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, size de din kıldı.
42:21 أَمْ لَهُمْ شُرَكَاءُ شَرَعُوا لَهُمْ مِنَ الدِّينِ مَا لَمْ يَأْذَنْ بِهِ اللَّهُ
Diyanet Meali: Yoksa, Allah’ın izin vermediği bir dini kendilerine tutulacak yol kılan  ortakları mı var?

شُرَّعٌ : İsim. Çoğul. Tekili: شَارِعٌ

7:163 إِذْ تَأْتِيهِمْ حِيتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعًا
Diyanet Meali:  Zira tatil yaptıkları Cumartesi günü balıklar onlara akın akın geliyordu.

شِرْعَةٌ : İsim.

5:48 لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا
Diyanet Meali: Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk.

شَرِيعَةٌ : İsim.

45:18 ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٍ مِنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا
Diyanet Meali: Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy..