و ل د

KÖK HARFLER:  و ل د

ANLAM: 

وَلَدَ : Doğurmak. Bir çocuğu olmak.

AÇIKLAMA:

Velede fiili erkeğe isnat edildiği zaman; erkeğin doğurması, erkeğin cinsî münasebette bulunduğu dişinin, erkekten gebe kaldığı çocuğu doğurması manasındadır.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
وَلَدَfiil-I9Doğurdu37/152Meçhulü: وُلِدَ Meçhul Muzari: يُولَدُ
وَالِدٌisim23Baba, ebe, ebeveyn, ana-baba31/33İkili İsim: وَالِدَيْنِ / وَالِدَانِ
وَالِدَةٌisim4Doğuran bayan, anne2/233
وَلَدٌisim56Çocuk71/21Çoğulu: أَوْلَادٌ
وَلِيدٌisim7Çocuk, köle, genç hizmetçi26/18Çoğulu: وِلْدَانٌ
مَوْلُودٌisim3Doğurulan, evlat2/233

Toplam102


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • وَلَدَ (a)
  • وَلَدَ (a)
  • وَلَّدَ
  • وَلَدٌ
  • وُلُودٌَ
    • مُنْجِبٌ
  • وَلِيدٌ
    • طِفْلٌ > bak: ط ف ل
    • مَوْلُودٌ > bu kök
  • تَلِيدٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Veled وَلَد Oğul, çocuk.
Velediyet وَلَدِيَّة Birisinin evladı olma hali. Çocuk.
Velâdet وَلَادَة Doğum, doğma, doğuş.
Vilâdet وِلَادَة Doğmak, doğuş, dünyaya gelmek, doğurmak..
Vilâd وِلَاد Doğuştan (olan).
Velîd وَلِيد Yeni doğmuş çocuk. Köle, kul. Çoğulu: Vildân
Vâlid وَالِد Doğurtan. Baba.
Vâlide وَالِدَة Doğuran, doğurucu; ana.
Evlâd أَوْلَاد Veledler. Çocuklar.
Mevlûd مَوْلُود Çocuk. Yeni doğmuş çocuk. Birisinin doğması.
Mevlid مَوْلِيد Doğma. Dünyaya gelme.
Mîlâd  مِيلَاد Doğuş. Doğum. Doğum tarihi, doğum günü.
Tevlîd تَوْلِيد Çocuğu doğarken almak. Doğurmak. Doğurtmak. Çoğulu: Tevlîdât
Îlâd إِيلَاد Doğurma, tevlid etme.
Tevellüd تَوَلُّد Doğma. Doğum. Çoğulu: Tevellüdât
Mütevellid مُتَوَلِّد Doğan, dünyaya gelen.
Tevâlüd تَوَالُد Doğma, doğurma.
Mütevâlid مُتَوَالِد Birbirinden doğup üreyen.
İstîlâd اِسْتِيلَاد Doğurtma. Çocuk isteme.
Yelda  ——— Uzun (gece). Yılın en uzun gecesi. İran’da 4000 yıldır 21 Aralık’ta kutlanan ve yazın bittiğinin habercisi olan şeb-i yelda kutlamalarının adı.

Nişanyan Sözlük, “Yelda” kelimesinin Farsça kökenli olduğunu, onun da Aramice, Süryanice’den geldiğini söyler. Anlamı “doğum, milad”dır. Kelimenin kökünün Arapça ve Farsçada ortak olduğunu söyleyebiliriz. 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

وَلَدَ : Fiil-I. Meçhulü: وُلِدَ Meçhul Muzari: يُولَدُ

11:72قَالَتْ يَا وَيْلَتَىٰ أَأَلِدُ وَأَنَا عَجُوزٌ وَهَٰذَا بَعْلِي شَيْخًا
Diyanet Meali:Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım?” dedi.
19:15وَسَلَامٌ عَلَيْهِ يَوْمَ وُلِدَ وَيَوْمَ يَمُوتُ وَيَوْمَ يُبْعَثُ حَيًّا
Diyanet Meali:Doğduğu gün, öleceği gün ve diriltileceği gün ona selâm olsun! *
19:33وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدْتُ وَيَوْمَ أَمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا
Diyanet Meali:“Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).” *
37:152وَلَدَ اللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ
Diyanet Meali:“Allah çocuk sahibi oldu” (diyorlar). Onlar elbette yalan söylüyorlar. *
58:2إِنْ أُمَّهَاتُهُمْ إِلَّا اللَّائِي وَلَدْنَهُمْ
Diyanet Meali:Onların anaları ancak, kendilerini doğuran kadınlardır.
71:27إِنَّكَ إِنْ تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوا إِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا
Diyanet Meali:“Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlâksız ve kâfir kimseler yetiştirirler.” *
90:3وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ
Diyanet Meali:Babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki…
112:3لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ
Diyanet Meali:O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).”  *
112:3لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ
Diyanet Meali:O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).”  *

وَالِدٌ : İsim. İkili İsim: وَالِدَيْنِ / وَالِدَانِ

2:83لَا تَعْبُدُونَ إِلَّا اللَّهَ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا
Diyanet Meali:(Hani, biz İsrailoğulları’ndan), “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya … iyilik edeceksiniz…” (diye söz almıştık.)
2:180إِنْ تَرَكَ خَيْرًا الْوَصِيَّةُ لِلْوَالِدَيْنِ وَالْأَقْرَبِينَ بِالْمَعْرُوفِ
Diyanet Meali:(Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman), eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması (size farz kılındı).
2:215قُلْ مَا أَنْفَقْتُمْ مِنْ خَيْرٍ فَلِلْوَالِدَيْنِ وَالْأَقْرَبِينَ وَالْيَتَامَىٰ
Diyanet Meali:De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler … içindir.”
4:7لِلرِّجَالِ نَصِيبٌ مِمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالْأَقْرَبُونَ
Diyanet Meali:Ana, baba ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır.
4:7وَلِلنِّسَاءِ نَصِيبٌ مِمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالْأَقْرَبُونَ
Diyanet Meali:Ana, baba ve akrabaların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. 
4:33وَلِكُلٍّ جَعَلْنَا مَوَالِيَ مِمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالْأَقْرَبُونَ
Diyanet Meali:(Erkek ve kadından) her biri için ana-babanın ve akrabanın bıraktıklarından (pay alan) varisler kıldık.
4:36وَاعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا
Diyanet Meali:Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya … iyilik edin.
4:135كُونُوا قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاءَ لِلَّهِ وَلَوْ عَلَىٰ أَنْفُسِكُمْ أَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالْأَقْرَبِينَ
Diyanet Meali:Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.
6:151قُلْ تَعَالَوْا أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلَّا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın…”
17:23وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا
Diyanet Meali:Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti.
31:33اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَا يَجْزِي وَالِدٌ عَنْ وَلَدِهِ
Diyanet Meali:Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, (hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı) günden korkun!
31:33وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَنْ وَالِدِهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:(Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı), hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı (günden korkun!)
90:3وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ
Diyanet Meali:Babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki…*

وَالِدَيْ : İsim. İsm-i Fâil. İkili İsim (Nun düşmüş). Tekili: وَالِدٌ

14:41رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ
Diyanet Meali:“Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana babamı ve inananları bağışla.” *
19:14وَبَرًّا بِوَالِدَيْهِ وَلَمْ يَكُنْ جَبَّارًا عَصِيًّا
Diyanet Meali:(O, Allah’tan sakınan), anne babasına iyi davranan (bir kimse idi). İsyancı bir zorba değildi. *
27:19رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَىٰ وَالِدَيَّ
Diyanet Meali:“Ey Rabbim! Beni; bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye … sevk et…”
29:8وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا
Diyanet Meali:Biz, insana, ana babasına iyilik etmesini emrettik.
31:14وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْنًا عَلَىٰ وَهْنٍ
Diyanet Meali:İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek  karnında taşımıştır.
31:14أَنِ اشْكُرْ لِي وَلِوَالِدَيْكَ إِلَيَّ الْمَصِيرُ
Diyanet Meali:“Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.”
46:15وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ إِحْسَانًا
Diyanet Meali:Biz, insana anne babasına iyi davranmayı emrettik.
46:15رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَىٰ وَالِدَيَّ
Diyanet Meali:“Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi … bana ilham et.”
46:17وَالَّذِي قَالَ لِوَالِدَيْهِ أُفٍّ لَكُمَا أَتَعِدَانِنِي أَنْ أُخْرَجَ
Diyanet Meali:Anne ve babasına, “Öf size! Beni tekrar diriltilecek olmakla mı tehdit ediyorsunuz?” diyen kimseye…
71:28رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا
Diyanet Meali:“Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri … bağışla.”

وَالِدَةٌ : İsim. İsm-i Fâil. Müennes. Müzekkeri: وَالِدٌ

2:233وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلَادَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ
Diyanet Meali:Anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler.
2:233لَا تُضَارَّ وَالِدَةٌ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَهُ بِوَلَدِهِ
Diyanet Meali:Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın.
5:110اذْكُرْ نِعْمَتِي عَلَيْكَ وَعَلَىٰ وَالِدَتِكَ
Diyanet Meali:“Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün.”
19:32وَبَرًّا بِوَالِدَتِي وَلَمْ يَجْعَلْنِي جَبَّارًا شَقِيًّا
Diyanet Meali:“Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.” *

وَلَدٌ : İsim. Çoğulu: أَوْلَادٌ

2:116وَقَالُوا اتَّخَذَ اللَّهُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ
Diyanet Meali:“Allah, çocuk edindi” dediler.  O, bundan uzaktır.
2:233وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلَادَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ
Diyanet Meali:Anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler.
2:233لَا تُضَارَّ وَالِدَةٌ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَهُ بِوَلَدِهِ
Diyanet Meali:Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın.
2:233لَا تُضَارَّ وَالِدَةٌ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَهُ بِوَلَدِهِ
Diyanet Meali:Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın.
2:233وَإِنْ أَرَدْتُمْ أَنْ تَسْتَرْضِعُوا أَوْلَادَكُمْ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِذَا سَلَّمْتُمْ مَا آتَيْتُمْ بِالْمَعْرُوفِ
Diyanet Meali:Eğer çocuklarınızı (bir sütanneye) emzirtmek isterseniz, örfe uygun olarak vereceğiniz ücreti güzelce ödediğiniz takdirde size bir günah yoktur.
3:10لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Şüphesiz, inkâr edenlere, ne malları, ne de evlatları Allah’a karşı hiçbir fayda sağlar.
3:47قَالَتْ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي وَلَدٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ
Diyanet Meali:(Meryem), “Ey Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?” dedi.
3:116لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:İnkâr edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah’a karşı bir yarar sağlar.
4:11يُوصِيكُمُ اللَّهُ فِي أَوْلَادِكُمْ لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْأُنْثَيَيْنِ
Diyanet Meali:Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder.
4:11وَلِأَبَوَيْهِ لِكُلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا السُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ إِنْ كَانَ لَهُ وَلَدٌ
Diyanet Meali:Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır.
4:11فَإِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ وَلَدٌ وَوَرِثَهُ أَبَوَاهُ فَلِأُمِّهِ الثُّلُثُ
Diyanet Meali:Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
4:12وَلَكُمْ نِصْفُ مَا تَرَكَ أَزْوَاجُكُمْ إِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُنَّ وَلَدٌ
Diyanet Meali:Eğer çocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir.
4:12فَإِنْ كَانَ لَهُنَّ وَلَدٌ فَلَكُمُ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْنَ
Diyanet Meali:Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir.
4:12وَلَهُنَّ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْتُمْ إِنْ لَمْ يَكُنْ لَكُمْ وَلَدٌ
Diyanet Meali:Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır.
4:12فَإِنْ كَانَ لَكُمْ وَلَدٌ فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكْتُمْ
Diyanet Meali:Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır.
4:171إِنَّمَا اللَّهُ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ سُبْحَانَهُ أَنْ يَكُونَ لَهُ وَلَدٌ
Diyanet Meali:Allah, ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan uzaktır.
4:176إِنِ امْرُؤٌ هَلَكَ لَيْسَ لَهُ وَلَدٌ وَلَهُ أُخْتٌ فَلَهَا نِصْفُ مَا تَرَكَ
Diyanet Meali:Çocuğu olmayan bir kişi ölür de kız kardeşi bulunursa, bıraktığı malın yarısı onundur.
4:176وَهُوَ يَرِثُهَا إِنْ لَمْ يَكُنْ لَهَا وَلَدٌ
Diyanet Meali:(Eğer kız kardeşi ölür) ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur.
6:101أَنَّىٰ يَكُونُ لَهُ وَلَدٌ وَلَمْ تَكُنْ لَهُ صَاحِبَةٌ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:(O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır.) O’nun bir eşi olmadığı hâlde, nasıl bir çocuğu olabilir? Hâlbuki her şeyi O yarattı.
6:137وَكَذَٰلِكَ زَيَّنَ لِكَثِيرٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ قَتْلَ أَوْلَادِهِمْ شُرَكَاؤُهُمْ
Diyanet Meali:Yine bunun gibi, Allah’a ortak koşanların çoğuna, koştukları ortaklar, çocuklarını öldürmelerini güzel gösterdi…
6:140قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ قَتَلُوا أَوْلَادَهُمْ سَفَهًا بِغَيْرِ عِلْمٍ
Diyanet Meali:Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler … mutlaka ziyan etmişlerdir.
6:151وَلَا تَقْتُلُوا أَوْلَادَكُمْ مِنْ إِمْلَاقٍ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ
Diyanet Meali:“Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız.”
8:28وَاعْلَمُوا أَنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ وَأَنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
Diyanet Meali:Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer deneme aracıdır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır. *
9:55فَلَا تُعْجِبْكَ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ
Diyanet Meali:Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin.
9:69كَانُوا أَشَدَّ مِنْكُمْ قُوَّةً وَأَكْثَرَ أَمْوَالًا وَأَوْلَادًا
Diyanet Meali:Onlar sizden daha güçlü, malları ve çocukları daha fazlaydı.
9:85وَلَا تُعْجِبْكَ أَمْوَالُهُمْ وَأَوْلَادُهُمْ
Diyanet Meali:Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin.
10:68قَالُوا اتَّخَذَ اللَّهُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ هُوَ الْغَنِيُّ
Diyanet Meali:“Allah, bir çocuk edindi” dediler. O, bundan uzaktır. O, her bakımdan sınırsız zengindir.
12:21أَكْرِمِي مَثْوَاهُ عَسَىٰ أَنْ يَنْفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا
Diyanet Meali:“Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.”
17:31وَلَا تَقْتُلُوا أَوْلَادَكُمْ خَشْيَةَ إِمْلَاقٍ نَحْنُ نَرْزُقُهُمْ وَإِيَّاكُمْ
Diyanet Meali:Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız.
17:64وَشَارِكْهُمْ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ وَعِدْهُمْ
Diyanet Meali:“Onların mallarına ve evlatlarına ortak ol. Onlara vaadlerde bulun.”
17:111وَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي لَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِي الْمُلْك
Diyanet Meali:“Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan … Allah’a mahsustur” de…
18:4وَيُنْذِرَ الَّذِينَ قَالُوا اتَّخَذَ اللَّهُ وَلَدًا
Diyanet Meali:Ve “Allah, bir çocuk edindi” diyenleri de uyarmak için…*
18:39إِنْ تَرَنِ أَنَا أَقَلَّ مِنْكَ مَالًا وَوَلَدًا
Diyanet Meali:Eğer benim malımı ve çocuklarımı kendininkilerden daha az görüyorsan…
19:35مَا كَانَ لِلَّهِ أَنْ يَتَّخِذَ مِنْ وَلَدٍ سُبْحَانَهُ
Diyanet Meali:Allah’ın çocuk edinmesi düşünülemez. O, bundan yücedir, uzaktır.
19:77أَفَرَأَيْتَ الَّذِي كَفَرَ بِآيَاتِنَا وَقَالَ لَأُوتَيَنَّ مَالًا وَوَلَدًا
Diyanet Meali:Âyetlerimizi inkâr edip “Bana elbette mal ve evlat verilecek!” diyen kimseyi gördün mü? *
19:88وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَٰنُ وَلَدًا
Diyanet Meali:Onlar, “Rahmân, bir çocuk edindi” dediler.  *
19:91أَنْ دَعَوْا لِلرَّحْمَٰنِ وَلَدًا
Diyanet Meali:Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı…*
19:92وَمَا يَنْبَغِي لِلرَّحْمَٰنِ أَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا
Diyanet Meali:Hâlbuki Rahmân’a bir çocuk edinmek yakışmaz. *
21:26وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَٰنُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَ
Diyanet Meali: (Böyle iken) “Rahmân, çocuk edindi” dediler. O, böyle şeylerden uzaktır, yücedir. Hayır, (evlat diye niteledikleri) o melekler ikrama erdirilmiş kullardır.   *
23:91مَا اتَّخَذَ اللَّهُ مِنْ وَلَدٍ وَمَا كَانَ مَعَهُ مِنْ إِلَٰهٍ
Diyanet Meali:Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir. O’nunla birlikte başka hiçbir ilâh yoktur.
25:2الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا
Diyanet Meali:O, göklerin ve yeryüzünün mülkü (hükümranlığı) kendisine ait olandır. Çocuk edinmemiştir.
28:9لَا تَقْتُلُوهُ عَسَىٰ أَنْ يَنْفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Diyanet Meali:“Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.
31:33وَاخْشَوْا يَوْمًا لَا يَجْزِي وَالِدٌ عَنْ وَلَدِهِ
Diyanet Meali:Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, (hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı) günden korkun!
34:35وَقَالُوا نَحْنُ أَكْثَرُ أَمْوَالًا وَأَوْلَادًا وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ
Diyanet Meali:Yine, “Bizim mallarımız ve çocuklarımız daha çoktur. Bize azap edilmeyecektir” demişlerdi. *
34:37وَمَا أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ بِالَّتِي تُقَرِّبُكُمْ عِنْدَنَا زُلْفَىٰ
Diyanet Meali:Ne mallarınız ne de çocuklarınız, sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir!
39:4لَوْ أَرَادَ اللَّهُ أَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا لَاصْطَفَىٰ مِمَّا يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ سُبْحَانَهُ
Diyanet Meali:Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi. O, bundan uzaktır, yücedir.
43:81قُلْ إِنْ كَانَ لِلرَّحْمَٰنِ وَلَدٌ فَأَنَا أَوَّلُ الْعَابِدِينَ
Diyanet Meali:Gul in kâne lirrahmâni veledun feene evvelul âbidîn. *
57:20وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ
Diyanet Meali:(Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs), aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir.
58:17لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Onların malları da, evlatları da Allah’a karşı kendilerine bir yarar sağlamayacaktır.
60:3لَنْ تَنْفَعَكُمْ أَرْحَامُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَفْصِلُ بَيْنَكُمْ
Diyanet Meali:Yakınlarınız ve çocuklarınız size asla fayda vermeyecektir. Kıyamet günü Allah aranızı ayıracaktır.
60:12عَلَىٰ أَنْ لَا يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئًا وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْنِينَ وَلَا يَقْتُلْنَ أَوْلَادَهُنَّ
Diyanet Meali:(Ey Peygamber! Mü’min kadınlar), Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek … konusunda (sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarını kabul et…)
63:9يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِ
Diyanet Meali:Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın.
64:14إِنَّ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ وَأَوْلَادِكُمْ عَدُوًّا لَكُمْ فَاحْذَرُوهُمْ
Diyanet Meali:Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının.
64:15إِنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ وَاللَّهُ عِنْدَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
Diyanet Meali:Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.  *
71:21وَاتَّبَعُوا مَنْ لَمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا
Diyanet Meali:(Nûh, dedi ki: “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler), malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.”
72:3وَأَنَّهُ تَعَالَىٰ جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًا
Diyanet Meali:“Doğrusu Rabbimizin şanı çok yücedir; ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk.” *

وَلِيدٌ : İsim. Çoğulu: وِلْدَانٌ

4:75وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ
Diyanet Meali:Size ne oluyor da, Allah yolunda ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
4:98إِلَّا الْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ
Diyanet Meali:Ancak gerçekten zayıf ve güçsüz olan … erkekler, kadınlar ve çocuklar başkadır.
4:127وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الْوِلْدَانِ وَأَنْ تَقُومُوا لِلْيَتَامَىٰ بِالْقِسْطِ
Diyanet Meali:Zavallı çocuklara ve yetimlere âdil davranmanıza dair…
26:18قَالَ أَلَمْ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدًا وَلَبِثْتَ فِينَا مِنْ عُمُرِكَ سِنِينَ
Diyanet Meali:Firavun, şöyle dedi: “Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin.”  *
56:17يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ
Diyanet Meali:Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında … dolaştırırlar. *
73:17فَكَيْفَ تَتَّقُونَ إِنْ كَفَرْتُمْ يَوْمًا يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ شِيبًا
Diyanet Meali:Hâl böyle iken inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günden (kıyametten) nasıl korunursunuz?  *
76:19وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ
Diyanet Meali:Çevrelerinde, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır.

مَوْلُودٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. 

2:233وَعَلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ
Diyanet Meali:Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir.
2:233لَا تُضَارَّ وَالِدَةٌ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوْلُودٌ لَهُ بِوَلَدِهِ
Diyanet Meali:Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın.
31:33وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَنْ وَالِدِهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:(Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı), hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı (günden korkun)!