س ق م

KÖK HARFLER: س ق م

ANLAM: 

سَقِمَ / سَقُمَ : Rahatsız, hasta olmak, uzun zamandır rahatsız olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
سَقِيمٌ isim 2 Hasta, uzun müddet hasta olan 37/89

Toplam 2

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • سَقُمَ
  • سَقَمٌ
    • بَلَاءٌ > bak: ب ل و
    • وَصَبٌ > bak: و ص ب
    • دَاءٌ
    • آفَةٌ
    • دَنَفٌ
    • عِلَّةٌ
  • سَقِيمٌ (a)
    • مَرِيضٌ > bak: م ر ض
    • حَرْضٌ > bak: ح ر ض
    • عَلِيلٌ
    • مُعْتَلٌّ
    • مُتَوَعِّكٌ
    • دَنِفٌ
  • سَقِيمٌ (b)
    • سَخِيفٌ
    • مَمْجُوجٌ
    • رَكِيكٌ
    • مُبْتَذَلٌ

Zıt Manada Kelimeler

  • سَقُمَ
  • سَقَمٌ
    • إِبْلَالٌ
    • صِحَّةٌ
  • سَقِيمٌ (a)
    • مُعَافًى > bak: ع ف و
    • سَلِيمٌ > bak: س ل م
    • مَبْرُوءٌ > bak: ب ر أ
    • بَلِيلٌ
    • صَحِيحٌ
  • سَقِيمٌ (b)

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Sakam سَقَم 1: Zahmet, meşakkat. 2: Hastalık, maraz. Çoğul: Eskâm
Sakîm سَقِيم Hasta, keyifsiz.
Sakâmet سَقَامَة Sakatlık, bozukluk.
Miskâm مِسْقَام Hastalıklı, illetli.
Teskîm تَسْقِيم Hasta etme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

سَقِيمٌ : İsim.

37:89فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٌ
Diyanet Meali:Ve “Ben hastayım” dedi.*
37:145فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيمٌ
Diyanet Meali:Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık. *