ر م ي

KÖK HARFLER: ر م ي

ANLAM: 

رَمَى : Bir şeyi fırlatmak, atmak; fırlatıp atmak. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
رَمَى fiil-I 9 Attı, nisbet etti, zina iftirasında bulundu 8/17

Toplam 9

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • رَمَى
  • مَرْمًى
    • قَصْدٌ > bak: ق ص د
    • مَقْصِدٌ > bak: ق ص د
    • مُبْتَغًى > bak: ب غ ي
    • غَايَةٌ
    • هَدَفٌ
    • مَرَامٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Remy رَمْي Atma. 
Mermî مَرْمِي Atılmış.
Mermiyât مَرْمِيَات Atılmış şeyler.
İrmâ إِرْمَاء Atma, fırlatma. Silah atma.
İrtimâ اِرْتِمَاء 1: Ok gibi atılma. 2: Birbirine atışma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

رَمَى : Fiil-I.

4:112 وَمَنْ يَكْسِبْ خَطِيئَةً أَوْ إِثْمًا ثُمَّ يَرْمِ بِهِ بَرِيئًا فَقَدِ احْتَمَلَ بُهْتَانًا
Diyanet Meali: Kim bir hata işler veya bir günah kazanır da sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, şüphesiz iftira etmiş olur.
8:17 وَمَا رَمَيْتَ
Diyanet Meali: (Attığın zaman) da sen atmadın..
8:17 إِذْ رَمَيْتَ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ رَمَىٰ
Diyanet Meali: Attığın zaman da (sen atmadın), fakat Allah attı.
8:17 وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ رَمَىٰ
Diyanet Meali: Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı.
24:4 وَالَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَأْتُوا بِأَرْبَعَةِ شُهَدَاءَ فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَانِينَ جَلْدَةً
Diyanet Meali: Namuslu kadınlara zina isnat edip sonra da dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun.
24:6 وَالَّذِينَ يَرْمُونَ أَزْوَاجَهُمْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُمْ شُهَدَاءُ إِلَّا أَنْفُسُهُمْ فَشَهَادَةُ أَحَدِهِمْ أَرْبَعُ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ
Diyanet Meali: Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; (kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair), Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi ile yerine gelir.
24:23 إِنَّ الَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ لُعِنُوا فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ
Diyanet Meali: İffetli ve (haklarında uydurulan kötülüklerden) habersiz mü’min kadınlara zina isnat edenler, gerçekten dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. 
77:32 إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ
Diyanet Meali: Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar. *
105:4 تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ
Diyanet Meali: Üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar atıyorlardı. *