م ك ر

KÖK HARFLER: م ك ر

ANLAM: 

مَكَرَ : Bir kimseyi kandırmak. Planlamak; tuzak kurmak; işlerin yönetiminde yetenekle marifetini, becerisini göstermek.

مَكَرَ الْاَرْضَ : Toprağı suladı. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnek
مَكَرَfiil-I22Hile yaptı, pusu kurdu, çekiştirdi16/26
مَكْرٌisim19Hile yapmak, pusu kurmak71/22
مَاكِرٌisim2Hile yapan, pusu kuran3/54

Toplam43

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

AÇIKLAMA:

KEYD ile MEKR kelimeleri arasındaki fark

( ك ي دم ك ر )

Mekr, tedebbür ve fikr ile birlikte olması bakımından keyd gibidir. Ne var ki keyd, mekr’den daha kuvvetlidir. Bunun delili, keyd’in bizzat geçişli olması, mekr’in ise harf ile geçişli olmasıdır.

Aynı zamanda mekr, “başkasına verilecek olan zararın takdir edilmesi”dir. Nitekim biri, “Sana şunu yapabilirim” dediğinde, bu mekr olmaz, ancak karşı tarafın bilmemesi durumunda mekr olur. Keyd ise, “bilinsin veya bilinmesin, bir başkasına zor kullanarak kötülük yapmak”tır. (Farklar Sözlüğü 384) Bknz: ( ك ي د )

HÎLE ile MEKR kelimeleri arasındaki fark

( ح و لم ك ر )

Bazı hileler mekr değildir. Hile, birisinin arkasından başkasının menfaatine olan bir şey takdir etmektir. İçinde bir menfaat olduğu zaman, bu durum hile diye isimlendirilir. Mekr’de ise herhangi bir menfaat olmaz. 

Mekr ile hîle arasındaki bir fark da şudur: Mekr, “ister yüzüne karşı, ister arkasından olsun, bir başkasına, onun bilmediği bir zarar takdîr etmek”tir. Hîle ise, ancak kişinin arkasından olur. (Farklar Sözlüğü 385) Bknz: ( ح و ل )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

MekrمَكْرHile. Aldatma.
MâkirمَاكِرHile yapan. Mekreden.
MükûrمُكُورHileler, oyunlar, dalavereler.
MekkârمَكَّارHilekar. Düzenbaz. Çok aldatıcı. Mekir yapan.Müennes: Mekkâre
İmtikârاِمْتِكَارOyuna kanma, aldanma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

مَكَرَ : Fiil-I. 

3:54وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. *
3:54وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. *
6:123وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا فِي كُلِّ قَرْيَةٍ أَكَابِرَ مُجْرِمِيهَا لِيَمْكُرُوا فِيهَا
Diyanet Meali:İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler.
6:123وَمَا يَمْكُرُونَ إِلَّا بِأَنْفُسِهِمْ وَمَا يَشْعُرُونَ
Diyanet Meali:Hâlbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar.
6:124سَيُصِيبُ الَّذِينَ أَجْرَمُوا صَغَارٌ عِنْدَ اللَّهِ وَعَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا كَانُوا يَمْكُرُونَ
Diyanet Meali:Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir.
7:123إِنَّ هَٰذَا لَمَكْرٌ مَكَرْتُمُوهُ فِي الْمَدِينَةِ لِتُخْرِجُوا مِنْهَا أَهْلَهَا
Diyanet Meali:“Şüphesiz bu halkını oradan çıkarmak için şehirde kurduğunuz bir tuzaktır.”
8:30وَإِذْ يَمْكُرُ بِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِيُثْبِتُوكَ أَوْ يَقْتُلُوكَ أَوْ يُخْرِجُوكَ
Diyanet Meali:Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı.
8:30وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.
8:30وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.
10:21إِنَّ رُسُلَنَا يَكْتُبُونَ مَا تَمْكُرُونَ
Diyanet Meali:Şüphesiz elçilerimiz (melekler) kurmakta olduğunuz tuzakları yazıyorlar.
12:102وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ إِذْ أَجْمَعُوا أَمْرَهُمْ وَهُمْ يَمْكُرُونَ
Diyanet Meali:Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin.
13:42وَقَدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَلِلَّهِ الْمَكْرُ جَمِيعًا
Diyanet Meali:Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Bütün tuzaklar Allah’a aittir.
14:46وَقَدْ مَكَرُوا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ
Diyanet Meali:Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları Allah katındadır (Allah, onu bilir).
16:26قَدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَأَتَى اللَّهُ بُنْيَانَهُمْ مِنَ الْقَوَاعِدِ
Diyanet Meali:Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Allah’ın azabı binalarını, temelinden gelip yıktı..
16:45أَفَأَمِنَ الَّذِينَ مَكَرُوا السَّيِّئَاتِ أَنْ يَخْسِفَ اللَّهُ بِهِمُ الْأَرْضَ
Diyanet Meali:Kötü işler yapmak için tuzak kuranlar, Allah’ın kendilerini yere geçirmesinden emin mi oldular?
16:127وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلَا تَكُ فِي ضَيْقٍ مِمَّا يَمْكُرُونَ
Diyanet Meali:Onlardan yana üzülme. Tuzak kurmalarından dolayı da sıkıntıya düşme.
27:50وَمَكَرُوا مَكْرًا وَمَكَرْنَا مَكْرًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Diyanet Meali:Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu. *
27:50وَمَكَرُوا مَكْرًا وَمَكَرْنَا مَكْرًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Diyanet Meali:Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu. *
27:70وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلَا تَكُنْ فِي ضَيْقٍ مِمَّا يَمْكُرُونَ
Diyanet Meali:Onlardan yana üzülme. Kurdukları tuzaklardan ötürü de sıkıntıya düşme. *
35:10وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ
Diyanet Meali:Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır.
40:45فَوَقَاهُ اللَّهُ سَيِّئَاتِ مَا مَكَرُوا
Diyanet Meali:Allah, onu, onların hilelerinin kötülüklerinden korudu.
71:22وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا
Diyanet Meali:“Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.” *

مَكْرٌ : İsim. 

7:99أَفَأَمِنُوا مَكْرَ اللَّهِ
Diyanet Meali:Yoksa Allah’ın tuzağından emin mi oldular?
7:99فَلَا يَأْمَنُ مَكْرَ اللَّهِ إِلَّا الْقَوْمُ الْخَاسِرُونَ
Diyanet Meali:Ziyana uğrayan kavimden başkası Allah’ın tuzağından emin olamaz.
7:123إِنَّ هَٰذَا لَمَكْرٌ مَكَرْتُمُوهُ فِي الْمَدِينَةِ لِتُخْرِجُوا مِنْهَا أَهْلَهَا
Diyanet Meali:“Şüphesiz bu halkını oradan çıkarmak için şehirde kurduğunuz bir tuzaktır.”
10:21وَإِذَا أَذَقْنَا النَّاسَ رَحْمَةً مِنْ بَعْدِ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُمْ إِذَا لَهُمْ مَكْرٌ فِي آيَاتِنَا
Diyanet Meali:Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra, insanlara bir rahmet (ferahlık ve mutluluk) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzakları (birtakım tertipleri ve asılsız iddiaları) vardır.
10:21قُلِ اللَّهُ أَسْرَعُ مَكْرًا
Diyanet Meali:De ki: “Allah, daha çabuk tuzak kurar.”
12:31فَلَمَّا سَمِعَتْ بِمَكْرِهِنَّ أَرْسَلَتْ إِلَيْهِنَّ وَأَعْتَدَتْ لَهُنَّ مُتَّكَأً
Diyanet Meali:Kadın, bunların dedikodularını işitince haber gönderip onları çağırdı. (Ziyafet düzenleyip) onlar için oturup yaslanacakları yer hazırladı.
13:33بَلْ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا مَكْرُهُمْ
Diyanet Meali:Hayır, inkâr edenlere hileleri güzel gösterildi.
13:42وَقَدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَلِلَّهِ الْمَكْرُ جَمِيعًا
Diyanet Meali:Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Bütün tuzaklar Allah’a aittir.
14:46وَقَدْ مَكَرُوا مَكْرَهُمْ
Diyanet Meali:Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı.
14:46وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ
Diyanet Meali:Tuzakları Allah katındadır (Allah, onu bilir).
14:46وَإِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ
Diyanet Meali:Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile…
27:50وَمَكَرُوا مَكْرًا
Diyanet Meali:Onlar bir tuzak kurdular.
27:50وَمَكَرْنَا مَكْرًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Diyanet Meali:Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu.
27:51كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ مَكْرِهِمْ أَنَّا دَمَّرْنَاهُمْ وَقَوْمَهُمْ أَجْمَعِينَ
Diyanet Meali:Bak, onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu: Biz onları ve kavimlerini topyekûn helâk ettik. *
34:33بَلْ مَكْرُ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ إِذْ تَأْمُرُونَنَا أَنْ نَكْفُرَ بِاللَّهِ
Diyanet Meali:(Zayıf ve güçsüz görülenler, büyüklük taslayanlara, “Hayır, bizi hidayetten saptıran) gece ve gündüz kurduğunuz tuzaklardır. Çünkü siz bize Allah’ı inkâr etmemizi emrediyordunuz” derler.
35:10وَمَكْرُ أُولَٰئِكَ هُوَ يَبُورُ
Diyanet Meali:İşte onların tuzağı boşa çıkar.
35:43اسْتِكْبَارًا فِي الْأَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِ
Diyanet Meali:Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı).
35:43وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِ
Diyanet Meali:Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır.
71:22وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا
Diyanet Meali:“Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.” *

مَاكِرِينَ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Erkek Çoğul. Nasb / Cerr Hali. Tekili: مَاكِرٌ 

3:54وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. *
8:30وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
Diyanet Meali:Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.