لُوط

KÖK: ÖZEL İSİM: لُوط

ANLAM: 

لُوطٌ : Lût Aleyhisselam: Hz İbrahim’in yeğeni olup Sodom’a peygamber olarak gönderilmiştir. Bu muhitin ahalisi Hz. Lût’un nasihatlarına kulak asmadıkları için semavi bir musibetle cezalandırılmışlardır.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
لُوطٌ özel isim 27 Lût Aleyhisselam. 11/70

Toplam 27

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Yok.

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Lût لُوط Hz. İbrahim’in yeğeni olan Peygamberinin adı.
Lûtî لُوطِى Lut kavminin çirkin hallerini tekrarlayan.
Livâta لِوَاطَة Lutilik.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

لُوطٌ : Özel isim.

6:86 وَإِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَيُونُسَ وَلُوطًا وَكُلًّا فَضَّلْنَا عَلَى الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali: İsmail’i, Elyasa’ı, Yûnus’u ve Lût’u da doğru yola erdirmiştik. Her birini âlemlere üstün kılmıştık. *
7:80 وَلُوطًا إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali: Lût’u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: “Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz?” *
11:70 قَالُوا لَا تَخَفْ إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَىٰ قَوْمِ لُوطٍ
Diyanet Meali: Dediler ki: “Korkma, çünkü biz Lût kavmine gönderildik.”
11:74 يُجَادِلُنَا فِي قَوْمِ لُوطٍ
Diyanet Meali: Lût kavmi hakkında bizim (elçilerimiz)le tartışmaya başladı.
11:77 وَلَمَّا جَاءَتْ رُسُلُنَا لُوطًا سِيءَ بِهِمْ وَضَاقَ بِهِمْ ذَرْعًا
Diyanet Meali: Elçilerimiz Lût’a gelince onların yüzünden üzüldü, göğsü daraldı.
11:81 قَالُوا يَا لُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَنْ يَصِلُوا إِلَيْكَ
Diyanet Meali: Konukları şöyle dedi: “Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar.”
11:89 وَمَا قَوْمُ لُوطٍ مِنْكُمْ بِبَعِيدٍ
Diyanet Meali: “(Ve unutmayın ki) Lût kavmi sizden uzak değildir.”
15:59 إِلَّا آلَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ أَجْمَعِينَ
Diyanet Meali: Lût’un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir. Lût’un karısı dışında) onların hepsini kurtaracağız. *
15:61 فَلَمَّا جَاءَ آلَ لُوطٍ الْمُرْسَلُونَ
Diyanet Meali: Elçiler (melekler) Lût’un ailesine gelince…*
21:71 وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا لِلْعَالَمِينَ
Diyanet Meali: Onu Lût ile beraber kurtarıp, içinde âlemler için bereketler kıldığımız yere ulaştırdık. *
21:74 وَلُوطًا آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا
Diyanet Meali: Biz, Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik.
22:43 وَقَوْمُ إِبْرَاهِيمَ وَقَوْمُ لُوطٍ
Diyanet Meali: İbrahim’in kavmi ile Lût’un kavmi…*
26:160 كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ الْمُرْسَلِينَ
Diyanet Meali: Lût’un kavmi de peygamberleri yalanladı. *
26:161 إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ لُوطٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Diyanet Meali: Hani kardeşleri Lût, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” *
26:167 قَالُوا لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ يَا لُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمُخْرَجِينَ
Diyanet Meali: Dediler ki: “Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!” *
27:54 وَلُوطًا إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ وَأَنْتُمْ تُبْصِرُونَ
Diyanet Meali: Lût’u da (Peygamber olarak gönderdik.) Hani o, kavmine şöyle demişti: “Göz göre göre, o çirkin işi mi yapıyorsunuz?” *
27:56 فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلَّا أَنْ قَالُوا أَخْرِجُوا آلَ لُوطٍ مِنْ قَرْيَتِكُمْ
Diyanet Meali: Bunun üzerine kavminin cevabı ancak şöyle demek oldu: “Lût’un ailesini memleketinizden çıkarın.”
29:26 فَآمَنَ لَهُ لُوطٌ وَقَالَ إِنِّي مُهَاجِرٌ إِلَىٰ رَبِّي
Diyanet Meali: Bunun üzerine Lût, ona (İbrahim’e) iman etti. İbrahim, “Ben, Rabbime (gitmemi emrettiği yere) hicret edeceğim.” dedi.
29:28 وَلُوطًا إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali: Lût’u da (peygamber olarak gönderdik). Hani o, kavmine şöyle demişti: “Gerçekten siz, sizden önce dünyada hiçbir toplumun yapmadığı bir hayâsızlığı işliyorsunuz.” *
29:32 قَالَ إِنَّ فِيهَا لُوطًا قَالُوا نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَنْ فِيهَا
Diyanet Meali: İbrahim, “Ama orada Lût var” dedi. Onlar, “Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz.”
29:33 وَلَمَّا أَنْ جَاءَتْ رُسُلُنَا لُوطًا سِيءَ بِهِمْ وَضَاقَ بِهِمْ ذَرْعًا
Diyanet Meali: Elçilerimiz Lût’a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı, onlar hakkında çaresizlik içine düştü.
37:133 وَإِنَّ لُوطًا لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ
Diyanet Meali: Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi. *
38:13 وَثَمُودُ وَقَوْمُ لُوطٍ وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ أُولَٰئِكَ الْأَحْزَابُ
Diyanet Meali: … Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı da (peygamberleri yalanlamışlardı). İşte onlar da (böyle) gruplardı. *
50:13 وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ وَإِخْوَانُ لُوطٍ
Diyanet Meali: Âd ve Firavun, Lût’un kardeşleri…
54:33 كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ بِالنُّذُرِ
Diyanet Meali: Lût kavmi de uyarıcıları yalanladı. *
54:34 إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّا آلَ لُوطٍ نَجَّيْنَاهُمْ بِسَحَرٍ
Diyanet Meali: Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Bir seher vakti onları kurtardık. *
66:10 ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِلَّذِينَ كَفَرُوا امْرَأَتَ نُوحٍ وَامْرَأَتَ لُوطٍ
Diyanet Meali: Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi.