ق س و

KÖK HARFLER: ق س و

ANLAM: 

قَسَا : Katı, kalın, sert hale gelmek. (Gece) kararmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
قَسَا fiil-I 3 Katılaştı 57/16
قَاسِيَةٌ isim 3 Sertleşmiş, katılaşmış olan (müennes) 22/53 Müzekker: قَاسِي
قَسْوَةٌ isim 1 Katılaşmak 2/74

Toplam 7


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Kasvet قَسْوَة Katılık. Sıkıntı, iç sıkıntısı. Kalp katılığı. Kasvetli
Kasâvet قَسَاوَة Sertlik. Katılık.
Kâsî(ye) قَاسِى Duygusuz. Katı, hissiz, taş gibi katı.
İksâ’ إِقْسَاء Kasvet. Sıkıntı vermek. Sıkıntı verilmek.
Mukâsât مُقَاسَات Zahmet ve eziyet çekme.

Kasvet kelimesi, “kalp katılığı, acımasızlık, gaddarlık” anlamındaki kasâva (قسوة / قساوة) sözcüğünden gelmektedir. “Bunalma, tasa, karanlık” anlamları Türkçeye özgü görünüyor. Arapça sözlüklerde sadece “kalp katılığı, gılzet” anlamı verilmiştir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

قَسَا : Fiil-I. 

2:74 ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً
Diyanet Meali: Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı oldu.
6:43 قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Diyanet Meali: Kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti.
57:16 فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ
Diyanet Meali: Üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar (gibi olmasınlar).

قَاسِيَةٌ : İsim. İsm-i Fâil. Müzekkeri : قَاسِي

5:13 فَبِمَا نَقْضِهِمْ مِيثَاقَهُمْ لَعَنَّاهُمْ وَجَعَلْنَا قُلُوبَهُمْ قَاسِيَةً
Diyanet Meali: İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lânetledik, kalplerini de kaskatı kıldık.
22:53 لِيَجْعَلَ مَا يُلْقِي الشَّيْطَانُ فِتْنَةً لِلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ
Diyanet Meali: Allah, şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar.
39:22 فَوَيْلٌ لِلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ
Diyanet Meali: Allah’ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay hâline!

قَسْوَةٌ : İsim. 

2:74 ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً
Diyanet Meali: Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı oldu.