ق م ر

KÖK HARFLER: ق م ر

ANLAM: 

قَمِرَ : Işığı yoğunlaşmak. Ay ışığında gözleri kamaşmak ve bu yüzden görememek. Ay ışığında uyanık olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
قَمَرٌ isim 27 Ay 6/77

Toplam 27

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Kamer قَمَر Ay. Çoğulu: Akmâr
Kamerî قَمَرِى Ayla ilgili.
Akmer أَقْمَر Ay gibi beyaz (yüz). 
Kumar قُِمَار Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu.
Kumru قُمْرِى Güvercinler takımından, güvercinden küçük, boz, gri renkli bir kuş.

Kumar kelimesi, “zarla oynanan talih oyunu” anlamındaki kimâr / kumâr (قُِمَار) sözcüğünden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük) 

Kumru kelimesi, “bir tür güvercin, kumru” anlamındaki kumrî (قمرى) sözcüğünden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

قَمَرٌ : İsim. 

6:77 فَلَمَّا رَأَى الْقَمَرَ بَازِغًا قَالَ هَٰذَا رَبِّي
Diyanet Meali: Ay’ı doğarken görünce de, “İşte Rabbim!” dedi.
6:96 فَالِقُ الْإِصْبَاحِ وَجَعَلَ اللَّيْلَ سَكَنًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ حُسْبَانًا
Diyanet Meali: O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı.
7:54 وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِأَمْرِهِ
Diyanet Meali: (Şüphesiz sizin Rabbiniz) güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır.
10:5 هُوَ الَّذِي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَاءً وَالْقَمَرَ نُورًا
Diyanet Meali: O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılandır.
12:4 إِنِّي رَأَيْتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ
Diyanet Meali: “Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm.”
13:2 وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُسَمًّى
Diyanet Meali: (Allah), güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir.
14:33 وَسَخَّرَ لَكُمُ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ دَائِبَيْنِ وَسَخَّرَ لَكُمُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ
Diyanet Meali: O, âdetleri üzere hareket eden güneşi ve ayı sizin hizmetinize sunan, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verendir. *
16:12 وَسَخَّرَ لَكُمُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ
Diyanet Meali: O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. 
21:33 وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ
Diyanet Meali: O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır.
22:18 أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يَسْجُدُ لَهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ
Diyanet Meali: Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay … Allah’a secde etmektedir.
25:61 وَجَعَلَ فِيهَا سِرَاجًا وَقَمَرًا مُنِيرًا
Diyanet Meali: Orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın (şanı çok yücedir).
29:61 وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ
Diyanet Meali: Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetinize kim verdi?” diye soracak olsan mutlaka, “Allah” diyeceklerdir.
31:29 وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى
Diyanet Meali: Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider.
35:13 وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُسَمًّى
Diyanet Meali: Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir.
36:39 وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتَّىٰ عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَدِيمِ
Diyanet Meali: Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. *
36:40 لَا الشَّمْسُ يَنْبَغِي لَهَا أَنْ تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا اللَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِ
Diyanet Meali: Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir.
39:5 وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُسَمًّى
Diyanet Meali: Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir.
41:37 وَمِنْ آيَاتِهِ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ
Diyanet Meali: Gece, gündüz, güneş ve ay Allah’ın varlığının delillerindendir.
41:37 لَا تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَهُنَّ
Diyanet Meali: Güneşe ve aya secde etmeyin. Onları yaratan Allah’a secde edin.
54:1 اقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ
Diyanet Meali: Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. *
55:5 الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ
Diyanet Meali: Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir. *
71:16 وَجَعَلَ الْقَمَرَ فِيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا
Diyanet Meali: Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır? *
74:32 كَلَّا وَالْقَمَرِ
Diyanet Meali: Hayır, (öğüt almazlar.) Aya andolsun ki… *
75:8 وَخَسَفَ الْقَمَرُ
Diyanet Meali: Ay karanlığa gömüldüğü zaman… *
75:9 وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ
Diyanet Meali: Güneş ve ay bir araya getirildiği zaman… *
84:18 وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ
Diyanet Meali: Dolunay hâlindeki aya ki, *
91:2 وَالْقَمَرِ إِذَا تَلَاهَا
Diyanet Meali: Onu izlediğinde Ay’a andolsun, *