ق ب ح

KÖK HARFLER: ق ب ح

ANLAM: 

قَبُحَ : Kötü, şer, berbat, iğrenç, nahoş, çirkin, korkunç olmak.

Şu sözcüğün zıt hali: حَسُنَ

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
مَقْبُوحٌ isim 1 Çirkinleştirilmiş, iğrenç, her türlü hayırdan uzaklaştırılmış 28/42

Toplam 1

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • قَبُحَ (a)
    • فَحُشَ > bak: ف ح ش
    • بَشِعَ
    • شَنُعَ
    • سَمُجَ
  • قَبُحَ (b)
    • عَابَ > bak: ع ي ب
    • عَيَّرَ > bak: ع ي ر
    • نَدَّدَ > bak: ن د د
    • وَصَمَ
    • شَنَّعَ
    • ثَلَبَ
    • شَانَ
  • قَبَّحَ
  • إِسْتَقْبَحَ
    • اِسْتَنْكَرَ > bak: ن ك ر
    • اِسْتَقْطَعَ > bak: ق ط ع
    • اِسْتَهْجَنَ
    • اِسْتَشْنَعَ
  • قُبْحٌ (a)
    • قَبَاحَةٌ > bu kök
    • دَمَامَةٌ
    • بَشَاعَةٌ
    • شَنَاعَةٌ
    • فَظَاعَةٌ
  • قُبْحٌ (b)
  • قَبِيحٌ (a)
    • فَاحِشٌ > bak: ف ح ش
    • سَفِيهٌ > bak: س ف ه
    • بَذِيءٌ
    • شَائِنٌ
  • قَبِيحٌ (b)
    • كَرِيهٌ > bak: ك ر ه
    • دَمِيمٌ
    • شَنِيعٌ

Zıt Manada Kelimeler

  • قَبُحَ (a)
  • قَبُحَ (b)
    • أَجَلَّ > bak: ج ل ل
    • اِحْتَرَمَ > bak: ح ر م
    • مَدَحَ
    • قَرَّظَ
  • قَبَّحَ
    • اِسْتَحْسَنَ > bak: ح س ن
  • اِسْتَقْبَحَ
    • اِسْتَحْسَنَ > bak: ح س ن
  • قُبْحٌ (a)
  • قُبْحٌ (b)
  • قَبِيحٌ (a)
    • وَقُورٌ > bak: و ق ر
    • طَاهِرٌ > bak: ط ه ر
    • رَزِينٌ
    • مُحْتَشَمٌ
    • مُتَأَدِّبٌ
  • قَبِيحٌ (b)

AÇIKLAMA:

FESÂD ile KABÎH kelimeleri arasındaki fark

( ف س دق ب ح )

Fesâd, “hikmetin gerektirdiği ölçüyü değiştirmek”tir. Bunun delili, kelimenin “hikmetin gerektirdiği doğru yol” anlamına gelen salâh kelimesinin zıddı olmasıdır. Biri, hikmetin gerektirdiği ölçüyü eksik bırakır ya da bu ölçüyü aşarsa, “salâh yapmamış” olur. Bu ölçüye uygun davranırsa, “salah yapmış” olur. Kabîh ise, “hikmeti ortadan kaldıran şey”dir ve bu kelimede “ölçü” anlamı yoktur. (Farklar Sözlüğü 312) Bknz: ( ف س د )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Kubh قُبْح Günah ve çirkin hareket. Kabahat. Suç.
Kubhiyyet قُبْحِيَّة Çirkinlik.
Kabîh قَبِيح Çirkin. Kabîh görmek
Kabîha قَبِيحَة Çirkin davranış. Çoğulu: Kabâih
Kabâhat قَبَاحَة Kusur, çirkin iş, tekdir edilmeğe müstehak hareket. Çoğulu: Kabâhât
Makbûh مَقْبُوح Beğenilmeyen. Çirkin ve kabih görülen.
Makbûha مَقْبُوحَة Kabih olan ve hoşa gitmeyip beğenilmeyen hal veya iş.
Takbîh تَقْبِيح Kınama, ayıplama.
İkbâh إِقْبَاح Fenalık yapma, kötülük etme.
Takabbuh تَقَبُّح Çirkinlik.
İstikbâh اِسْتِقْبَاح Çirkin görme, ayıplama, kabih sayma.
Müstakbih مُسْتَقْبِح Tiksinen, beğenmiyen.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

مَقْبُوحِينَ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Kurallı Erkek Çoğul. Nasb / Cerr Hali. Tekili: مَقْبُوحٌ

28:42 وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ هُمْ مِنَ الْمَقْبُوحِينَ
Diyanet Meali: Kıyamet gününde de onlar iğrenç kılınmış kimselerden olacaklardır.