خ ش ي

KÖK HARFLER:  خ ش ي

ANLAM: 

خَشِىَ : Bir kişiden veya şeyden korkmak; hürmetle, ihtiramla, saygıyla, itibarla veya huşu ile ondan çekinmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
خَشِىَ fiil-I 40 Korktu, sakındı, çekindi, endişe etti 98/8
خَشْيَةٌ isim 8 Kendisinden korkulana karşı tazim ve hürmet ile birlikte korkma 21/28

Toplam 48

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • خَشِيَ
  • خَشَّى
  • خَشْيَةٌ (a)
  • خَشْيَةٌ (b)
    • خَلَاعَةٌ > bak: خ ل ع
    • فِسْقٌ > bak: ف س ق
    • تَهَتُّكٌ
  • خَشْيَةٌ (c)

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Haşyet خَشْيَة Korku, korkma.
Tahşiye تَخْشِيَة Korkutma.
Tahaşşî تَخَشِّي Korkmak. Çekinmek. Ürpermek.
Mütehaşşî مُتَخَشِّي 1: Korkan, irkilen. Hürmet ile korkup çekinen. 2: Kendini alçak tutan, alçakgönüllü, mütevazi.
Tehâşî تَخَاشِي Korkup çekinme, sakınma.
Mütehâşî مُتَخَاشِي 1: Çekingen, sakıngan. 2: Huşu ile eğilen.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

خَشِىَ : Fiil-I.

2:150 إِلَّا الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْهُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِي
Diyanet Meali: Zalimlerin dışındaki insanlar(ın elinde size karşı bir koz olmasın). Zalimlerden korkmayın, benden korkun. 
2:150 فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِي وَلِأُتِمَّ نِعْمَتِي عَلَيْكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Diyanet Meali: Zalimlerden korkmayın, benden korkun. Böylece size nimetlerimi tamamlayayım ve doğru yolu bulasınız.
3:173 الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَانًا
Diyanet Meali: Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı.
4:9 وَلْيَخْشَ الَّذِينَ لَوْ تَرَكُوا مِنْ خَلْفِهِمْ ذُرِّيَّةً ضِعَافًا خَافُوا عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali: Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yetimler hakkında da) ürperip korksunlar.
4:25 ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِيَ الْعَنَتَ مِنْكُمْ
Diyanet Meali: Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. 
4:77 فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللَّهِ
Diyanet Meali: Üzerlerine savaş yazılınca, hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah’tan korkar gibi korkarlar.
5:3 الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ
Diyanet Meali: Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun.
5:3 الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ
Diyanet Meali: Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. 
5:44 فَلَا تَخْشَوُا النَّاسَ وَاخْشَوْنِ وَلَا تَشْتَرُوا بِآيَاتِي ثَمَنًا قَلِيلًا
Diyanet Meali: Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. 
5:44 فَلَا تَخْشَوُا النَّاسَ وَاخْشَوْنِ وَلَا تَشْتَرُوا بِآيَاتِي ثَمَنًا قَلِيلًا
Diyanet Meali: Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. 
5:52 يَقُولُونَ نَخْشَىٰ أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ
Diyanet Meali: “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” derler.
9:13 وَهَمُّوا بِإِخْرَاجِ الرَّسُولِ وَهُمْ بَدَءُوكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ أَتَخْشَوْنَهُمْ
Diyanet Meali: Peygamberi yurdundan çıkarmaya kalkışan ve üstelik size tecavüzü ilk defa kendileri başlatan (bir kavimle savaşmaz mısınız?) Yoksa onlardan korkuyor musunuz? 
9:13 فَاللَّهُ أَحَقُّ أَنْ تَخْشَوْهُ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali: Oysa Allah, -eğer siz gerçek mü’minler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.
9:18 وَأَقَامَ الصَّلَاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلَّا اللَّهَ
Diyanet Meali: Namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler…
9:24 وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا
Diyanet Meali: Kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret… 
13:21 وَالَّذِينَ يَصِلُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَنْ يُوصَلَ وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ
Diyanet Meali: Onlar, Allah’ın riâyet edilmesini emrettiği haklara riâyet eden, Rablerine saygı besleyenlerdir.
18:80 وَأَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشِينَا أَنْ يُرْهِقَهُمَا طُغْيَانًا وَكُفْرًا
Diyanet Meali: “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”*
20:3 إِلَّا تَذْكِرَةً لِمَنْ يَخْشَىٰ
Diyanet Meali: Ancak (Allah’ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı)…*
20:44 فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَىٰ
Diyanet Meali: “Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar.”*
20:77 فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا لَا تَخَافُ دَرَكًا وَلَا تَخْشَىٰ
Diyanet Meali: “Yakalanmaktan korkmaksızın, endişe etmeksizin onlara denizde kuru bir yol aç” (diye vahyettik.)
20:94 إِنِّي خَشِيتُ أَنْ تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali: “Şüphesiz ben, İsrailoğullarının arasını açtın demenden korktum” dedi.
21:49 الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَهُمْ مِنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ
Diyanet Meali:  Onlar, görmedikleri hâlde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.*
24:52 وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللَّهَ وَيَتَّقْهِ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ
Diyanet Meali: Kim Allah’a ve Resûlüne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar başarıyı elde edenlerin ta kendileridir.*
31:33 اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَا يَجْزِي وَالِدٌ عَنْ وَلَدِهِ
Diyanet Meali: Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, günden korkun! 
33:37 وَتَخْشَى النَّاسَ وَاللَّهُ أَحَقُّ أَنْ تَخْشَاهُ
Diyanet Meali: İnsanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. 
33:37 وَتَخْشَى النَّاسَ وَاللَّهُ أَحَقُّ أَنْ تَخْشَاهُ
Diyanet Meali: İnsanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. 
33:39 الَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللَّهِ وَيَخْشَوْنَهُ
Diyanet Meali: (Daha önce gelip geçen o peygamberler,) Allah’ın vahiylerini tebliğ eden, Allah’tan korkan kimselerdir. 
33:39 وَلَا يَخْشَوْنَ أَحَدًا إِلَّا اللَّهَ
Diyanet Meali: (Allah’tan korkan,) başka hiç kimseden korkmayan kimselerdir.
35:18 إِنَّمَا تُنْذِرُ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ
Diyanet Meali: Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. 
35:28 إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ
Diyanet Meali: Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
36:11 إِنَّمَا تُنْذِرُ مَنِ اتَّبَعَ الذِّكْرَ وَخَشِيَ الرَّحْمَٰنَ بِالْغَيْبِ
Diyanet Meali: Sen ancak Zikr’e (Kur’an’a) uyanı ve görmediği hâlde Rahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. 
39:23 تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ
Diyanet Meali: Rablerinden korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. 
50:33 مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَٰنَ بِالْغَيْبِ وَجَاءَ بِقَلْبٍ مُنِيبٍ
Diyanet Meali: Görmediği hâlde sırf saygıdan dolayı Rahmân’dan korkan ve O’na yönelmiş bir kalp ile gelen kimsele…*
67:12 إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ
Diyanet Meali: Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.*
79:19 وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ
Diyanet Meali: Seni Rabbine ileteyim de O’na karşı derinden saygı duyup korkasın!”*
79:26 إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشَىٰ
Diyanet Meali: Şüphesiz bunda Allah’tan sakınıp korkan kimseler için büyük bir ibret vardır.*
79:45 إِنَّمَا أَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشَاهَا
Diyanet Meali: Sen, ancak ondan korkanları uyarıcısın.*
80:9 وَهُوَ يَخْشَىٰ
Diyanet Meali: O, Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde…*
87:10 سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشَىٰ
Diyanet Meali: Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan öğüt alacaktır.*
98:8 رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ
Diyanet Meali: Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur.

خَشْيَةٌ : İsim.

2:74 وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ
Diyanet Meali: (Taş da vardır ki,) Allah korkusuyla (yerinden kopup) düşer. 
4:77 إِذَا فَرِيقٌ مِنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللَّهِ
Diyanet Meali: İçlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah’tan korkar gibi korkar.
4:77 أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً
Diyanet Meali: Hatta daha çok korkarlar. 
17:31 وَلَا تَقْتُلُوا أَوْلَادَكُمْ خَشْيَةَ إِمْلَاقٍ
Diyanet Meali: Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. 
17:100 قُلْ لَوْ أَنْتُمْ تَمْلِكُونَ خَزَائِنَ رَحْمَةِ رَبِّي إِذًا لَأَمْسَكْتُمْ خَشْيَةَ الْإِنْفَاقِ
Diyanet Meali: De ki: “Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da tükenir korkusuyla cimrilik ederdiniz.”
21:28 وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَىٰ وَهُمْ مِنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ
Diyanet Meali: Onlar, O’nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O’nun korkusuyla titrerler.
23:57 إِنَّ الَّذِينَ هُمْ مِنْ خَشْيَةِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ
Diyanet Meali: Rablerinin azametinden korkup titreyenler…*
59:21 لَوْ أَنْزَلْنَا هَٰذَا الْقُرْآنَ عَلَىٰ جَبَلٍ لَرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُتَصَدِّعًا مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ
Diyanet Meali: Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün.