ف ق د

KÖK HARFLER: ف ق د

ANLAM: 

فَقَدَ : Bir şeyi bulamamak, o şeyi kaybetmek, o şeyi görmemek.Bir şey kendisinde olmamak, ondan yoksun olmak. Bir şeyi istemek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
فَقَدَ fiil-I 2 Kaybetti, yitirdi. 12/72
تَفَقَّدَ fiil-V 1  Kaybolanı araştırdı, aradı. Teftiş etti. 27/20

Toplam 3

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Fakd فَقْد Bulunmamak, bir şeyi kaybetmek. Belirsiz olmak.
Fâkıd فَاقِد Oğlunu veya eşini kaybetmiş kadın.
Fakîd فَقِيد Az rastlanan şey. Nadir bulunabilen nesne.
Fıkdân فِقْدَان Bulunmama, yitme.
İfkâd إِفْقَاد Kaybettirme, kazandırmama.
Tefakkud تَفَقُّد Arayıp sorma. Sorup soruşturma.
Mütefakkıd مُتَفَقِّد Araştırıp soran, tedkik eden.
İftikâd اِفْتِقَاد Arayıp sormak. Kaybolmak.
İstifkâd اِسْتِفْقَاد Kaybolmuş olan bir şeyi araştırıp soruşturma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

فَقَدَ : Fiil-I. 

12:71 قَالُوا وَأَقْبَلُوا عَلَيْهِمْ مَاذَا تَفْقِدُونَ
Diyanet Meali: Yûsuf’un kardeşleri onlara dönerek, “Ne yitirdiniz?” dediler. *
12:72 قَالُوا نَفْقِدُ صُوَاعَ الْمَلِكِ وَلِمَنْ جَاءَ بِهِ حِمْلُ بَعِيرٍ وَأَنَا بِهِ زَعِيمٌ
Diyanet Meali: Onlar, “Hükümdar’ın su kabını yitirdik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Ben buna kefilim” dediler. *

تَفَقَّدَ : Fiil-V 

27:20 وَتَفَقَّدَ الطَّيْرَ فَقَالَ مَا لِيَ لَا أَرَى الْهُدْهُدَ أَمْ كَانَ مِنَ الْغَائِبِينَ
Diyanet Meali: Süleyman, kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi: “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” *