ف أ د

KÖK HARFLER: ف أ د

ANLAM: 

فَأَدَ : Kalbini, gönlünü veya kendisini vurmak, mahvetmek, yaralamak. Av hayvanını kalbinden vurmak. (Bir hastalık ve korku) kalbini etkilemek. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
فُؤَادٌ isim 16 Kalb, gönül 28/10 Çoğulu: أَفْئِدَةٌ

Toplam 16


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir.

Fuâd فُؤَاد Kalb, gönül, yürek. Çoğulu: Ef’ide

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

فُؤَادٌ : İsim. Çoğulu: أَفْئِدَةٌ

6:110 وَنُقَلِّبُ أَفْئِدَتَهُمْ وَأَبْصَارَهُمْ كَمَا لَمْ يُؤْمِنُوا بِهِ أَوَّلَ مَرَّةٍ
Diyanet Meali: Biz onların kalplerini ve gözlerini ters döndürürüz de ilkin ona iman etmedikleri gibi (mucize geldikten sonra da inanmazlar)..
6:113 وَلِتَصْغَىٰ إِلَيْهِ أَفْئِدَةُ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ
Diyanet Meali: Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin diye (bu fısıldamayı yaparlar).
11:120 وَكُلًّا نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنْبَاءِ الرُّسُلِ مَا نُثَبِّتُ بِهِ فُؤَادَكَ
Diyanet Meali: (Ey Muhammed!) Peygamberlerin haberlerinden, kendileriyle senin kalbini pekiştirdiğimiz her bir haberi sana aktarıyoruz.
14:37 فَاجْعَلْ أَفْئِدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْوِي إِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ
Diyanet Meali: “Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır..”
14:43 مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لَا يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ
Diyanet Meali: O gün başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur. *
16:78 وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Diyanet Meali: Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
17:36 إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولَٰئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْئُولًا
Diyanet Meali: Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
23:78 وَهُوَ الَّذِي أَنْشَأَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ
Diyanet Meali: Hâlbuki O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz! *
25:32 كَذَٰلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا
Diyanet Meali: Biz, Kur’an’la senin kalbini pekiştirmek için (onu böyle kısım kısım indirdik) ve onu ağır ağır okuduk.
28:10 وَأَصْبَحَ فُؤَادُ أُمِّ مُوسَىٰ فَارِغًا
Diyanet Meali: Mûsâ’nın anasının kalbi bomboş kaldı.
32:9 وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ
Diyanet Meali: Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
46:26 وَلَقَدْ مَكَّنَّاهُمْ فِيمَا إِنْ مَكَّنَّاكُمْ فِيهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَأَبْصَارًا وَأَفْئِدَةً
Diyanet Meali: Andolsun, size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik.
46:26 فَمَا أَغْنَىٰ عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَا أَبْصَارُهُمْ وَلَا أَفْئِدَتُهُمْ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali: Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir yarar sağlamadı.
53:11 مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَىٰ
Diyanet Meali: Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. *
67:23 قُلْ هُوَ الَّذِي أَنْشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ
Diyanet Meali: De ki: “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir.”
104:7 الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ
Diyanet Meali: O, (Allah’ın), yüreklere işleyen (tutuşturulmuş ateşidir). *