ب ن و

KÖK HARFLER:  ب ن و

ANLAM: 

اِبْنٌ : Oğul. Oğlunun oğlu. Torun, soyundan gelen biri.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

اِبْنٌ (dişili اِبْنَةٌ  veya بِنْ (dişili بِنْتٌ ) : Oğul. Oğlunun oğlu. Torun, soyundan gelen biri (çoğul بَنُونَ ve بَنِينَ ve اَبْنَاءٌ). 

بِنْتٌ : Kız çocuğu; kişinin soyundan gelen bir kadın (çoğul  بَنَاتٌ).

اِبْنُ السَّبِيلِ : Yolcu.

اِبْنُ الطِّينِ : Adam.

اِبْنُ اللَّيْلِ ve اِبْنُ الطَّرِيقِ : Hırsız veya soyguncu.

اِبْنُ الْحَرْبِ : Savaşçı.

اِبْنُ الدُّنْيَا : Zengin adam.

بِنْتُ الْعَيْنِ : Gözyaşı.

بِنْتُ الْيَمِينِ : Kahve.

بَنَاتُ الدَّهْرِ : Felaket ve talihsizlikler.

بَنَاتُ اللَّيْلِ : Keder, acı, üzüntü.

بَنَاتُ الْاَرْضِ : Derecikler.

بَنَاتٌ ayrıca, küçük kız çocuklarının oynadığı bebekler anlamındadır.

بُنَىٌّ (küçültme ismidir, اِبْنٌ kelimesinin) : Sevgi şekli. (dişi hali: بُنَيَّةٌ ).

بُنَىٌّ  : Küçük bir kız çocuğu.

بُنَيَّاتُ الطَّرِيقِ : Ana yoldan ayrılan küçük yollar.

بَنُو فُلَانٍ : Böyle birinin oğulları, çocukları veya soyundan gelenler.

بَنُوا اٰدَمَ : Adem oğulları.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnek ÂyetAçıklama
اِبْنٌisim63Erkek çocuk, oğul33/55Çoğulu: أَبْنَاءٌ
بِنْisim80Erkek çocuk, oğul37/102Küçültme İsmi: بُنَىٌّ 
اِبْنَتٌisim2Kız çocuk66/12
بَنَاتٌisim17Kız çocuk (çoğul)52/39Tekili: بِنْتٌ

Toplam:162


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • إِبْنٌ
    • صَبِيَّةٌ > bak: ص ب و
    • فَتَاةٌ > bak: ف ت ي
    • كَرِيمَةٌ > bak: ك ر م
    • بِنْتٌ > bu kök
    • إِبْنَةٌ > bu kök

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

İbn إِبْن Oğul. Çoğul: Ebnâ’, Benûn, Benîn
Benî بَنِى Oğullar, evlatlar, çocuklar.
İbne(tü) إِبْنَة Kız çocuğu. Teennüs eden oğlan.
Bint بِنْت Kız. Çoğul: Benât
Ebânet أَبَانَة İbnelik.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

اِبْنٌ : İsim. Çoğulu: أَبْنَاءٌ

2:49يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ أَبْنَاءَكُمْ
Diyanet Meali:Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, (kadınlarınızı sağ bırakıp), oğullarınızı boğazlayan (Firavun ailesinden kurtarmıştık).
2:87وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ
Diyanet Meali:Meryem oğlu İsa’ya mucizeler verdik. Onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik.
2:146الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ أَبْنَاءَهُمْ
Diyanet Meali:Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar.
2:177وَآتَى الْمَالَ عَلَىٰ حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَىٰ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:Mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa … verenler…
2:215قُلْ مَا أَنْفَقْتُمْ مِنْ خَيْرٍ فَلِلْوَالِدَيْنِ وَالْأَقْرَبِينَ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:(Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar). De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir.”
2:246وَمَا لَنَا أَلَّا نُقَاتِلَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَقَدْ أُخْرِجْنَا مِنْ دِيَارِنَا وَأَبْنَائِنَا
Diyanet Meali:“Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz hâlde Allah yolunda niye savaşmayalım?”
2:253وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ
Diyanet Meali:Meryem oğlu İsa’ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik.
3:45إِنَّ اللَّهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٍ مِنْهُ اسْمُهُ الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ
Diyanet Meali:“(Ey Meryem!) Allah, seni kendi tarafından bir kelime ile müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir.”
3:61فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ
Diyanet Meali:De ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım…”
3:61فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ
Diyanet Meali:De ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım…”
4:11آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَاؤُكُمْ لَا تَدْرُونَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ لَكُمْ نَفْعًا
Diyanet Meali:Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz.
4:23وَحَلَائِلُ أَبْنَائِكُمُ الَّذِينَ مِنْ أَصْلَابِكُمْ
Diyanet Meali:Size şunlarla evlenmek haram kılındı: … öz oğullarınızın karıları…
4:36وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:Uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya … iyilik edin.
4:157وَقَوْلِهِمْ إِنَّا قَتَلْنَا الْمَسِيحَ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللَّهِ
Diyanet Meali:“Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden dolayı (kalplerini mühürledik).
4:171إِنَّمَا الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ اللَّهِ وَكَلِمَتُهُ
Diyanet Meali:Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın peygamberi, (Meryem’e ulaştırdığı, emriyle onda var ettiği) kelimesi (ve kendisinden bir ruhtur).
5:17لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ
Diyanet Meali:Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir”, diyenler kesinlikle kâfir oldular.
5:17قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ أَنْ يُهْلِكَ الْمَسِيحَ ابْنَ مَرْيَمَ
Diyanet Meali:De ki: “Şâyet Allah, Meryem oğlu Mesih’i, (onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini) yok etmek istese, Allah’a karşı kim ne yapabilir?”
5:18وَقَالَتِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارَىٰ نَحْنُ أَبْنَاءُ اللَّهِ وَأَحِبَّاؤُهُ
Diyanet Meali:(Bir de) yahudiler ve hıristiyanlar, “Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” dediler.
5:27وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı…
5:46وَقَفَّيْنَا عَلَىٰ آثَارِهِمْ بِعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:O peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa’yı, önündeki (Tevrat’ı) doğrulayıcı olarak gönderdik.
5:72لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ
Diyanet Meali:Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kâfir oldu. 
5:75مَا الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ إِلَّا رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُ
Diyanet Meali:Meryem oğlu Mesih, sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti.
5:78لُعِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَلَىٰ لِسَانِ دَاوُودَ وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ
Diyanet Meali:İsrailoğullarından inkâr edenler, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlendi.
5:110إِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ اذْكُرْ نِعْمَتِي عَلَيْكَ وَعَلَىٰ وَالِدَتِكَ
Diyanet Meali:O gün Allah, şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün.”
5:112إِذْ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ هَلْ يَسْتَطِيعُ رَبُّكَ
Diyanet Meali:Hani havariler de, “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin (bize gökten bir sofra indir)ebilir mi?” demişlerdi.
5:114قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا أَنْزِلْ عَلَيْنَا مَائِدَةً مِنَ السَّمَاءِ
Diyanet Meali:Meryem oğlu İsa, “Ey Allahım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir” dedi.
5:116وَإِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ أَأَنْتَ قُلْتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَٰهَيْنِ
Diyanet Meali:Allah, kıyamet günü şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara, (Allah’ı bırakarak) beni ve anamı iki ilâh edinin, dedin?”
6:20الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ أَبْنَاءَهُمُ
Diyanet Meali:Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (Peygamberi) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar.
7:127قَالَ سَنُقَتِّلُ أَبْنَاءَهُمْ وَنَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ وَإِنَّا فَوْقَهُمْ قَاهِرُونَ
Diyanet Meali:Firavun, “Biz onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Biz onların üzerinde ezici bir güce sahibiz?” dedi.
7:141يُقَتِّلُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ
Diyanet Meali:Oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı.
7:150قَالَ ابْنَ أُمَّ إِنَّ الْقَوْمَ اسْتَضْعَفُونِي وَكَادُوا يَقْتُلُونَنِي
Diyanet Meali:(Kardeşi) “Ey anam oğlu” dedi, “Kavim beni güçsüz buldu. Az kalsın beni öldürüyorlardı.”
8:41فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَىٰ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:(Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin) beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir.
9:24قُلْ إِنْ كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَاؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُمْ مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُوا
Diyanet Meali:De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, (artık Allah’ın emri gelinceye kadar) bekleyin!
9:30وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌ ابْنُ اللَّهِ
Diyanet Meali:Yahudiler, “Üzeyr, Allah’ın oğludur” dediler.
9:30وَقَالَتِ النَّصَارَى الْمَسِيحُ ابْنُ اللَّهِ
Diyanet Meali:Hıristiyanlar ise, “İsa Mesih, Allah’ın oğludur” dediler.
9:31اتَّخَذُوا أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ وَالْمَسِيحَ ابْنَ مَرْيَمَ
Diyanet Meali:(Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; (hıristiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler.
9:60وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:(Sadakalar), … (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir.
11:42وَنَادَىٰ نُوحٌ ابْنَهُ وَكَانَ فِي مَعْزِلٍ يَا بُنَيَّ ارْكَبْ مَعَنَا
Diyanet Meali:Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna, “Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin” diye seslendi.
11:45فَقَالَ رَبِّ إِنَّ ابْنِي مِنْ أَهْلِي وَإِنَّ وَعْدَكَ الْحَقُّ
Diyanet Meali:Nûh, (Rabbine seslenip) şöyle dedi: “Rabbim! Şüphesiz oğlum da âilemdendir. Senin va’din elbette gerçektir.”
12:81ارْجِعُوا إِلَىٰ أَبِيكُمْ فَقُولُوا يَا أَبَانَا إِنَّ ابْنَكَ سَرَقَ
Diyanet Meali:“Siz babanıza dönün ve deyin ki: “Ey babamız! Şüphesiz oğlun hırsızlık etti.”
14:6يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ وَيُذَبِّحُونَ أَبْنَاءَكُمْ
Diyanet Meali:“Onlar sizi işkencenin en ağırına uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlıyorlardı.”
17:26وَآتِ ذَا الْقُرْبَىٰ حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver.
19:34ذَٰلِكَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ قَوْلَ الْحَقِّ الَّذِي فِيهِ يَمْتَرُونَ
Diyanet Meali:Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur.
20:94قَالَ يَا ابْنَ أُمَّ لَا تَأْخُذْ بِلِحْيَتِي وَلَا بِرَأْسِي
Diyanet Meali:Hârûn: “Ey anam oğlu! Saçımı sakalımı çekme.” dedi.
21:91وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَا آيَةً لِلْعَالَمِينَ
Diyanet Meali:Kendisini de, oğlunu da âlemlere (kudretimizi gösteren) birer delil yapmıştık.
23:50وَجَعَلْنَا ابْنَ مَرْيَمَ وَأُمَّهُ آيَةً وَآوَيْنَاهُمَا إِلَىٰ رَبْوَةٍ
Diyanet Meali:Meryem oğlu İsa’yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de yüksek bir yere yerleştirdik.
24:31إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ آبَائِهِنَّ أَوْ آبَاءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ أَبْنَائِهِنَّ
Diyanet Meali:(Zinetlerini), kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut oğullarından … (başkalarına göstermesinler).
24:31أَوْ أَبْنَائِهِنَّ أَوْ أَبْنَاءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ إِخْوَانِهِنَّ
Diyanet Meali:… yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden…
28:4يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ
Diyanet Meali:(Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde büyüklük taslamış  ve ora halkını sınıflara ayırmıştı). Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu.
30:38فَآتِ ذَا الْقُرْبَىٰ حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver.
31:13وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ
Diyanet Meali:Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma!”
33:4وَمَا جَعَلَ أَدْعِيَاءَكُمْ أَبْنَاءَكُمْ ذَٰلِكُمْ قَوْلُكُمْ بِأَفْوَاهِكُمْ
Diyanet Meali:Yine evlatlıklarınızı  da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır. Bu, sizin ağızlarınızla söylediğiniz (fakat gerçekliği olmayan) sözünüzdür.
33:7وَإِذْ أَخَذْنَا مِنَ النَّبِيِّينَ مِيثَاقَهُمْ وَمِنْكَ وَمِنْ نُوحٍ وَإِبْرَاهِيمَ وَمُوسَىٰ وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ
Diyanet Meali:Hani biz peygamberlerden sağlam söz almıştık. Senden, Nûh’tan, İbrahim, Mûsâ ve Meryem oğlu İsa’dan da.
33:55لَا جُنَاحَ عَلَيْهِنَّ فِي آبَائِهِنَّ وَلَا أَبْنَائِهِنَّ وَلَا إِخْوَانِهِنَّ
Diyanet Meali:Peygamberin hanımlarına, babalarından, oğullarından, erkek kardeşlerinden … ötürü bir günah yoktur.
33:55لَا جُنَاحَ عَلَيْهِنَّ فِي آبَائِهِنَّ وَلَا أَبْنَائِهِنَّ وَلَا إِخْوَانِهِنَّ وَلَا أَبْنَاءِ إِخْوَانِهِنَّ
Diyanet Meali:Peygamberin hanımlarına, babalarından, oğullarından, erkek kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin oğullarından … ötürü bir günah yoktur.
33:55وَلَا أَبْنَاءِ أَخَوَاتِهِنَّ وَلَا نِسَائِهِنَّ
Diyanet Meali:… kız kardeşlerinin oğullarından, mü’min kadınlardan … (ötürü bir günah yoktur).
40:25قَالُوا اقْتُلُوا أَبْنَاءَ الَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ وَاسْتَحْيُوا نِسَاءَهُمْ
Diyanet Meali:“Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın” dediler.
43:57وَلَمَّا ضُرِبَ ابْنُ مَرْيَمَ مَثَلًا إِذَا قَوْمُكَ مِنْهُ يَصِدُّونَ
Diyanet Meali:Meryem oğlu İsa bir örnek olarak anlatılınca bir de ne göresin, senin kavmin (seni susturacak bir delil buldukları zannıyla) hemen şamata etmeye başlar. *
57:27وَقَفَّيْنَا بِعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَآتَيْنَاهُ الْإِنْجِيلَ
Diyanet Meali:Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik.
58:22يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءَهُمْ أَوْ أَبْنَاءَهُمْ
Diyanet Meali:(Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun), babaları, oğulları, (kardeşleri yahut kendi soy sopları) olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini (göremezsin).
59:7فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَىٰ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir.
61:6وَإِذْ قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ إِنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُمْ
Diyanet Meali:Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, (gönderdiği) peygamberiyim” demişti.
61:14كُونُوا أَنْصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ
Diyanet Meali:Allah’ın yardımcıları olun. Nasıl ki Meryem oğlu İsa da havarilere … demişti.

بِنْ : İsim. Küçültme İsmi: بُنَىٌّ Kurallı Erkek Çoğul: بَنُونَ Nasb / Cerr Hali: بَنِينَ (Nun düşmüş: بَنِي)

2:40يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اذْكُرُوا نِعْمَتِيَ الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ
Diyanet Meali:Ey İsrailoğulları!  Size verdiğim nimeti hatırlayın.
2:47يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اذْكُرُوا نِعْمَتِيَ الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ
Diyanet Meali:Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi hatırlayın.
2:83وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ لَا تَعْبُدُونَ إِلَّا اللَّهَ
Diyanet Meali:Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz…” diye söz almıştık.
2:122يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اذْكُرُوا نِعْمَتِيَ الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ
Diyanet Meali:Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi hatırlayın.
2:132وَوَصَّىٰ بِهَا إِبْرَاهِيمُ بَنِيهِ وَيَعْقُوبُ
Diyanet Meali:İbrahim, bunu kendi oğullarına da vasiyet etti, Yakub da öyle…
2:132يَا بَنِيَّ إِنَّ اللَّهَ اصْطَفَىٰ لَكُمُ الدِّينَ
Diyanet Meali:“Oğullarım! Allah, sizin için bu dini (İslâm’ı) seçti.”
2:133إِذْ قَالَ لِبَنِيهِ مَا تَعْبُدُونَ مِنْ بَعْدِي
Diyanet Meali:(Yakub’un, ölüm döşeğinde iken) çocuklarına, “Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?” dediği zaman…
2:211سَلْ بَنِي إِسْرَائِيلَ كَمْ آتَيْنَاهُمْ مِنْ آيَةٍ بَيِّنَةٍ
Diyanet Meali:İsrailoğullarına sor; biz onlara nice açık mucizeler verdik.
2:246أَلَمْ تَرَ إِلَى الْمَلَإِ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ مِنْ بَعْدِ مُوسَىٰ
Diyanet Meali:Mûsâ’dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)?
3:14زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَاءِ وَالْبَنِينَ
Diyanet Meali:Kadınlar, oğullar … gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi.
3:49وَرَسُولًا إِلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنِّي قَدْ جِئْتُكُمْ بِآيَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ
Diyanet Meali:(Allah, onu) İsrailoğullarına bir Peygamber olarak (gönderecek ve o da onlara şöyle diyecek): “Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim.”
3:93كُلُّ الطَّعَامِ كَانَ حِلًّا لِبَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:(Tevrat indirilmeden önce, İsrail’in kendisine haram kıldığı dışında), yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helâl idi.
5:12وَلَقَدْ أَخَذَ اللَّهُ مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ اثْنَيْ عَشَرَ نَقِيبًا
Diyanet Meali:Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik.
5:32مِنْ أَجْلِ ذَٰلِكَ كَتَبْنَا عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ
Diyanet Meali:Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı olmaksızın öldürürse…”
5:70لَقَدْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَأَرْسَلْنَا إِلَيْهِمْ رُسُلًا
Diyanet Meali:Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik.
5:72وَقَالَ الْمَسِيحُ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اعْبُدُوا اللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ
Diyanet Meali:Oysa Mesih şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.”
5:78لُعِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَلَىٰ لِسَانِ دَاوُودَ
Diyanet Meali:İsrailoğullarından inkâr edenler, Davud (ve Meryem oğlu İsa) diliyle lânetlendi.
5:110وَإِذْ كَفَفْتُ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَنْكَ إِذْ جِئْتَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ
Diyanet Meali:“Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman, ben seni onlardan kurtarmıştım.”
6:100وَجَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ الْجِنَّ وَخَلَقَهُمْ وَخَرَقُوا لَهُ بَنِينَ وَبَنَاتٍ بِغَيْرِ عِلْمٍ
Diyanet Meali:Bir de cinleri Allah’a birtakım ortaklar yaptılar. Oysa onları O yarattı. Bilgisizce Allah’a oğullar ve kızlar da uydurdular.
7:26يَا بَنِي آدَمَ قَدْ أَنْزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارِي سَوْآتِكُمْ وَرِيشًا
Diyanet Meali:Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik.
7:27يَا بَنِي آدَمَ لَا يَفْتِنَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ كَمَا أَخْرَجَ أَبَوَيْكُمْ مِنَ الْجَنَّةِ
Diyanet Meali:Ey Âdemoğulları! (Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak) ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın.
7:31يَا بَنِي آدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ
Diyanet Meali:Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin).
7:35يَا بَنِي آدَمَ إِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِي
Diyanet Meali:Ey Âdemoğulları! İçinizden size benim âyetlerimi anlatan Peygamberler gelir de…
7:105قَدْ جِئْتُكُمْ بِبَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَرْسِلْ مَعِيَ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:Ben size Rabbinizden açık bir delil (mucize) getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder.
7:134لَنُؤْمِنَنَّ لَكَ وَلَنُرْسِلَنَّ مَعَكَ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:(Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan), mutlaka sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz.”
7:137وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ الْحُسْنَىٰ عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ بِمَا صَبَرُوا
Diyanet Meali:Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz, onların sabretmeleri karşılığında gerçekleşti. 
7:138وَجَاوَزْنَا بِبَنِي إِسْرَائِيلَ الْبَحْرَ
Diyanet Meali:İsrailoğullarını denizden geçirdik.
7:172وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنِي آدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ
Diyanet Meali:Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almıştı…
10:90وَجَاوَزْنَا بِبَنِي إِسْرَائِيلَ الْبَحْرَ فَأَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ وَجُنُودُهُ
Diyanet Meali:İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle derhal onları takibe koyuldu.
10:90قَالَ آمَنْتُ أَنَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا الَّذِي آمَنَتْ بِهِ بَنُو إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:“İsrailoğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilâh olmadığına inandım.” dedi.
10:93وَلَقَدْ بَوَّأْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ مُبَوَّأَ صِدْقٍ
Diyanet Meali:Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik…
11:42يَا بُنَيَّ ارْكَبْ مَعَنَا وَلَا تَكُنْ مَعَ الْكَافِرِينَ
Diyanet Meali:“Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma.”
12:5قَالَ يَا بُنَيَّ لَا تَقْصُصْ رُؤْيَاكَ عَلَىٰ إِخْوَتِكَ فَيَكِيدُوا لَكَ كَيْدًا
Diyanet Meali:Babası, şöyle dedi: “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa, sana tuzak kurarlar.”
12:67وَقَالَ يَا بَنِيَّ لَا تَدْخُلُوا مِنْ بَابٍ وَاحِدٍ
Diyanet Meali:Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin” dedi.
12:87يَا بَنِيَّ اذْهَبُوا فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَأَخِيهِ
Diyanet Meali:“Ey oğullarım! Gidin Yûsuf’u ve kardeşini araştırın.”
14:35رَبِّ اجْعَلْ هَٰذَا الْبَلَدَ آمِنًا وَاجْنُبْنِي وَبَنِيَّ أَنْ نَعْبُدَ الْأَصْنَامَ
Diyanet Meali:“Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.”
16:72وَجَعَلَ لَكُمْ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ بَنِينَ وَحَفَدَةً
Diyanet Meali:Eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı.
17:2وَآتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَاهُ هُدًى لِبَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ve onu İsrailoğullarına bir rehber yaptık.
17:4وَقَضَيْنَا إِلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ
Diyanet Meali:Biz, Kitap’ta (Tevrat’ta) İsrailoğullarına, “Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız…” diye hükmettik.
17:6وَأَمْدَدْنَاكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ أَكْثَرَ نَفِيرًا
Diyanet Meali:Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık.
17:40أَفَأَصْفَاكُمْ رَبُّكُمْ بِالْبَنِينَ وَاتَّخَذَ مِنَ الْمَلَائِكَةِ إِنَاثًا
Diyanet Meali:Rabbiniz erkek çocukları size seçip ayırdı da kendisine meleklerden kız çocukları mı edindi?
17:70وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ
Diyanet Meali:Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık.
17:101وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَىٰ تِسْعَ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ فَاسْأَلْ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:Andolsun, biz Mûsâ’ya apaçık dokuz mucize verdik. İsrailoğullarına sor (sana anlatsınlar)…
17:104وَقُلْنَا مِنْ بَعْدِهِ لِبَنِي إِسْرَائِيلَ اسْكُنُوا الْأَرْضَ
Diyanet Meali:Bunun ardından İsrailoğullarına şöyle dedik: “Bu topraklarda oturun…”
18:46الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا
Diyanet Meali:Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür.
20:47فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ
Diyanet Meali:“İsrailoğullarını (serbest bırak ve) bizimle gönder. Onlara işkence etme.”
20:80يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ قَدْ أَنْجَيْنَاكُمْ مِنْ عَدُوِّكُمْ
Diyanet Meali:(Allah, şöyle dedi:) “Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık.”
20:94إِنِّي خَشِيتُ أَنْ تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:“Şüphesiz ben, İsrailoğullarının arasını açtın… demenden korktum.”
23:55أَيَحْسَبُونَ أَنَّمَا نُمِدُّهُمْ بِهِ مِنْ مَالٍ وَبَنِينَ
Diyanet Meali:Kendilerine bol bol verdiğimiz mal ve evlatla (onların iyiliğine koştuğumuzu) mu sanıyorlar?
24:31أَوْ أَبْنَاءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ إِخْوَانِهِنَّ أَوْ بَنِي إِخْوَانِهِنَّ
Diyanet Meali:(Zinetlerini), … yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından … (başkalarına göstermesinler).
24:31أَوْ بَنِي أَخَوَاتِهِنَّ أَوْ نِسَائِهِنَّ
Diyanet Meali:… yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan … (başkalarına göstermesinler).
26:17أَنْ أَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:“İsrailoğullarını bizimle beraber gönder.” *
26:22وَتِلْكَ نِعْمَةٌ تَمُنُّهَا عَلَيَّ أَنْ عَبَّدْتَ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:“Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) İsrailoğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir.” *
26:59كَذَٰلِكَ وَأَوْرَثْنَاهَا بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık. *
26:88يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ
Diyanet Meali:“O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!” *
26:133أَمَدَّكُمْ بِأَنْعَامٍ وَبَنِينَ
Diyanet Meali:Size hayvanlar … veren (Allah’a karşı gelmekten sakının). *
26:197أَوَلَمْ يَكُنْ لَهُمْ آيَةً أَنْ يَعْلَمَهُ عُلَمَاءُ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir? *
27:76إِنَّ هَٰذَا الْقُرْآنَ يَقُصُّ عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَكْثَرَ الَّذِي هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ
Diyanet Meali:Şüphesiz bu Kur’an, İsrailoğullarına üzerinde ayrılığa düştükleri şeylerin çoğunu açıklıyor. *
31:13وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ
Diyanet Meali:Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma!”
31:16يَا بُنَيَّ إِنَّهَا إِنْ تَكُ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ فَتَكُنْ فِي صَخْرَةٍ أَوْ فِي السَّمَاوَاتِ أَوْ فِي الْأَرْضِ يَأْتِ بِهَا اللَّهُ
Diyanet Meali:(Lokmân, öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir.”
31:17يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ
Diyanet Meali:“Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy.”
32:23فَلَا تَكُنْ فِي مِرْيَةٍ مِنْ لِقَائِهِ وَجَعَلْنَاهُ هُدًى لِبَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:Sen de kitaba (Kur’an’a) kavuşma konusunda sakın şüphe içinde olma. Onu İsrailoğullarına bir yol gösterici kılmıştık.
36:60أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَنْ لَا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ
Diyanet Meali:“Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin… diye emretmedim mi?”
37:102يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَىٰ فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانْظُرْ مَاذَا تَرَىٰ
Diyanet Meali:“Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?”
37:149فَاسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمُ الْبَنُونَ
Diyanet Meali:Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı? *
37:153أَصْطَفَى الْبَنَاتِ عَلَى الْبَنِينَ
Diyanet Meali:Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti? *
40:53وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْهُدَىٰ وَأَوْرَثْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ الْكِتَابَ
Diyanet Meali:Andolsun, biz Mûsâ’ya hidayet verdik. İsrailoğulları’na da, o kitabı (Tevrat’ı) miras bıraktık. *
43:16أَمِ اتَّخَذَ مِمَّا يَخْلُقُ بَنَاتٍ وَأَصْفَاكُمْ بِالْبَنِينَ
Diyanet Meali:Yoksa, Allah, yarattıklarından kendisine kızlar edindi de, oğulları size mi seçip ayırdı? *
43:59إِنْ هُوَ إِلَّا عَبْدٌ أَنْعَمْنَا عَلَيْهِ وَجَعَلْنَاهُ مَثَلًا لِبَنِي إِسْرَائِيلَ
Diyanet Meali:İsa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları’na örnek kıldığımız bir kuldur. *
44:30وَلَقَدْ نَجَّيْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ مِنَ الْعَذَابِ الْمُهِينِ
Diyanet Meali:Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan kurtardık.
45:16وَلَقَدْ آتَيْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ
Diyanet Meali:Andolsun biz, İsrailoğullarına kitap, hükümranlık ve peygamberlik verdik.
46:10وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَلَىٰ مِثْلِهِ
Diyanet Meali:İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini (Tevrat’ta görerek) şahitlik edip (inandığı hâlde siz yine de büyüklük taslamışsanız, haksızlık etmiş olmaz mısınız?)…
52:39أَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَ
Diyanet Meali:Yoksa, kızlar O’na (Allah’a) da oğullar size mi? *
61:6يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ إِنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُمْ
Diyanet Meali:“Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size (gönderdiği) peygamberiyim”
61:14فَآمَنَتْ طَائِفَةٌ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَتْ طَائِفَةٌ
Diyanet Meali:Bunun üzerine İsrailoğullarından bir kesim inanmış, bir kesim de inkâr etmişti.
68:14أَنْ كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنِينَ
Diyanet Meali:(… olan kimseye) mal ve oğulları vardır diye, (sakın boyun eğme). *
70:11يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ
Diyanet Meali:Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını … fidye olarak versin (de, kendisini kurtarsın).
71:12وَيُمْدِدْكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ
Diyanet Meali:“Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin.”
74:13وَبَنِينَ شُهُودًا
Diyanet Meali:Ve gözü önünde duran oğullar (verdim).
80:36وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ
Diyanet Meali:Eşinden ve çocuklarından…*

اِبْنَتٌ : İsim.

28:27قَالَ إِنِّي أُرِيدُ أَنْ أُنْكِحَكَ إِحْدَى ابْنَتَيَّ هَاتَيْنِ
Diyanet Meali:Şu’ayb, “Ben, (sekiz yıl bana çalışmana karşılık), şu iki kızımdan birisini sana nikâhlamak istiyorum…” dedi.
66:12وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا
Diyanet Meali:Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan İmran kızı Meryem’i (de inananlara örnek gösterdi).

بَنَاتٌ : İsim.

4:23حُرِّمَتْ عَلَيْكُمْ أُمَّهَاتُكُمْ وَبَنَاتُكُمْ وَأَخَوَاتُكُمْ وَعَمَّاتُكُمْ
Diyanet Meali:Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız…
4:23وَعَمَّاتُكُمْ وَخَالَاتُكُمْ وَبَنَاتُ الْأَخِ
Diyanet Meali:… halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları…
4:23وَبَنَاتُ الْأُخْتِ وَأُمَّهَاتُكُمُ اللَّاتِي أَرْضَعْنَكُمْ
Diyanet Meali:… kız kardeş kızları, sizi emziren sütanneleriniz…
6:100وَخَرَقُوا لَهُ بَنِينَ وَبَنَاتٍ بِغَيْرِ عِلْمٍ
Diyanet Meali:Bilgisizce Allah’a oğullar ve kızlar da uydurdular.
11:78يَا قَوْمِ هَٰؤُلَاءِ بَنَاتِي هُنَّ أَطْهَرُ لَكُمْ
Diyanet Meali:“Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir…”
11:79قَالُوا لَقَدْ عَلِمْتَ مَا لَنَا فِي بَنَاتِكَ مِنْ حَقٍّ
Diyanet Meali:Onlar, “İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok…” dediler.
15:71قَالَ هَٰؤُلَاءِ بَنَاتِي إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ
Diyanet Meali:Lût: “İşte kızlarım. Eğer yapacaksanız (onlarla evlenebilirsiniz)” dedi. *
16:57وَيَجْعَلُونَ لِلَّهِ الْبَنَاتِ سُبْحَانَهُ وَلَهُمْ مَا يَشْتَهُونَ
Diyanet Meali: Onlar, kızları Allah’a nispet ediyorlar -ki O, bundan  uzaktır- kendilerine ise, canlarının istediğini. *
33:50وَمَا مَلَكَتْ يَمِينُكَ مِمَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَيْكَ وَبَنَاتِ عَمِّكَ
Diyanet Meali:(Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini), Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; (seninle beraber hicret eden), amcanın kızlarını … (helâl kıldık.)
33:50وَبَنَاتِ عَمَّاتِكَ
Diyanet Meali:… halalarının kızlarını…
33:50وَبَنَاتِ خَالِكَ
Diyanet Meali:… dayının kızlarını…
33:50وَبَنَاتِ خَالَاتِكَ اللَّاتِي هَاجَرْنَ مَعَكَ
Diyanet Meali:… seninle beraber hicret eden … teyzelerinin kızlarını … (sana helâl kıldık).
33:59يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاءِ الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَابِيبِهِنَّ
Diyanet Meali:Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler.
37:149فَاسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمُ الْبَنُونَ
Diyanet Meali:Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı? *
37:153أَصْطَفَى الْبَنَاتِ عَلَى الْبَنِينَ
Diyanet Meali:Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti? *
43:16أَمِ اتَّخَذَ مِمَّا يَخْلُقُ بَنَاتٍ وَأَصْفَاكُمْ بِالْبَنِينَ
Diyanet Meali:Yoksa, Allah, yarattıklarından kendisine kızlar edindi de, oğulları size mi seçip ayırdı? *
52:39أَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَ
Diyanet Meali:Yoksa, kızlar O’na (Allah’a) da oğullar size mi? *